“Çalı çırpı idi evim idi” 

... idi... idi erim idi”

Unutamadığım yıllar öncesine ait bir reklam vardı: “Bekarları evlendiriyoruz.  Evlileri de evlendiriyoruz.”

Reklam günlerce televizyon kanallarında yinelendi. Bir süre sonra işin aslı ortaya çıktı. Konut yapım firmalarından birisi yaptırdığı toplu konutları satışa sunuyordu. Evlere biçilen fiyatları ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim!

Konut yapım kooperatifleri, yap-saçtılar, al-satçılar birbirleriyle yarışıyordu. Gecekondular kısa bir süre sonra gökdelenlere dönüyordu. İnsanlar bütün birikimlerini ev sahibi olmak için ortaya koyuyordu. Elde avuçta olanlar elbette yetersizdi. Bütün tanıdıkların kapısı çalınıyordu. Altın, dolar ne bulunuyorsa borç olarak alınmış olsa da onlar da yetersiz kalıyordu, banka kapılarına gidenlerin sayısı belirsizdi.

 Bir şekilde ev sahibi olanlar şanslı sayılırdı. Ekonomide yaşanan olumsuzluklar, hesap edilmeyen harcamalar her şeyi berbat edebiliyordu. Vurguncular da bu pastadan aslan payını almak için köşe başlarını tutmuştu. Yıllarca kooperatiflere, bankalara taksit ödeyenlerin büyük bir kısmı hayal kırıklığına uğruyordu.

Çevremizde yarım kalmış apartmanlar var. Bir veya iki kat çıkmış apartmanlar yıllardır kendi kaderine terk edilmiş olarak bekliyordu. Yarım kalan konutlar, insanların beklentilerini geleceklerini de karartıyordu.

Yarım kalan inşaatlar, bana iki üç kez aldatılan, ömür boyu ödeme yapsalar da borçtan kurtulamayan, ev sahibi olamayan insanları anımsatıyor.