ÇORUM HABER’i 17 Nisan 2006 tarihinden beri “renkli” çıkarıyoruz.

Tam 7 yılı geride bırakmışız.

Bu süre zarfında, yılda birkaç günü geçmemek üzere, baskı ya da film ünitesindeki arızalar nedeniyle siyah-beyaz çıkmak zorunda kaldık.

Son olarak Tek Ofset’in renk ayrımı ünitesinde ciddi bir arıza meydana geldi. Matbaa yönetimi, arızalı parçayı Ankara’ya yolladı. Onarılıp geri gönderilmesini bekliyoruz.

Elbette ki arıza vermeyecek makina yoktur.

Hele de bizim matbaa makinalarının tevellüdü çok eskidir. Arıza kaçınılmazdır.

Basım sektöründeki teknolojik gelişme hızına ayak uydurmak ise, Çorum koşullarında olanaksız.

Yine de, yılda birkaç günlük aksamayı saymazsanız, çok milyon dolarlık makinaların baskı kalitesini tutturmaya çalışıyoruz ve çoğu günler de tutturduğumuza inanıyoruz.

Profesyonel sayfa tasarımı konusundaki yetersizliğimiz sırıtıyor elbette, başka teknik eksikliklerimiz de var, ama büyük İstanbul gazeteleri ile kıyaslayıp “hiç de farkı yok” diye yorum yapan da az değil.

Bu, Çorum adına büyük bir özveridir.

Ağır maliyetin altında “canımız çıkıyor” desek yeridir.

Tam yedi yıldır.

Okurlarımız kanıksadılar “renkli”yi. Yalnızca renksiz çıktığımızda farkına varıyorlar ve bazıları da yüzünü buruşturuyor.

Peki, ÇORUM HABER’in Çorum’a daha iyi bir yerel gazete verme adına katlandığı özveri, toplumda karşılığını bulabiliyor mu?

Ne yazık ki, bu soruya gönül rahatlığıyla olumlu yanıt verebilecek durumda değiliz.

Kurumları, firmaları, insanları sürekli tatmin etmelisiniz ki, “aferin” alabilesiniz.

Hani, bir kişiyi kırk gün sırtınızda taşırsınız da, bir anlığına indirip dinlenmek istersiniz, sizden kötüsü olmaz ya, onun gibi…

Kuşkusuz, okurlarımızın ezici bir çoğunluğu bu kategoriye girmiyor. Hem verilen hizmeti takdir ediyor, hem de azami anlayış ve hoşgörüyü bizden esirgemiyor.

Yoksa gerçekten katlanılamaz bu strese.

*

Bir de, gazetenin baskısı ve dolayısıyla dağıtımı geciktiğinde karşılaştığımız tepkiler var.

Bazı kurumlara ve kişilere bir türlü meramımızı anlatamadık.

Eldeki teknik olanaklarla, renk ayrımı ve renkli basım, en az 7-8 saatlik bir zamanı gerektiriyor. Dağıtıcılar gece yarısı 03.30 gibi geliyorlar matbaaya. O saate kadar baskının tamamlanmış olması gerek ki, gazeteler katlanabilsin ve işyerleri açılmadan yerlerine ulaştırılabilsin.

Akşam ilerleyen saatlerde büyük bir olay meydana gelmişse, baskının gecikmesini de göze alıp o haberi girersiniz.

Ama, insaf edin, saatler öncesinden verilebilecek bir yazılı açıklamayı geç saatlere bırakıp bizi zora sokmanın bir mantığı var mı?

Diğer gazeteler yetiştirebilir de, renkli basım nedeniyle biz yetiştiremiyoruz.

Bu kaçıncı olacak, bilmiyorum, ama bu konuda da anlayış beklediğimizi bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Lütfen.

Mehmet YOLYAPAR