Bu hafta nasıl bir yazı kaleme alayım derken şöyle bir arşivi karıştırdım. Arşivimi incelerken 2004 yılı Temmuz ayı içerisinde kaleme aldığım bir yazı dikkatimi çekti. Yazımı okurken o tarihten günümüze çağrışımlarda bulunduğunu düşünerek siz değerli okuyucularım ile yeniden paylaşmak istedim.

O tarihlerde iki bölüm halinde kaleme aldığım yazım ÇİZMELİ HİKAYE ve FARELİ HİKAYE başlıklarından oluşuyor. Her iki bölümü birlikte okuyarak irdeleyelim:

"ÇİZMELİ HİKAYE

Ünlü ressam sergisini açmıştı.

Sergiyi gezenler tabloların önünde duruyor, hayranlıklarını dile getiriyorlar, ressam da uzaktan konuşulanları, övgüleri, gururla izliyordu.

Hele şaha kalkmış at üzerinde, çizmeli süvari resmi vardı ki, ziyaretçilerin ilgi odağı oluyordu.

Ziyaretçilerden birisi bu tabloyu inceledi ve dudak büktü; "Olmamış" dedi.

Ressam adama yaklaşıp:

"Neresi olmamış?" diye sordu.

"Çizmeler yanlış. Çizme beş körüklü olur. Siz dört körüklü yapmışsınız,"

Ressam adama; "Siz ne iş yaparsınız?"

Adam da ressama ,"Ben çizmeciyim..."dedi.

Ressam,"Anladım. Bir daha bu yanlışa düşmeyelim..."dedi, ama çizmecinin tablodaki yanlışları sayması bitmemiş:

"Bulutlar karanlık olmuş, adamın burnu daha kemerli olmalıydı. Atın göz rengi ile süvarinin göz rengi uyuşmamış..." gibi saçmalar sıralamaya başlayınca;

Ressamımız adama:

"Sen çizmeden yukarı çıkma!..." diye çıkıştı.

Son günlerde bu hikayeyi sık sık anlatma ihtiyacı duyuyorum...

Galiba çizmeci sayısında çoğalma var..."

*

Tabiatı gereği midir bilmem? İnsan inanmak istediğine inanır, anlamak istediğini anlar, görmek istediği kadarını görür ve duymak istediğini duyar. Malumunuz içerisinde bulunduğumuz salgın sürecinde yaşananları ele aldığımızda ne yazık ki sağlıkçılarımız ile bilim insanlarımızın verdiği emeği, gösterilen çabayı toplum olarak bizler ya görmezden geliyoruz, ya da yapılan uyarıları duymak istemiyoruz. Bir de bu yetmiyor, bazı kendini bilmezler sağlıkçılarımıza şiddet uygulamaya kalkıyor.

Güzel başlamış ve devam eden bir süreci ne üzücüdür ki kendi elimizle mahvettik. Biraz daha dikkat! Lütfen bu uyarılar ve yapılanlar hepimizin ve sevdiklerimizin sağlığı için.

Gelelim yazımızın ikinci bölümüne:

"FARELİ HİKAYE

Merak bu ya!

Adamın biri tahta kutunun içine bir fareyi hapsediyor. Uzunca bir zaman geçince kutuyu açıyor. Fare ölmüş.

Ölmüş ama ölmeden önce de boş durmamış. Kutunun iç duvarlarını muhtelif yerlerinden kemirmiş.

Adamımız kemirmekle meydana gelen çukurların hacmini ayrı ayrı ölçüp, hepsini toplamış.

Sonuç : Tek yeri kemirse, fare kutudan rahatlıkla dışarıya çıkacak

İş hayatında, elinde gül gibi işi varken, daldan dala koşarcasına iş değiştirmek insanı yukarda anlattığımız farenin durumuna düşürür.

Ben yeniliklerin sevdalısı bir insanım. İş adamının yenilik ve gelişme istemesi, hatta var olan işlerini iyi bir düzeye getirdikten sonra, yeni, değişik, iş dallarına geçmesi çok normaldir, sevgili vatanımızın da yararınadır.

Ancak, iyi incelemeden, kadro kurmadan, kazançlı olduğuna inandığı önüne gelen her işe atılmaya kalkanların başarı şansı zayıftır.

Anadolu sanayicisinin başarılı olmuş iş dallarını, tekrar tekrar taklit ederek, yıpratıcı rekabet ortamına girmek zaafının yanında; girişimini sonuçlandıran pırıltılı örnekleri var. Çok da sevindirici

Ben yine de sık iş değiştirme heveslilerine Fareli hikayeyi unutmamalarını öneriyorum."

Dinlediğim, okuduğum ve izlediğim hemen hemen herkes salgın sürecinin sona ermesinin ardından Türkiye'nin süreçten yıldızı parlayan ülke olarak çıkacağında hem fikir. Ben de bu kanaatteyim diyebilirim. Süreç sonrasını iyi planlamak gerekiyor. Dünyanın ihtiyaç duyduğu/ duyacağı ürünlere yönelmek gerekiyor ve bu süreci planlama ve yatırım dönemi olarak değerlendirmekte fayda olduğu düşüncesindeyim. Özellikle süreç sonrası mevcut üretim portföyünü değiştirmektense, yeni üretimlere de girerek ürün çeşitliliğini arttırmak açısından uygun olacaktır.

Yazımın ikinci bölümünde de değindiğim gibi iyi incelemeden, kadro kurmadan, kazançlı olduğuna inandığı önüne gelen her işe atılmaya kalkanların başarı şansı zayıftır.

En güzel günler sizlerin olsun.