İnsanlık tarihinin ilk yazılı barış antlaşması Kadeş, M.Ö. 1280 yılında Hitit Kralı 3. Hattuşili ile Mısır Firavunu 2. Ramses arasında imzalandı. Bu anlaşmanın metnini içeren kil tablet, 1906 yılında Çorum’un Boğazkale ilçesindeki Hattuşa örenyerinde yapılan kazılarda ele geçirildi.
Kadeş Barış Antlaşması tabletinin orijinali, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunuyor. Tarihin ilk barış antlaşması olması nedeniyle, orijinal tabletin 2 metre boyundaki bakır kopyası da Birleşmiş Milletler binasının duvarında yer alıyor.



Kadeş Savaşı’nı her iki taraf da kazandığını savunuyor, ama Hititler’in savaş arabalarında ulaştıkları teknikle Mısırlılara üstünlük sağladıkları, amaçladıkları sonuca ulaştıktan sonra savaşı sürdürmedikleri pek çok tarihçi tarafından tespit ediliyor ve Hititler “Kadeş’in galibi” olarak niteleniyor.
1986 yılında UNESCO tarafından “Dünya Mirası” listesine alınan Hattuşa, dünyanın belli başlı uygarlıklarından Hitit uygarlığının başkenti olarak, Çorum’a dünya çapında bir ayrıcalık sağlıyor. Zira, Hitit uygarlığının, Yunan ve Roma uygarlıklarına kaynaklık ettiği de Çorum’da elde edilen bulgularla ortaya çıkarılmış durumda. Yani Çorum, dünyanın sen önemli tarih hazinelerinden birinin üzerinde oturuyor.
Çorum, dünyanın merkezi, yeryüzünün en önemli tarih hazinelerinden birini bağrında taşıyan “dünya mirası” ve Kadeş Barış Antlaşması’nın taraflarından birinin başkenti olarak, dünyada bu unvana en lâyık “barış kenti”…Biz buna bir de, kültürler mozaiği özelliğini ve zengin halk kültürü birikimini dikkate alarak, “kültür”ü ekliyoruz; “Barış ve kültür kenti Çorum” diyoruz.



Kadeş adı, Çorum’a kurulacak üniversitenin adı olarak yıllar yılı “Hitit”i savunduğumuz gibi, Çorum’un gözardı etmemesi gereken bir şans, bir fırsat. Üniversite konusunda, “Hitit gibi bir uygarlık referansına sahip olup da bunu elinin tersiyle itmek, akılla izah edilemez” demiştik. Şimdi bunu Kadeş için de söyleyebiliriz; Kadeş gibi bir barış referansına sahip olup da bundan “kentin imajı” için yararlanmamak, en hafif deyimle “saflıktır”.
Geçen hafta Çorum’a gelen Maliye Bakanı, hemşehrimiz Naci Ağbal, Kadeş ve barış kavramlarının, kentin imajı için değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, daha ötesi, Çorum’a imaj belirleme adına bir takım bilimsel, sanatsal çalışmaların yapılabileceğini söylemişti.
Valiliğin karşısındaki Sağlık Müdürlüğü, Özel İdare ve Tekel binalarının yıkılması suretiyle, arkadaki otoparkı da değerlendirip Çorum’a büyük bir meydan kazandırılması fikrini, ÇORUM HABER Çorum kamuoyuna maletmiş, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü de bu doğru ve haklı öneriye sahip çıkarak kuvveden fiile çıkmasını sağlamıştı.
Eski Adliye binası yıkılıp Valiliğin bahçesine katıldı. Tekel binası yıkıldı, Sağlık Müdürlüğü için “sağlık kompleksi” planlandı. İl Genel Meclisi binası için de kısa sürede çözüm üretilmesi mümkün. Belediye işte bu noktada, 11.500 metrekarelik meydan düzenlemesi ile yeraltı otoparkını 11 Temmuz’da ihaleye çıkardı. Gelecek kuşaklara çok güzel bir eser bırakılacak ve başta Başkan Külcü olmak üzere bu eserde emeği olan herkes tarihe geçecek.
Biz, bu meydana “Kadeş” adının çok yakışacağını düşünüyoruz. “Kent Meydanı”, “Barış Meydanı” gibi isimler Türkiye’nin her yerinde var, ama “Kadeş Meydanı” tarihin kalbine nakşedilmiş, tamamen Çorum’a özgü ve dünya durdukça yaşayacak, Çorum’un “barış ve kültür kenti” imajına katkı sağlayacak bir isim olacak.
Bu meydana, Kadeş Barış Antlaşması’nın bir örneği konulabilir, barışı, kültür değerlerini simgeleyen heykeller yapılabilir. Çorum’a gelen konukların, anı fotoğrafı çektirmeden ayrılmak istemeyecekleri bir mekân haline getirilebilir. Ve Çorum artık “barış” sözcüğü ile birlikte anılır hale gelebilir.
Bu önerimizi, Belediye Başkanı Sayın Külcü’nün ve Çorum kamuoyunun değerlendirmelerine sunuyoruz.