Dün 1 Eylül idi. YaniDünya barış günü”… Barışın olmadığı bir dünyada barış günü!

            Ama sormak gerekir:

            -Gazze katliamlarına ses çıkarmayan bir dünyada, “dünya barışı mümkün mü?

            -Emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı konulmadığı sürecedünya barışı mümkün mü?

            Oysaki onlar:

            -Barış ve demokrasi diyerek girdiler Afganistan’a

            -Barış ve demokrasi diyerek girdiler Irak’a

            -Barış ve demokrasi diyerek girdiler Libya’ya, Suriye’ye

            Onlar ki, demokrasi ve barış havarisi kesilen Batı’nın küresel güçleri idi.

Devam edelim…

            -Barış ve demokrasi diyerek girdiler Yemen’e, Sudan’a

            -Barış ve demokrasi diyerek katlediliyor Gazze halkı

            -Barış ve demokrasi diyerek seyrediliyor Filistin halkına yapılan katliamlar

            Ve onlar, daha çok ülkeye girecekler barış ve demokrasi diyerek

                                    ***

            Ve devam edelim…

            -Barış diyerek İran petrolünü millileştiren Musaddık’ı öldürdüler.

            -Barış diyerek Şili bakır madenlerini devletleştiren Allende’yi öldürdüler.

            -Barış diyerek Libya lideri Kaddafi’yi linç edip öldürdüler.

            -Barış diyerek Irak lideri Saddam’ı idam sehpasına çıkardılar.

Ve onlar ki;                                                                                                                         Hiç yüzleri kızarmadan on binlerce, yüz binlerce sivilin yaşamına mal olan askeri operasyonlara “Barış ve Demokrasi Harekâtı” dediler.                                                    Yarıya yakını çocuk olan Afganistan’da 100 binden fazla, Irak’ta 1 milyondan fazla, Suriye’de 500 binden fazla insanı katlettiler.

            Çünkü onlar, akıttıkları kanın kırmızı rengini görmediler. Çünkü onlar, baktıkları her yerde doların yeşilini, petrolün siyahını gördüler.

                                    ***

            Bitmedi…

            -Barış ve demokrasi için silah sattılar, satıyorlar ve de satacaklar                                    -Barış için terör örgütlerini kurdular, beslediler, silahlandırdılar!

            -Barış ve demokrasi için Ortadoğu petrollerine el koydular!

            -Suriye’yi parçalayıp, mezhep ve etnik savaşlara hapsederek Suriye’de yeşermiş Arap milliyetçiliğini barış için (!) boğmak istediler.

            -Venezüela’yı işgal etmek, burada yaşayan Latin Amerika milliyetçiliğinin ana damarını  barış ve demokrasiiçin (!) boğmak istediler.

            Evet, “dünya barışı”…  Ama işte böyle bir dünyada dünya barışı”…

                                    ***

            Bitmedi…

-Barış diyerek savaş çığırtkanlığı yapmakta Amerikan silah tekelleri                             -Barış diyerek darbelerle, kanlı müdahalelerle mazlum milletler dize getirilmekte...                                                                                                                                                       -Barış diyerek Ortadoğu, etnik ve mezhep savaşlarına hapsedilmekte                                Evet, dünya barış günüdür 1 EylülAma hangi dünyadadiye sormak gerekir.

“Batı’nın küresel güçleri dünya gelirinin % 80’ine sahip olduğu sürece, barışın olması mümkün mü diye sormak gerekir.

“Uluslararası Finans-Kapital Sistem’e, onların sömürgeci zihniyetlerine ve de emperyal politikalarına ortak bir karşı duruş alınamadığı, ortak bir karşı duruş gösterilemediği sürece dünyada barış mümkün müdiye sormak gerekir.                                                                                             ***

Ne demişti Martin Luther King?

Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik. Ama kardeş gibi yaşamayı öğrenemedik.

Oysaki bu sorunun cevabı bundan tam 92 yıl önce verilmişti.

Ve ne demişti Atatürk?                                                                                                       Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, bütün doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle görüyorum” demişti.                                                                                                            Ve Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı egemen olacaktır demişti.

Ama bir koşulla

Mazlum milletler, emperyalizme göbeğinden bağlı işbirlikçilerinden ve de işbirlikçi yöneticilerinden kurtulmak koşuluyla                                                                                                                     ***

1 Eylül, aynı zamanda ülkemizde yeni bir öğretim yılının da başlangıcıdır. Bu nedenle, Çorum öğretmenlerinin öğretmenevi sorununa da bir kez daha değinmek istedim.

Yarınki yazımda