(16 yıl öncesi Türkiye’ sinden bir kesit…)

Çorum' un sorunları aynı zamanda Türkiye'nin sorunlarıdır. Bununla ilgili sürekli toplantılar yapılıyor bence sorunları herkes biliyor ve bunları sağır sultan bile duydu. O yüzden çözümleri bir plan dâhilinde ve tarihlerini belirleyerek, hedef çizerek çözüm bulmalıyız.
Emekli Sandığı, Bağkur, işçi sigortaları primleri artık tek hesapta toplanacakmış en doğrusu da bu.
Emeklinin güvencesi olan, maaşını aldığı yerler iflasın eşiğine getirildi. 38 yaşında insanları emekli ettik, böyle bir saçmalık dünyanın hiçbir yerinde yok, olamaz da. Buna maaş mı yeter?
Adam üç gün prim ödeyecek, senelerce maaş alacak. Emeklilik yaşını 62 yapalım deyince mezarda emeklilik deniyor da, buna tepki gösteriliyor da 38 yaşta emekli olmaya yetkililer niye tepki göstermedi.
O günlerde gazetelerde yazdılar çizdiler bu güvence merkezlerinin iflas edeceğini. Ama oy uğruna bu hale getirildi.
Buradaki emeklilerden en mağduru da Bağkur emeklileridir. Adam 12 nci basamaktan emekli olmuş aldığı maaş 55 milyon Tl.
Yanından emekli ettiği yüzlerce işçi ve bunların hepsine işveren hissesi primi ödemiş, onlar 70 milyon asgari alıyor. 80-90 milyon alanları da var. Devlete adamın ödediği vergi ise 200-300 milyar Tl. Vergi ödeyen bu insanların içinde iflas edip emekli olanlar var. Herkesten daha çok paraya ihtiyacı var, görmüş geçirmiş insanlar çünkü.
Emeklinin, asgari emekli maaşı alanı ile milletvekilinin emeklisinin maaşının 10-15 katı olduğu başka ülke var mı bilmem?
Bu memlekette bir zamanlar KİT’lerde, resmi dairelerde şoförler, amiri, mühendislerden, odacı müdüründen çok maaş almadı mı? Bu yanlışları yapanların çoğu hala mecliste değiller mi?
Bunun gibi ve tarım destekleme fiyatları gibi yanlışları yapa, yapa 30-40 senedir de devamlı yaptığımız gibi tütün ve çaya trilyonlar ödenmedi mi?
İMF uyarıp, reçeteler veriyor, bunlar oy kaybı endişesiyle uygulanmıyor. İşte bu yıl da İMF 'nin çok acı reçetesi geldi. Deniz olan bu memleketi el birliğiyle ve de başta tembelliğimiz yüzünden bitirdik.
Kit’ ler politikacıların yandaşları ile dolduruldu. Sendikalar, hep işçiye üç kuruş fazla zam almaktan başka bir şey düşünmedi. İşçiye bu parayı alıyorsunuz ama karşılığını vermeniz lazım. 8 saat bir dakika bile durmadan çalışacaksınız demedi. İşçi kaytarmayı beceri saydı, Kitler bu hale geldi.
Halbuki bu alınan zamların % 10'u veya 15'i de fabrikaların yenilenmesine, teknolojinin getirilmesine harcansa idi bu gün Kitler zarar etmez, kar eder ve senelerdir bütçeyi sömürmezdi. Ve de bugün belki de satılmaz, satılsa da para ederdi. İşçisi de baş tacı olurdu.
Bu gün özelleştirilecek yerlere talip olan alıcının korkulu rüyası 2-3 katı fazla işçi sayısı ve kıdem tazminatı endişesi de olmazdı.
İlk bakışta bu 2-3 katı işçi sayısı vatandaşa işsize iş gibi görünse de tamamen işsizliği körükleyen bir unsurdur. Bu iş yerleri kar etseydi yenileri kurulur, devlet te bunların açığına verdiği paralarla yeni iş yerleri açardı, işsizlik te olmazdı.
Ama bizim politikacılarımız başta kendileri olmak üzere milletimizi kandırmayı, yalan söylemeyi marifet saydı.
Biri çıktı, ekmeği yarı fiyatına indireceğim dedi. Öbürü elinde anahtarı gösterip bunun birisi evinizin anahtarı birisi arabanızın demedi mi? Sonra milleti arabasının deposunu dolduramaz, evinin yakıt parasını veremez hale getirmedi mi? Ama yine bunlar mecliste değil mi?
Ayrı din ve ayrı ırkların topluluğu olan devletlerden bize fayda gelmez. Bu isteme daha doğrusu dinlenme alışkanlığından kurtulmanın yolunu bulmalıyız hedef bu olmalı.
Elin verdiği öğün olmaz, o da vaktinde bulunmazmış.
****
Türk Devlet ve Toplulukları (TÜDEV) Genel Başkanı, Bakanımız Sayın Abdulhaluk Çay yaptığı konuşmada toplantının yararlı olacağından, birlik ve beraberlikten, birlikten kuvvet doğacağından bahsettiler. Sayın Valimiz ve M.H.P Çorum İl Başkanı Orhan Polat'ta bu toplantıya misafir olarak katıldılar. Hayırlı uğurlu olsun.
Ben bu toplantının başta toplanan Türk Devletlerine hatta dünyadaki devletlerin hepsine faydalı olacağına inanıyorum. Birlik kuvvettir, kuvvet güvendir buda dünyada barış demektir.
Yalnız bir ara TV'de Kuzey Kıbrıs Reisi Cumhuru Sayın Rauf Denktaş'ı dinlerken gözlerim yaşardı çok üzüldüm.
Sayın Denktaş, bizi Anavatandan başka destekleyen yok, alınmış haklarımızı elimizden yeniden almaya uğraşıyorlar buna Türk Devletleri, İslam alemi göz yumuyor. Bizi hala tanımak istemiyorlar hatta imalı olarak ta Rumları destekleyenler var demek istiyordu.
Bunlar çok acı şeyler işte bu toplantılarda bunların çözümü bulunmuştur İnşallah diye düşünüyorum.
Birlik ve beraberliğimizi mutlaka pekiştirmeli ve sağlamalıyız. Devlet adamlarımızı Allah milletimi hakkında hayırlı işler görmeye muvaffak eylesin inşallah. ( 07.08.1999)
Saygı ve sevgilerimle.