Sene 1978.. Bahar ayları..
Antalya lisesinde tarih öğretmeni ve idareciyim. Türkiye’de anarşi kol geziyor.
Öğleden sonraki ilk dersime geç gelen bir öğrenci kulağıma eğilerek, “hocam özür dilerim. Fenerbahçe Başkanı Faruk Ilgaz kaza geçirmiş, Devlet Hastanesi Başhekimi
babamla beraber ziyaretine gittik, o yüzden geç kaldım” dedi.
“İyi yapmışsın evladım, çok üzüldüm, durumu nasıl, yarın beraber ziyaretine gidelim” dedim.
Sabah sarı kırmızı güllerden oluşan bir buketle Faruk beyi ziyaret ettik.
”Faruk bey ben Galatasaray’lı tarih öğretmeni Mehmet Özata’yım, geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum efendim” dedim.
Çok memnun oldu, gözleri yaşardı, hasta haliyle doğrularak yanaklarımdan öptü.
O güzel insan Faruk Ilgaz beyi 16 Temmuz’da 92 yaşında ebediyete uğurladık, . Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
İlginçtir, anarşinin, öğrenci olaylarının ve terörün Türkiye’yi kasıp kavurduğu o yıllarda bile Galatasasray-Fenerbahçe dostluğu bozulmamıştı.
Fenerbahçe’li arkadaşlarımızla elele, kolkola maçları seyreder evlerimize giderdik.
Sporda şiddeti önleme yasasından sonra başlatılan şike operasyonu sonrası Fenerbahçe, Galatasaray ve Galatasaray’lılara düşman oldu.
Sebep, şike sürecinde Futbol Fedarasyonu’nda görevli 2-3 Galatasaray’lı UEFA’nın istediği şikeyle ilgili mahkeme kayıtlarını UEFA’ya göndermesi.
Galatasaray’lı yöneticiler, Fenerbahçe’liliği ayyuka çıkmış Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’in talimatıyla o belgeleri UEFA’ya göndermişlerdir.
Daha sonra Federasyon Başkanı olan Fenerbahçe Voleybol Şubesi Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, şikeyle ilgili olarak UEFA’nın Fenerbahçe’ye verilmesini istediği küme düşme cezasını bir türlü uygulamadı. Şark kurnazlığıyla durumu idare etmeye çalıştı ama ne İsa’ya, ne de Musa’ya yaranamadı.
Üstelik Mehmet Ali Aydınlar Fenerbahçe’liler tarafından aforoz edildi.
Türkiye Şampiyonluğu UEFA tarafından kabul edilmediği için Avrupa kupalarından men edilen Fenerbahçe’ye yeni seçilen Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören’de ceza veremediği için işler tam bir arap saçına dönüştü.
Şampiyonluğun kendi hakları olduğunu iddia eden Trabzonspor’lular şampiyonluk kupasını isteyince kıyamet koptu.
Bütün şike sürecinde Fenerbahçe başkanı, yardımcısı ve pek çok yöneticisi olaylarla hiçbir alakası olmayan Galatasaray ve Galatasaray’lıları hedef tahtası yaparak sürekli düşmanlığı körüklediler.
Galatasaray’lı yöneticiler hep savunmada kalarak yatıştırıcı olmaya çalıştılar.
Yalaka skor medyası, Fenerbahçe’lilere yaranmak ve daha çok gazete satmak için sürekli olayları körükleyen haberler yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar..
Fenerbahçe’ye gelen her yabancı futbolcunun ağzından Galatasaray aleyhine haberler yaptılar. Örneğin, sağlık testinde “ Hangi takıma allerjin var?” “Galatasaray’a” dedirterek, yalan, yanlış ve basit haberler yaptılar.
Maalesef, bu güne kadar şike süreciyle ilgili olarak gazetelerin spor sayfalarında doğru haberler yapılmadığı, yalan, yanlış ve asparagas haberlerle sporseverler yanıltıldığı için bunları yazmak zorunda kaldım.
Bir şekilde Galatasaray ve Galatasaray’lıların düşüncelerine tercüman oldum.
Fenerhabçe’li dostlarım Galatasaylı bir kardeşlerinin savunması olarak bu yazıyı değerlendirsinler.
Çok sevdiğim şairlerimizden Can Yücel üstadın bir dörtlüğüyle veda ediyorum.
İnsanlar vardır , çeşit, çeşit, tip, tip,
Her biri başka bir karaktere sahip,
Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı,
Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı…