Gazetelerin yazdığına göre, ülkede son altı ayda bankalarda 1 milyon ve üzeri hesabı olanların sayısı 27 bin kişi artmış. Fakirleşme oranındaki artış ise %15’dir. Gelir dağılımındaki adalet için, en iyi gösterge olmalı.

Dış güçlerin bizi kıskanması bitmiyor. Fakat ülkeden dışarıya beyin göçü %42 artarken, büyüme oranındaki düşüş tahmini %5’in üzerindedir.

Avrupa'nın en büyük tarım ülkesi olduğumuzu iddia ediyoruz, ne yazık ki arpa, buğday, saman ve bakliyatı dışarıdan alıyoruz.

Krizin olmadığını psikolojik bir etkileşim olduğunu söylüyoruz, sadece bir firmada örneğin Nuhoğlu İnşaat ''Battım anam'' sloganı ile 1000’e yakın işçiyi kapının önüne koyuyor. Otomobil sanayiindeki üretim düşüşü %50’ye yaklaştı.

Kamuda tasarrufa gidilmesini dillendiriyoruz, fakat Suriyelilere masrafımız 32 milyar doları geçti. Uçak varken uçan saray alıyoruz. Sarayın ve uçan sarayın masrafları tavan yapıyor. Ejder meyveli smathie ve lici meyfeli efuli ile keyf sürmekten geri kalmıyoruz.

Biz bunları da atlatmaktan dem vuruyoruz, benzin mazot ve gaza ayda artık üç defa zam geliyor.

Tavuk eti %200, içme suyu %60, okul servisi %30 zamlanmış. Çarşıda, pazarda yangın var.

"Kriz teğet geçecek" diyoruz. Yabancı yatırımcı ülkemizi riskli buluyor. Döviz rezervleri düşmüş, pek çok bankanın mevduat notu düşmüş, işverenler iççilerin maaşını devlet ödesin demeye başladı.

Ülkede et sorunumuz yok diyoruz, canlı hayvan olarak et tüketiminin yarıya yakınını dışarıdan karşılıyoruz. Yine damızlık hayvanı da dışarıdan ithal ediyoruz.

Asgari ücret eriyip gitti. İşsiz sayısı 5 milyona dayandı. 200 kişi işe alınacak olsa 2000 kişi müracaat ediyor.

Ekonomik manzara böyleyken yeni aldığımız hediye uçağın deposu 1070 asgari ücretlinin maaşına eşdeğer paraya doluyor, ama olsun "İtibardan tasarruf olmaz" (!)