Yani Aralık 2019’da Çin’de başlayıp tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgınının, 22 Mart 2020 Pazar gününden başlayarak evlere hapsettirdiği bir nesil...

İşte bu nesli anlatan sosyal medyadaki bir yazıyı, herkes görmüş ve okumuş da olabilir. Ama günümüze çok denk gelen bu yazıyı, paylaşılmış da olsa biraz düzelterek okuyucuya sunmak, herhalde zamana ve mekâna uygun düşer dedim.

* * *

Kimdir bunlar?

-En genci 65, en delikanlısı 80 yaşında olan, hala 18’lik deli taylar gibi ideallerinin peşinde koşan hesapsız bir nesil.

-Okulda ABD süt tozuyla beslenmiş…

-Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…

-Canik lastikten ayakkabı giymiş…

-Hiçbirinin renkli bir çocukluk resmi olmamış…

-Hatta hiç bebeklik, hiç çocukluk resmi olmamış…

-Hiçbiri kreş, dershane, özel okul görmemiş…

-Çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşım duygusu zirve yapmış…

-Birçoğu okurken çalışarak okul harçlığını çıkarmış…

Ama hepsi de ders verecek kadar bilgi sahibi olmuş bir tuhaf nesil.

* * *

-Bu nesil özel bir nesil, birbiriyle vatan için vuruşmuş…

-Vurmuş, vurulmuş; dövmüş, dövülmüş…

-Ne yaptıysa, yoluyla yordamıyla kendi meşrebine ve de ahlakına yakışanı yapmış…

-Düşmanın merdini aramış, buldu mu hakkını teslim edip onu da sevmiş…

-Dostun namerdinden, arkadan hançerleyeninden nefret etmiş…

-Baskı görmüş, çatışma görmüş, sorguda işkence görmüş…

-Karakolda filistin askısıyla, cezaevinde isyanla tanışmış…

-İdam sehpasında halkına selam gönderen inançlı yiğitler de sırtından kurşunlanıp dostunun kucağında can veren yiğitler de bu nesilden çıkmış…

-Bu nesil bir üretim harikası mı, yoksa bir üretim hatası mı? Tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız, hesapsız bu vatanı sevmiş…

-Ne ailesine, ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuş…

-Eğilmemiş, el etek öpmemiş, aç yatmış ama kuyruğu dik tutmuş…

Yani şahsına münhasır özel bir nesildir bu nesil.

* * *

Ve görevini, sorumluluğunu bilen bir nesil.

Ve de onuru için bir pireye bir yorganı yakan, öfkeli, hırçın, bir acayip nesil.

-İyi bakın, bunlar kadifeye sarılmış çelik yumruk misalidir; yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu neslin öfkesinden sakının…

-Bunlar kimi sokakta oyun arkadaşıdır, kimi okul arkadaşıdır.

-Kimisi de bir ömrün adandığı bir ideal uğruna, mücadele vermiş yol arkadaşıdır.

-Darbeler görmüştür bu nesil, muhtıralar görmüştür.

-Ezilmiş, ama ezik kalmamıştır.

-Kan kusmuş, ama kızılcık şerbeti içiyorum demiştir.

-Bu neslin yaşarken öğrendikleri bilgi, kaybederken edindikleri tecrübe en büyük serveti olmuştur.

-Ve de tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, bir direnç abidesi olmuştur.

-Sizin evinizde de bunlardan kalan varsa bunları korumaya alın.

Çünkü bunların nesilleri tükendi, üretimi sonlandı.

* * *

-Neden bu nesil özeldir, biliyor musunuz?

-Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti; dozer gibi ezdi geçti…

-Bu nesil 70’lerde, 80’lerde çok büyük bedeller ödedi…

-Hayat bu nesli sınadı, öğüttü, ama tüketemedi…

-Bu çarktan kurtulabilenler sabırlı davranmayı, yaşamayı, hayatta kalmayı bildi…

-Bu nesil ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, yoldaşlığı, arkadaşlığı, son lokmayı paylaşmayı, sadakat ve vefayı bildi…

-Bu nesil katı, aksi, deli ve serttir; ama bir o kadar da merttir…

-Ve de bu nesil, hoş görülü ve merhametlidir…

-Onun için 65 yaş ve üstü, hatta 60 yaş ve üstü olup, inadına yaşayan ana-baba, amca-dayı, teyze-hala, yenge, dede, anneanne, babaanne, her neyiniz varsa değerini bilin.

-Çünkü bunlar elinizdeki en değerli hazinelerinizdir.

-Oturun onlarla konuşun, dinleyin, onlardan geçmişini öğrenin.

-Sonra arar da bulamazsınız.

Çünkü onlar yakın tarihin son kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın bir tarih kitabıdır…

İşte bu sözlerle “Bizden söylemesi” demiş, bu paylaşımı yapanlar.