Demiryolu, Çorumlular için taaa II. Abdulhamit dönemine, 7-8 Hasan Paşa’nın Beşiktaş Muhafızlığı günlerine dayanan bir “rüya”, bir “hayal”, bir “özlem”…
Hatta, bir kısım Çorumluların “demiryolu” yerine “saat kulesi” istedikleri ve 7-8 Hasan Paşa’nın da, Çorum’un simgesi olan ünlü saat kulesini yaptırdığı rivayet edilir.
Bu söylentinin doğruluk derecesini bilmiyorum, ama atalarımızın “Ah keşke tren Çorum’dan geçseydi!” diye kahırlandıklarını duyardım.
Onun için, 1970’li yıllardan itibaren, Çorum’dan geçecek bir demiryolu hattının peşine düştüm.
Konu ne zaman gündeme gelse, “Çorum’un asırlık özlemi” diye yazdım.
Karadeniz’i Başkent Ankara’ya bağlayacak bir demiryolu hattı, ülke ekonomisi açısından da son derece “ayakları yere basan” bir projeydi.
ÇORUM ÜRETİM ÜSSÜ, SAMSUN ÇIKIŞ KAPISI
1985’te ÇORUM HABER’i çıkarmaya başladığımda, rahmetli Özal, çok daha farklı bir bakış açısıyla, Karadeniz Ekonomik İşbirliği projesini gündeme getirmişti. Buna göre, sanayileşme açısından dev adımlar atan Çorum, bölgenin üretim üssü, Samsun Limanı ise, Karadeniz yoluyla bölgenin dünyaya açılan kapısı olacaktı.
Heyecan verici bir düşünceydi.
İşte bu heyecanla, “Çorum’u bölgenin sanayi, ticaret, kültür, sanat, eğitim, sağlık, turizm merkezi” haline getirmemiz gerektiğini kaç yüz kez yazdım, hatırlamıyorum.
Çorum, İç Karadeniz’de Amasya, Tokat, Kastamonu, Çankırı gibi illerle barışık olduğu gibi, Samsun’la sağlam bir işbirliği içinde “bölgesel kalkınma”nın fitilini ateşleyebilecek potansiyele, girişimci ruhuna ve yatırım iklimine sahipti.
İHSAN PEKEL’İN OLAĞANÜSTÜ ÇABALARI
1980’lerin ortalarından itibaren, o zaman Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı olan, daha sonra seçim kabinesinde “Ulaştırma Bakanı” olarak da görev yapan ve Anayasa Mahkemesi üyeliğinden emekli olan değerli ağabeyim İhsan Pekel’le yakın ilişki içinde bulundum. Kendisi de, yüreği Çorum için çarpan bir “Çorum milliyetçisi” idi, benim gibi…
Müsteşarlık makamının duvarında, Çorum’dan geçecek demiryolu hattının haritası asılıydı.
Ekonomik gerekçeler gösterildi, ama sanıyorum asıl gerçek, Çankırı’nın güçlü politikacılarının ağırlığıyla, proje “Ankara-Çankırı-Çorum-Amasya” olarak şekillendirildi. Bugünkü parayla milyonlar harcanarak etüt-projesi yaptırıldı, hatta inşaatı da devletin yatırım programına alındı. Birkaç yıl sembolik ödenek konulsa da, demiryoluna kısa sürede başlanabileceği umuduna kapılmıştık.
Ne var ki, bu proje daha sonra yatırım programından çıkarıldı.
“ÇERİKLİ” DAHA GERÇEKÇİYDE
Çerikli’ye bağlantının daha gerçekçi ve doğru seçim olacağı savunuluyordu ki, bence de öyle olmalıydı.
Bakanlık bürokrasisinde sonraki taslak çalışmaları tamamen bu yöne kaydı.
Aradan geçen onlarca yılda, raylı taşımacılıkta önemli değişimler olmuş, artık, yük taşımacılığının yanısıra yolcu taşımacılığı için yüksek hızlı trenler gündeme gelmişti. Çorum’dan geçerek Ankara ile Samsun’u birbirine bağlayacak demiryolu hattı da, hem hızlı trenle yolcu taşımacılığına, hem de yük taşımacılığına uygun olmalıydı.
“TREN DÜDÜĞÜYLE UYANMAK”
Son dönemde Çorum’u parlamentoda temsil eden milletvekillerimizin hepsine şükranlarımızı sunmalıyız ki, proje bu şekilde olgunlaştırıldı. Ve şu aşamada, demiryolu hattının etüt-projesine başlanıyor.
En geç, Cumhuriyetimizin 100. yılında, 2023’te Çorum’un demiryoluna kavuşacağına inanıyoruz.
Allah ömür verirse, “tren düdüğüyle uyanmak” diye çok yazılar yazan ben de, atalarımın hayalinin gerçekleştiğine tanıklık etmekten sonsuz mutluluk duyacağım.
