Kültür ve uygarlığımızın en önemli ifade aracı olan dilimizin, eşsiz güzelliklerinin yansıtıldığı klasik şiirimize,  “Divan Edebiyatı” denir.

Klasik şairlerimizin şiirlerini topladıkları defterlere “Divan” denmesinden dolayı bu isimle anılan edebiyatımız, dünya tarihinde benzerine çok az rastlanacak büyük bir zenginliğe sahiptir. Bugün kaderine terk edilmiş Divan edebiyatımızdan sevdiğim bazı beyitleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Veren de o, alan da o, senden ne gidecek?

Telaşını görenler can senin zannedecek,

Ademoğlu âleme üryan gelir, üryan gider, (üryan=çıplak)

Nale-vü efgânla, giryan gelir, giryan gider..(Giryan=Ağlayan)  (Aşki- 13.yüzyıl)

Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge,

Ne açar kimse kapım, bad-ı sabadan gayrı… (Fuzuli-1480-1556)

Avâze-i bu âleme Davut gibi sal,

Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş…(Baki-1526-1600)

Derdim nice bir sinede pinhan iderim ben, (Pinhan= Gizlemek)

Bir ah ile âlemi viran iderim ben…(Nef’i-Doğum ?- Ölüm-1635)

Bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz,

Biz neşatın da, gamın da rüzgârın görmüşüz…(Nabi-1642-1712)

Bir şulesi var ki şem-i canın, / Fanusuna sığmaz asumanın..(Şeyh Galip)

BAADDİN ESPRİLERİ

1-Tabiatın tercümana ihtiyacı yoktur. Güzelliğini anlamak için gelişmiş bir ruh yeterlidir.

2-Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder. (George Orwel)

3-Başkalarının hatalarından ders alın. İnsan bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşayamaz.

4-Televizyonlarda halkımızın maalesef, özellikle kadınların her gün ve her akşam bıkmadan usanmadan izledikleri aptal dizilerin verdiği mesajlar;

1) İstemediğin biriyle evlenmişsen ona ihanet edebilir, başka biriyle aşk yaşayabilirsin. 2) Sevdiğin kişi başkasıyla evlenmişse onun yuvasını yıkabilirsin. 3) Kötüler hep güçlüdür, iyiler ezilmelidir. 4) Her dizide yeni elbiseler ayakkabılar, çantalar olmalı ve en lüks yerler tercih edilmelidir. 5) Gençlerin mutlaka sevgilisi olmalı. Ortaokul seviyesinde bile olsa çıktığı biri olmalı. 6) Kızlar güzel, gençler hep yakışıklı olmalı. 7) Kızlar mini mini giyinmeli ve hepsinin de mutlaka göğüs çatalı görünmeli. 8) Anneler hep despot, babalar sert ve anlayışsız olmalı. 9) Herkese lüks yaşam önerilmeli. 10) Hep dedikodu ve fiskosa dayalı bir yaşam tarzı özendirmeli. 

5-Mazhar Osman Atatürk'le görüşmektedir. Bir ara Atatürk sorar: Osman Bey, bu delilik nasıl bir şey? Gazi Paşam az da olsa herkeste bir parça vardır, deyince Atatürk: Ne demek istiyorsun, bende de mi var? Hoş sohbet ve sözünü esirgemeyen biri olan Mazhar Osman: Ohooo... Sizde herkesten bin beteri var. İçerde ve dışarıda dört iklim yedi cihana kafa tutmak akıllı adamın yapacağı iş mi?

Atatürk dakikalarca güler...

6-Hayatın kendi başına bir anlamı yoktur. Hayat bir anlam oluşturma fırsatıdır. O yazılacak bir şiir, söylenecek bir şarkı, edilecek bir danstır.

7-Illüminati (Dünyanın Derin Devleti) üyesi Rockefeller’in çok çarpıcı itirafı ; Türk’ler okumayı sevmiyor, ezber ya da duyumlara göre hareket ediyorlar. Okuyup ta gerçekleri görseler hiç kimse Türk’lerle baş edemez. En büyük kazancımız Türk’lerin cahil kalmaları.

8-Gösteriş, bir insanın kültürel zayıflığını yansıtma halidir. (Konfüçyüs) 

16 Aralık 2020