Ayladır yazıyorum, yazmanın ötesinde ısrar ediyordum “Bu içişleri bakanı ile bir yere varılmaz” diye de çırpınıyordum.
Kaç defa tekrarladım bilemem ama “Soylu istifa etmeli.” dememin nedeni, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “rahatlaması” için, hem de ülkenin soluklanması için gerekliydi.
Kanunsuzluklardan, hukuksuzluklardan, haksızlıklardan bu halk yoruldu.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’in de başbakan iken itiraf ettiği gibi “Devletin bazen rutin dışı işleri olur” demesi sanki bugünler için geçerliymiş meğer.
Evet AKP yönetimindeki devlet” rutin dışı” işlere  bulaşmış.
Hem de boğazına kadar.
Birinci ağızlardan dinliyoruz.
Mafya liderlerinden biri olan Sedat Peker’in, yurt dışından yaptığı video yayınları sayesinde, hukuksuzlukların nerelere ulaştığını somut olarak görüyoruz.
İzledikçe, mafyavari dizinin nerelere ulaştığına tanık oluyoruz.
Peker’in medya-siyasetçi-rüşvet ilişkilerine yönelik iddiaları hiç de şaşırtıcı gelmiyor insanlara…
Bütün bu karanlık işler ve ilişkilerin 19 yıla yayılması çok düşündürücü… 
Aslında en düşündürücü olan ve insanları hayrete düşüren, “tek adam” yetkisiyle Saray’da oturan sayın Erdoğan’ın atadığı birini içişleri koltuğundan kaldıramaması…
Nasıl  güçlü biridir ki bu Soylu, her şey açığa çıkmışken koltuğunu  koruyabiliyor.
Ya da “Mafya liderinin tüm söyledikleri yalan…” denilerek sessizlik sürüyor.
Acaba, Bakan Soylu’yu koltuğundan etmek kimsenin harcı değil mi?
Saray’ın efendisi ses çıkarmış değil.
Partisinin dişli sözcüleri de ortalarda yok.
Tek tük sesleri çıkıyorsa da sadece HDP-CHP ortaklığı iddiasıyla sınırlı.
Bayram değil, seyran değil misali, 2 yıl sonra yapılacak seçimlerden önce kurulacak ittifaklar sonucu “bakanlık taksimi” safsatası ısıtılıp ısıtılıp muhalefetin önüne konuyor.
HDP’nin geleceği bilinmiyor. 
Kendi dertlerine düşmüşler.
Ne zaman, nerede, nasıl ve hangi koşullarda seçimlere girecekler belli değil.
AKP kurmayları ise CHP’yi yıpratmak için hayali HDP-CHP işbirliğinden dem vuruyorlar.
Sanki seçimler kazanılmış da…
Geçiniz efendim.
Bu köprülerin altından daha çok sular geçer.
Geçiniz efendim.
Öyle bir an gelir ki, HDP’nin ismi bile anılamaz hale gelir..
Ama şu anda AKP’nin  içine düştüğü durum önemli.
AKP’nin gelecekteki hali düşündürücü…
Bu ağır yükü ve faturayı nasıl kaldıracak?
Bir parti, bir iktidardaki parti eğer mafya ile ilişkili ise, siyasetçi-medya-güvenlik bazı karanlık işlere bulaşmış ise…
Ve Mafya “Yeter artık” noktasına gelmiş ve kirli ilişkilerin ağırlığından kurtulmak için gizli pazarlıkları güneşe seriyorsa…
İktidarın ve “tek adam”ın işi çok zorlaşmış demektir.
Unutmayalım ki Sezar’ı da  en yakın dostları arkadan vurmuştu…