İç politikada iktidar kavgası gözümüzü öyle kör etmiş, kulaklarımızı öyle sağır etmiş ki; emperyalizmi göremez, sömürgeci sesleri duyamaz olduk.

-Bugün dünyanın en kaliteli petrolünü üreten, tüm milli kaynaklarını ABD'ye peşkeş çekmeyip millileştiren Venezüela; darbeyle, işgalle tehdit edilirken...

-Benzer durum Ortadoğu'yu sarıp sarmalamış olup, ülkemize doğru yaklaşırken...

Ne yazık ki, ortak bir duruş bile oluşturamadık.

Bu nedenle 18 Eylül 2013 tarihli "İki Ülke, İki Yurtsever, İki Darbe" başlıklı yazımı, uyarıcı olması anlamında okuyucuya bir kez daha sunmak istedim.

***

İşte size, 20 Ağustos 2013 günü CIA'nın darbeyi biz yaptık dediği iki ülke.

Bu iki ülkeden biri İran, biri Şili'dir. Yurtseverlerin biri Musaddık, biri Allende'dir.

Bu iki yurtsever, ABD patentli CIA destekli darbeye, inandıkları doğrular ve ülkelerinin onuru için direndiler. Direnmenin bedelini de hayatlarıyla ödediler.

Yani ikisi de şapkayı alıp kaçmadılar. Ve her ikisi de kendi halklarının ve de dünya halklarının gönlünde özgürlük sembolü oldular.

* * *

Muhammed Musaddık...

Hukukçu ve İranlı bir siyaset adamıdır. 1951-1953 yıllarında İran Başbakanıdır. Gerçek bir yurtseverdir. 1882'dc doğmuş, 1967'de ölmüştür.

Maliye, Adalet, Dışişleri Bakanlığı da yapmış olağanüstü dürüst bir kişiliktir. Öyle ki, maaş almaz, gönderilen hediyeleri asla kabul etmez.

O dönemde İngiltere'nin tüm petrol ihtiyacını, Avrupa petrol ihtiyacının % 90'ını İran petrolü karşılamakta ve de bugünkü adı BP olan İngiliz şirketi işletmektedir.

Ama İran'da uyanan milli refleks; petrolün millileştirilmesini, milli kaynaklara sahip çıkılmasını istemektedir.

Musaddık, kurduğu "Milli Cephe Partisi" ile millileştirme hareketinin öncülüğünü yapar. 1951'de başbakan olunca, ilk iş petrolün millileştirilmesi olur.

-Elbette ki, İngilizlerle arası açılır.

-Batı işbirlikçisi Şah'la arası açılır.

-Ve de "Toprak Reformu" girişimi sonucu toprak ağalarıyla arası açılır.

Sonuçta; İngilizlerin İran petrolünü kaybetmesi, Musaddık'ın Şah'tan yetkilerini meclise devrini istemesi, İran'da milli duyguların yükselmesi, anti-emperyal bir İran siyasetinin oluşması Musaddık'ın iktidarına son verme kararının gerekçeleri olur.

Ve yıl 1953'tür... İngiliz, ABD ve Şah işbirliğinde CIA'nın organize ettiği darbe girişimi yapılır. Musaddık direnir. Darbe liderleri yakalanır. Şah eşini alıp Roma'ya kaçar.

Birkaç gün sonra CİA işbirlikçisi generallerle ordu yeniden müdahale eder. Başkanlık binası tanklarla bombalanır. Musaddık tutuklanır. Roma'ya kaçan Şah getirilir.

Musaddık vatana ihanetle suçlanır, yargılanır, ölüm cezası verilir. Sonra hücre cezasına çevrilir. 3 yıl tek kişilik hücrede kalır. Evinde göz hapsinde tutulmak koşuluyla çıkarılır. 1967 yılında göz hapsinde iken ölür.

Ve İran petrolleri, yeniden Batılı şirketlerin olur. Ta ki, Humeyni gelene kadar...

Çünkü Musaddık'ın yurtsever siyaseti bastırılmış ve imha edilmiştir; ama artık İran halkındaki milli tepkiler, İslamcı muhalefetle harmanlanmış ve Humeyni hareketini yaratmıştır.

Evet, bugün İngiliz ve Batı işbirlikçisi Şahın kimliği tarihten silinmiştir. Ama Musaddık; İran halkının, tüm Müslüman halkların ve de tüm dünya halklarının gönlünde yaşayan büyük bir yurtsever olarak kalmıştır.

***

Salvador Allende...

1970-1973 arası dünyada seçimle gelen, ilk sosyalist devlet başkanıdır. 1908'de doğmuş, 11 Eylül 1973'te ölmüştür.

Allende Tıp doktorudur. 1933'te Sosyalist Partiyi kurmuş ve 1937'de Milletvekili olmuştur.

1970 yılında "Halk Birliği" oluşumunun Başkan adayı olarak seçimi kazanmış, 4 Kasım 1970 günü Şili Devlet Başkanı olmuştur.

Yoğun bir halkçı program, hızlı bir millileştirme politikası uygulamıştır. Özellikle, tümüyle ABD'lilere ait olan bakır madenlerinin millileştirilmesi, Şili ile ABD arasını germiştir.

Küba ve Çin ile kurulan diplomatik ilişki, ABD ile gerilimi daha da artırmıştır.

Ve yıl 1973'tür... ABD Başkanı Nixon kararını verir; Allende ve Allende'nin sosyalist yönetimi, Şili'de uyanan milli uyanış imha edilecektir.

Amerikan ITT Telekomünikasyon Şirketinin finansörlüğünde, ClA'nın organizesi ile Şili Ordusu Başkanlık sarayına saldırır. Hava Kuvvetleri Başkanlık Sarayını bombalar. Kara kuvvetleri saraya girer. Allende ve saray direnir. Çatışma sonucu Allende ölür.

Ve 11 Eylül 1973 günü ordu yönetime el koyar. Darbeci General Pinochet devlet başkanlığına getirilir. Anayasal düzen lağvedilir. 17 yıl süren kanlı bir askeri diktatörlük yaşanır. "Şili Bakırı" tekrar ABD'nin olur.

Ama bu cesur, inanmış, sosyalist bir yürek, Şili halkının ve dünya halklarının gönlünde, özgürlüğün ve yurtseverliğin bayrağı olarak kalır.

İşte size iki ülke... İşte size iki yurtsever yürek...