CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ile HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven ve HDP İstanbul Milletvekili Musa Farisoğulları’nın milletvekillikleri düştü.

4 Haziran 2020 Perşembe günü, kesinleşmiş yargı kararına ait Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla milletvekillikleri sona ermiş oldu.

İşte şimdi bu oluşumun geçmişine özellikle bir bakmak, hafızalarımızı da yoklayarak bir sorgulamak gerekti.

***

Aslında Enis Berberoğlu olayı bir siyasi vaka olmuştu.

Berberoğlu Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yapmış, CHP Parti Meclisi üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı yapmış ve CHP milletvekili olmuş bir kişidir.

-1 Ocak ve 19 Ocak 2014 günlerinde Hatay’da, “silah taşınıyor” iddiasıyla durdurulan MİT TIR’larının görüntüsü, 29 Mayıs 2015 günü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanır…

-Cumhuriyet gazetesinin o günkü Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, “Belgeleri bir milletvekilinden aldım” der…

-Ardından da bu milletvekilinin CHP’den Enis Berberoğlu olduğu işaret edilir…

Bu nedenle Enis Berberoğlu yargılanmıştı. 13 Haziran 2017’de müebbet hapis cezası verilmiş, 25 yıla indirilmiş, yurtdışına kaçma olasılığı var diye cezaevine konulmuştu.

Ancak bu karar Yargıtay tarafından 9 Ekim 2017’de bozulmuş, yeniden yargılama sonucunda, 13 Ekim 2018 günü 5 yıl 10 ay hapis cezası verilmişti.

***

Peki, Berberoğlu ne ile suçlanmıştı?

-Daha önce Aydınlık gazetesinde yayınlanmış, sonra yayın yasağı konulmuş olan “MİT TIR’larının Hatay’da durdurulup aranması” görüntülerini Can Dündar’a vermekle...

-“Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasi casusluk amacıyla” temin etmekle…

Ve de “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek” yardım etmekle...

Elbette Berberoğlu CHP milletvekili idi. Dokunulmazlığı da vardı, ama kaldırılmıştı.

Çünkü Anayasa’da dokunulmazlıkların kaldırılması yeniden düzenlenmiş, milletvekilleri üzerinde bir operasyon yapmanın yolu açılmıştı.

***

Nitekim dokunulmazlıkların kaldırılmasına CHP de ‘evet’ demişti.

Kılıçdaroğlu 13 Nisan 2016 günü CNN’deki bir söyleşide, “AKP'nin yaptığı düzenleme Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen ‘evet’ diyeceğiz” demişti.

Ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da “Anayasa'ya aykırı ama yine de 'evet' diyeceğiz” demişti.

Bir kısım milletvekili ise “Bu karar bir gün döner bizi vurur” diyerek itiraz etmişti.

Ve de hukukçular, “Yargı bağımsızlığında ciddi sorunları olan Türkiye’de, bunun büyük risk olabileceğini” anlatmaya çalışmıştı.

Ama kimseye dinletememişlerdi.

Çünkü hedefte HDP milletvekilleri gösterilerek siyasal bir hassasiyet, siyasal bir körlük yaratılmıştı.

Sonuçta 20 Mayıs 2016 günü, dokunulmazlıkları kaldıran anayasa değişikliği, 140 “Hayır” oya karşılık 376 “Evet” oyla kabul edilir.

531 kişinin oy kullandığı nihai oylamada 5 çekimser, 3 geçersiz, 7 oy da boş çıkar.

O gün meclis aritmetiği ise AKP 317, CHP 133, HDP 59, MHP 40 ve bağımsız 1 olmak üzere 550 milletvekilidir.

***

Anayasaya aykırı denilen bu yasa, Anayasa Mahkemesi’ne de götürülemez olur!

Çünkü o gün gerekli olan 110 imza için, CHP destek vermez.

Çünkü o gün Kılıçdaroğlu, “Destek vereni partiden atarım” der.

Çünkü o gün CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Bir tek CHP’linin imzası olmayacak. Olursa, onun CHP ile zaten ilişkisi kalmamıştır” der.

Sonuçta dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekilleri, siyasallaştı denilen yargının adaletine terk edilmiş olur.

Bugün tartışma konusu olan Enis Berberoğlu vakası, işte budur…

***

Sonuç olarak denilebilir ki:

-Eğer siyaset yapılacaksa ilkeli olunmalıdır, kararlı olunmalıdır.

-Özellikle de kurucu değerleri temsil eden, bu değerleri içinde yaşatan bir siyasi partinin, cumhuriyet ve demokrasi için sorumluluğu büyüktür. Bu nedenle daha ilkeli daha kararlı olunmalıdır.

Ve bu toplumun aklıyla, zekâsıyla, hafızasıyla asla alay edilmemelidir.

Ve de bu toplum; aklıyla, zekâsıyla, hafızasıyla asla alay ettirmemelidir.