O tarihi heyecan karşısında gözyaşlarımı tutabileceğimi de hiç sanmıyorum.
SANAYİLEŞEN ÇORUM VE HAVAALANI İHTİYACI
Gelelim Havaalanı arzumuza…
Ben hep, “Çorumlular dişleriyle, tırnaklarıyla, Anadolu bozkırında bir sanayi vahası yarattılar” diye yazarım.
Bu gerçeği, Türkiye’nin ünlü ekonomistleri de teslim ettiler; Çorum’un adını “Anadolu Kaplanları” arasına yazdılar… Çorum için “KOBİ Başkenti” dediler, “Kalkınmada Çorum modeli” diye, üç-beş esnafın bir araya gelip fabrika kurmasına “şapka çıkardılar”…
Devletin sağladığı teşvikleri “namusluca” ve “en işabetli şekilde” değerlendiren Çorumlular, tarım kenti Çorum’u, “sanayileşme yolundaki kentler” sınıfına dahil ettiler.
Kent nüfusu da, daha 1980’lerde 100 bin barajını aştı. Çorum, ağırlıklı olarak kendi kırsalından göç alsa da düzenli olarak büyümesini sürdürdü ve şu an itibariyle 250 binin üzerine çıktı.
Gerek kentsel büyüme, gerekse sanayileşme, 1980’lerin sonlarında Çorum’da havaalanı ihtiyacını ve beklentisini körükledi. Bunun yanısıra, yurt dışında pek çok Çorumlu’nun varlığı da, Çorum’a açılacak bir havaalanının verimli biçimde işletilebileceği düşüncesini güçlendiriyordu.
20 DEĞİLSE 40 MİLYONA ÇIKSIN…
Vali Ahmet Kara’nın yeniden Çorum’un gündemine getirdiği “Stol Tipi Çorum Havaalanı” dosyasının da ortaya koyduğu gibi, Çorum Havaalanı’nın yapımına 1991 yılında karar verildi. 1996’da ihale edildi. Pistin hafriyat ve dolgu işleri yüzde 24 oranında tamamlandı. Sonra, havaalanı inşaatı 2002’de programdan çıkarıldı.
Sayın Vali, Çorum’a 6 kilometre uzaklıktaki stol tipi havaalanının, pist uzunluğu 2100 metre, genişliği 30 metre olmak üzere, 20 milyon liraya malolacağını, yalnızca Merzifon Havaalanı’na Çorum’un ulaşımını kısaltmak üzere planlanan, ama hukuki sorunlar nedeniyle iptal olan yola ayrılan 13 milyon liraya, başta Özel İdare’nin, diğer yerel kuruluşların, sanayici ve işadamlarının katkılarını ekleyerek havaalanının gerçekleştirilebileceğini hesaplıyor.
Pist uzunluğu 3 bin metreye, genişliği 45 metreye çıkarılırsa da, karşılanamaz bir rakam söz konusu değil.
Diyelim 40 milyon lira…
750 milyona deniz üzerine havaalanı yapılırken, 40 milyon Çorum’a çok mu görülüyor?
Havaalanının demiryolu ile kıyaslanması da akıl işi değil.
Demiryolu milyar dolarlık proje, havaalanı işte en fazla 40 milyon liralık…
Kaldı ki, 40-50 kişilik uçaklarla, daha pratik olarak ve her merkeze seferler düzenlenmesi, günümüzün “yeni konsepti” olarak dile getiriliyor.
GELİN BİRLİK OLALIM!
Özetin özeti:
Çorum bir asırdır trene, çeyrek asırdır da uçağa hasret.
Çorumlu ikisini birden istiyor.
Havaalanı, el ele verilirse çok daha kolay gerçekleştirilebilir bir proje.
Hızlı tren için emeği geçen herkesi de, bu kent “altın harflerle” tarihine yazacaktır.
20 Nisan’daki çağrımızı tekrarlıyoruz:
Tarihi birliktelik için gün bugündür.
Valimiz, milletvekillerimiz, Belediye Başkanımız, iş dünyasını temsil eden TSO Başkanımız, havaalanı pistinin altına doğalgazlı ısıtma sistemi kurmayı ve terminalin yapımına katkıda bulunmayı taahhüt eden Çorumgaz A.Ş. Başkanımız, isimlerini tek tek zikredemediğimiz tüm mesleki ve sivil toplum kuruluşlarımızın başkanları, yöneticileri, esnaf, sanayici ve işadamları, tüm Çorumlular!
Çorum sizden, birlik ve beraberlik içinde Çorum’a sahip çıkmanızı bekliyor.
Havaalanı hemen…
Hızlı tren çok yakında…
Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil “memleketsever” kanda mevcuttur.
Mehmet YOLYAPAR