Bu hafta aslında yazımın konusu başka idi, ancak hafta içi Çorum Haber Gazetemizin  23 Ağustos Cuma günkü başlığı beni derinden etkiledi, bu nedenle yazımın konusunu değiştirmek istedim.

                14.10.1999 tarihinde Çorum Hakimiyet Gazetesindeki  köşemde "Çorum İlçe olmak istiyor" başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazımdan bazı alıntıları tekrar etmek, bu tarihten yana önemli sayılabilecek bir değişikliğin olmadığını bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

                "İlimizin son genel seçimlerde nüfusundaki azalış; bu kan kaybının en belirgin özelliğidir. Demek ki ilimizden yavaş yavaş, ekonomik ve beyin göçü başladığına delalettir. Bu durum ise sonun başlangıcı gibi geliyor bana..

                Kaynağı dağıtmak, ülkenin her bölgesine, bölgelerin devlete sağladığı rant kadar kaynaklardan pay alması sistemini kurmak, ciddi ve istikrarlı projeler gerektirir. İşte mevcut sistem bunu becerememekte. Eşit kaynak dağılımını sağlayamadığı gibi özel sektörün tamamen kendisi tarafından yarattığı kaynaklar ile yaptığı çalışmalara da engel olan bir yasal prosedür bulunmaktadır. Halkın her kesimi zaten bu resmi ve anlamsız prosedür den bıkmış durumdadır.

                Devlet bu ilden kaçıyor. Kendisini bu il yaşayanlarına göstermiyor. Bunun nedeni ise yukarıda belirttiğim gibi kaynak dağılımını  eşit olarak sağlayamadığından kaynaklanıyor. Hatta bize kendisini göstermemek adına bir çok kamu kuruluşuna ait “ BÖLGE MÜDÜRLÜKLERİNİ” Komşu ilçelere! Pardon, illere veriyor.

                Eğer bu yanlışlık bu şekilde devam eder ise, sadece seçim günlerinde gördüğümüz siyasiler oy toplamak adına Çorum’a geldiğinde, “ İLÇE OLMAK İSTİYORUZ” pankartları ile karşılaşabilirler, sakın şaşırmasınlar, çünkü bizi bu hale getirenlerin kendileri olduğunu bilsinler.

                Devlet istatistik verileri, Çorum ilinin devlete sağladığı katkı payı değerlemesinde üst sıralarda olduğunu göstermektedir. Ancak bunun karşılığında devletten gereken hizmeti alamayan bir ildir Çorum. Bu yanlış yaklaşımın doğru orantı anlamında değişmesini dilemekteyiz. İlimizin şu an geldiği nokta da devletin katkısına bakıldığında, tabir doğru ise küçük çocuklara verdiğimiz harçlık gibi görünmekte."

                "Ayrıca bu tarihte demiryolu, havalimanı istemişiz"

                İşte 14.10.1999 tarihinde yazdığım yazının içeriği aynen böyle, dikkat edin 14 senede neler değişmiş..hiç bir şey sadece üniversite gelmiş ki bunda Çorum'lu sanayici, iş adamları ve halkın kurduğu vakıf çalışmaları ve bireysel katkıları küçümsenemez. Peki başka ne var ? hala nüfus kaybı, hala demiryolu yok, hala havalimanı yok, hala devlet desteklerinden baba zoru ile yararlanıyor.

                Öte yandan ülke işsizlik oranının yarısına sahip bir potansiyel, cari açığı pozitif olan yegane illerden biri.

                Çorum haber gazetemizin cuma günkü yazısında askeri birliklerin kaydırılacağı illerin arasında ilimizin olmaması aslına bakarsanız hiç şaşırtmanı, "Anittanın laneti" hala devam ediyor ilimizde. Bu laneti kırmak için Çorum'lu olarak daha neler yapmalıyız bilemiyorum.

                Devletimizden, katma değeri yüksek, şehir kalkınmasına destek olacak yatırımlar istiyoruz. Özel sektörün rahatlıkla yapabileceği yatırımlar istemiyoruz bu tür yatırımlar 14.10.1999 tarihinde yazdığım gibi "çocuklarımıza verdiğimiz harçlık" gibi görünüyor.

                Sayın Mehmet Yolyapar abimizin dediği gibi, Mecliste ilimizi temsil eden, bakan, başbakan yardımcısı gibi siyasetçilerimizin çoğalması dileklerimle.

Fikret Tepençelik

[email protected]