Son yıllarda Cumhuriyetin kurucularına, ulusal kurtuluş mücadelesi veren kahramanlara, her fırsatta saldırmak, onları yaşatan değerleri yok etmek gelenek haline geldi. Aksine ulusal mücadeleye karşı, İngiliz işbirlikçileri, “Keşke Yunan galip gelseydi” diyenler. Mustafa Kemal ve arkadaşları için “Katli vaciptir” fetvaları hazırlayanlar baş tacı edilir oldu.

Kısacası tarihin tekerleğini tersine çevirme gayretleri hız kesmiyor. Sözün özü bu kahramanları, ya ‘Din düşmanı’, ya ‘ayyaş’, ya da ‘Lozan hezimettir’ diyerek ülkeyi hezimete uğratan birer varlık olarak gösteriyorlar. Aksine emperyalizmin işbirlikçilerinden ise birer kahraman yaratma sefilliği, hayret edilecek gayretle devam ediyor.

Mustafa Kemal ve arkadaşlarını burada uzun uzun anlatmaya gerek yok, onlar hakkında tarih hükmünü verdi. Özet olarak Dünya tarihine onlar “Altı yüz yıllık imparatorluğun küllerinden, laik, demokratik, yüzünü çağdaş uygarlığa dönmüş, tam bağımsız bir ülke yarattılar ve Cumhuriyeti kurdular” olarak geçti.

Cumhuriyet ve demokrasinin aydınlığından gözleri kamaşanlar, onların adını silmek, hainlerden kahraman yaratmak için, tarihi çarpıtmak dâhil her yola başvuruyorlar.

Peki, yaratmaya çalıştıkları kahramanları kim? Bir kaçını sayalım. Fesli Kadir; Anımsadınız. “Keşke Yunan galip gelseydi…10 Kasımda saat dokuzu beş geçe kenefe gidin… Vallahi de billahi de, Kemal’in düşmanıyım… Mustafa Kemal’le zerre muhabbeti olanlar, cenazeme gelmesin… Heykellerinin köpek leşi gibi meydanlarda sürüklendiğini göreceğim inşallah.” diyen zatın incilerine hepimiz yaşayarak tanık olduk.(!)

Diğer kahramanları zamanın Şeyhülislamı İngiliz işbirlikçisi Mustafa Sabri; “Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları diye bir çete türemiştir. Dinimizce katli vaciptir” diye fetva yazan. Devamında da “Mustafa Kemal ve Ankara Hükümeti kahpedir… Kudurmuş haydutlar… Yunan ordusu halifenin ordusudur, asıl kafası koparılacak mahlûkat Ankara’dadır” diyen katıksız vatan haini.

O da Yunanistan’a kaçtı. Yunanistan’a “birlikte özerk hükümet kuralım” teklifi yaptı, Yunan Başbakanı Gunaris teklifi inceledi, “Kendi milletini satan, böyle hainlere ihtiyacımız yok” dedi.

Birbirini tamamlayan üçüncü kahramanları ise İskilipli Atıf’tır. Bu zat sözde Şapka Devrimine karşı geldiği için asıldı, yalanını dillerinden düşürmüyorlar. Gerçek öyle mi? Tarihi belgelere ve mahkeme kararlarına bakalım.

İskilipli Atıf Hoca (1875 - 1926), Kuvayı Milliye’ye, Ulusal Kurtuluş Mücadelesine karşı, işgal güçleri ile ilişkisi olan bir kişidir. Kitaplarında, “halkı isyana teşvik” ettiği ve Ulusal Kurtuluşa “ihanet bildirileri” nedeniyle cezalandırılmıştır.

Teali İslam Cemiyeti’nin birinci başkanı Mustafa Sabri, ikincisi ise İskilipli Atıf’tı. Sonra İslam Yükseltme Cemiyeti adını alıyor, başkanı da İskilipli Atıf oluyor. İngiliz işbirlikçisi Damat Ferit’i ve İngiliz yandaşı Hürriyet ve İtilaf Fırkasını destekliyordu.

İngiliz Muhipler Cemiyeti (İngiliz Sevenler Derneği) İskilipli Atıf’la birlikteydiler. Ele geçen gizli mektuplarda örneğin, 26 Ekim 1919 tarihli mektubunda Sait Molla, Rahip Frew’e, Mustafa Sabri ile görüşüldüğünü ve anlaşmaya varıldığını belirtiliyor, mektuptan Mustafa Sabri satın alındı anlamı çıkıyordu. Atatürk Nutuk’ta bu belgeleri yayınlamıştır.

İskilipli Atıf’ın Teali İslam Cemiyeti, yabancı parasal desteğiyle Konya, Niğde, Nevşehir bölgelerinde şubeler açıyor. Biga ve Gönen yöresinde Gâvur İmam ve Anzavur isyanını destekliyordu.

Teali İslam Cemiyeti 26 Eylül 1919’da yayımladığı bildiride Kuvayı Milliyecileri “adi eşkıya”, “cani”, “kudurmuş haydutlar” olarak niteliyordu.

20 Ağustos 1920’de yayımladığı diğer bildiride ise halkı ve askerleri, Kuvayı Millicilere karşı kışkırtıyordu.

“Millet aldatılıyor... Ey hainler ey Allah’tan korkmayan mahlûklar... Başımızı bin türlü belalara soktunuz... İngiltere ve Fransa gibi muazzam ve muntazam devletlere meydan okuyorsunuz. Bu yüzden İngilizleri kızdırıp üzerimize Yunanları musallat ettiniz... Kendinize ne hakla, ne yüzle ve ne utanmazlıkla Kuvayı Milliye namını veriyorsunuz?”

“Din kardeşlerimizin boş yere ölmesine neden olanlar arasında Mustafa Kemal, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zalimlerdir... Bunların vücutlarını tamamen dünyadan kaldırmak, beşeriyet için bir farz olmuştur.”

İskilipli Atıf “Hoca”nın bu bildirisi ile Atatürk’ü öldürmek dinen farz oluyordu.

“Kuvayı Milliye eşkıya olarak niteleniyor ve halkı Milli Mücadele’yi ortadan kaldırmak için yemin etmeye” davet ediyordu. Bu bildiri, 30 Ağustos 1920’de Yunan uçakları tarafından Anadolu’nun dört bir yanına atılıyordu. İste İskilipli Atıf budur.

Ne diyelim sizin kahramanlarınız size! İçinde yaşadığımız çağda insanlığı nereye kadar yanıltacaksınız?

Kaynaklar:

1. Fethi Tevetoğlu, Milli Mücadele Yıllarında Kuruluşlar, 1991.

2. Sina Akşin, İç Savaş ve Sevr’de Ölüm, C.III, 2010.

3. Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, 2.Kitap, 1998.

4. Sinan Meydan, R.T. Erdoğan’ın Tarih Tezlerine El Cevap, 2019.

5.Cumhuriyet Gazetesi Alev Coşkun makaleleri

6.Mustafa Kemal Atatürk Söylev.