“Anadolu insanını en çok bozan etken nedir?” diye bir soru gelirse, hiç düşünmeden “televizyon” derim. Gerçekten de bizi iliklerimize kadar etkileyen, değiştiren, sömüren ve istediği şekle sokan bir teknoloji baskını yaşamıştır insanlarımız. Üstelik de hiçbir direnme göstermeden; hatta hatta gönüllü olarak, yani kendi isteğiyle…

Peki, ama ne izliyoruz? Bu soruya vereceğimiz yanıt, sorunun sorulduğu ortama ve yanımızdaki kişilere göre değişkenlik gösteriyor. Örneğin, karizmatik ya da utanılacak bir ortamdaysak, sıralamamız 1. Kültürel ve dini programlar, 2. Açık oturumlar, 3. Eğitici programlar ve 4. Belgeseller, vb. şeklinde sıralanır. Yok, samimi bir ortamdaysak ya da tek başımıza isek bu sıralama daha içten ve gerçekçi olur. Buradaki önceliklerimiz de 1. Diziler, 2. Yarışmalar, 3. Magazin programları, 4. Spor, 5. Kadın programları, vb. şeklinde olabilir.

Şimdi, bu konuda yapılmış bir araştırmaya göz atalım:

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) kuruluşu olan DESAM (DES Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından yapılan araştırma Türk halkının "yerli dizi" hastası olduğunu ortaya çıkardı. Türk halkının büyük çoğunluğu yerli dizileri izlemek için televizyon karşısına geçerken bunu haberler, yarışma programları ve kadın programları izliyor.

Bin 309 kişinin katıldığı anket, Türk halkının televizyon kültürünü ortaya koydu. Ankete katılanların %62,7si erkek, %9,5i ilkokul mezunu, %67,4ü lise mezunu, %19,2si üniversite mezunu, %3,9u ise lisansüstü mezunu.

Ankete göre Türk halkının %29,6’sı günde en az 5 saat televizyon izlerken, %25,3’ü 3 saat, %19,1’i 2 saat, %17,3’ü ise 5 saatten fazla televizyon izliyor. Halkın %27,2’si televizyonu "yapacak başka işi olmadığı" için açarken %24,1’i ise gündemi takip etmek istiyor. Eğlenmek için izleyenlerin oranı %18,7 olurken dinlenmeyi amaçlayanlar %16,4 oldu.

YERLİ DİZİ İZLİYORUZ

Anketin en ilginç sonuçlarından biri ise Türk halkının yerli dizi hastası olduğunu gözler önüne serdi. Araştırmaya göre Türk halkının %39,8i yerli dizi izlemek için televizyon karşısına geçiyor. Bunların %59,3ü gibi büyük bir kısma da beğendiği dizileri düzenli olarak takip ediyor. Halkın %38,2’si dizileri konusuna göre seçerken, %22,1’i başrol oyuncusuna göre, %22,5’i ise kanala göre seçiyor.

HABER PROGRAMLARINDA DUYGU SÖMÜRÜSÜ YAPILIYOR

Ankete göre halkın %57,2’si televizyon izlemenin kendisini geliştirmediğini düşünürken, %26,2’si haberlerde duygu sömürüsü yapıldığını, %13,5’i magazin ağırlıklı programlar olduğunu, %64,8’i televizyon haberlerinin yeterince bilgi ve gerçekleri yansıtmadığını düşünürken %9,2’si ise bu konuda kararsız.

DİNİ İÇERİKLİ ÖĞÜT VERİCİ PROGRAMLAR İZLENİYOR

Türk halkının %40,3’ü şiddet içerikli görüntülerden rahatsız olurken, %16,9’u çıplak görüntülerden, %16,3’ü ise magazin programlarından rahatsız oluyor. Araştırmaya göre halkın %38.8’i dini içerikli ve öğüt verici programları izliyor.

Konuyla ilgili anketi, "Türkiye kitap okuma alışkanlığında Libya, Tanzanya, Fildişi gibi ülkelerin de arasında bulunduğu 173 ülke arasında 86’ıncı sırada yer almaktadır. Türk halkı kitap okumuyor ama günde 5 saat televizyon izliyor" şeklinde değerlendiren DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, "Türk halkı televizyon seyretmeyi, birkaç şarkıcının özel hayatını, futbolcuların şeceresini, sanatçıların künyesini öğrenmeyi o denli abartmış ki değil kitap okumayı, ciddi televizyon programlarını dahi izlemiyor. Bu vahim durumun sorumlusu ise tabii ki yıllardır süregelen baştan savma eğitim politikaları, niteliksiz ve yazboz eğitim sistemidir. İzlenen ekonomik politikalar, sosyal ve kültürel alandaki kalitesiz, derinliksiz ve öykünmeci icraatlar bu karamsar fotoğrafı daha da tetiklemektedir" dedi.

Başka söze gerek var mı?

DÜŞÜNEN SÖZLER:

•Bazen öyle diplomalı insanlar görüyorum ki, “bu kadar cehalet ancak eğitimle mümkündür” diyesim geliyor. Vedat TÜRKALİ

•Cehalet ne güzel şey! Her şeyi biliyorsun. EİNSTEİN

•Kırk delil ile bir cahili ikna edemedim, bir delil ile kırk âlimi ikna ettim. Hz. MEVLANA

•Köleliğin en kötüsü kendi nefsine köle olmaktır. La FONTAİNE

•Bir gün bu memleketin yanağına kocaman bir öpücük, başucuna da bir not bırakıp gideceğim: "Öyle güzel uyuyordun ki, uyandırmaya kıyamadım!" Aziz NESİN