12 Mayıs 2018 Cumartesi günü Çorum lisesi 1963 mezunu arkadaşlarımla 55 sene sonra bir kez daha dünya gözüyle görüşerek birbirimizden helallik aldık.

Toplantıya katılanların adlarını 17 Mayıs tarihli Çorum Haber gazetesinde yazmıştım.

Toplantı sonunda matematik öğretmenimiz Metin Aşkın güftesi Orhan Arıtan’a bestesi Selahattin Altınbaş’a ait bizleri çok duygulandıran aşağıdaki Hüzzam şarkıyı söylememizi rica etti.

Gönül Avcı ve avukat Arif Damar düet yaparak bu güzel şarkıyı çok güzel okudular.

Ömrümüzün son demi son baharıdır artık,

Maziye bir bakıver neler neler bıraktık
Küserek ayrılırsak olur inan ki yazık,

Maziye bir bakıver neler neler bıraktık…
Hüzzam makamını ben de çok severim. Güfte ve bestesi Teoman Alpay’a ait şu güzel Hüzzam eseri İstanbul’da yaptığım “Şiir ve Müzik Gecelerinde” sevgili dostum KBB uzmanı Dr. Ahmet Ayyürek’le beraber okurduk.
Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgar?

Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar.
Unutmuş ellerimi eşim, dostum, sevdiğim,
Kalbim acılarla hep bölünmüş dilim dilim.
Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar…

Daha sonra sevgili dostum Adnan Çırakoğlu, sözleri Mehmet Erbulan’a, bestesi İskilip’li hemşehrimiz rahmetli Erdoğan Berker’e ait şu güzel Hüzzam şarkıyı okudu.

Geçip gitme yanımdan ne olur eller gibi,

Bir şey söyle “Merhaba” veya “Ne Haber” gibi…
Seviyorum seni ben hâlâ deliler gibi,

Bir şey söyle “Merhaba” veya “Ne Haber” gibi…

Matematik öğretmenimiz Metin Aşkın, “Mehmet’ciğim, senin Çorum Haber’deki yazılarını çok beğeniyor ve satır satır okuyorum. Öğrendiğime göre İstanbul Üniversite korosundan beri yaklaşık elli yıldır korolarda şarkı söylüyormuşsun.

Lutfen sen de benim çok sevdiğim “Akşam oldu hüzünlendim ben yine” adlı şarkıyı söyle dedi. Hiç nazlanmadan, “emrin olur hocam okurum.” dedim.

Rahmetli Semahat Özdenses’in bu güzel Uşşak şarkısını, sunucu olduğum “Fikret Karahan Sevgi Musiki Topluluğu” nun bir konserinde sahnede Semahat Özdenses’le beraber okumuştuk” dedim ve çok sevilen bu güzel Uşşak şarkıyı seslendirdim.

Akşam oldu hüzünlendim ben yine, / Hasret kaldım gözlerinin rengine
Gel mehtabım gel sevdiğim gel yine, / Hasret kaldım gözlerinin rengine.
Ardından dayanamayarak, yıllardır dilimden düşürmediğim güftesi Reşat Bilgin’e bestesi Sadettin Kaynak’a ait şu güzel Uşşak şarkıyı okudum.

Mihnetle geçen ömrüme bir pembe şafaksın,
Ufkumda güneşler gibi açtın, açacaksın.
Aşkın ezeli nurunu saç kalbime aksın,
Ufkumda güneşler gibi açtın, açacaksın…

Dün İstanbul’da meteoroloji “yarın dolu yağacak” diye uyardığı için insanlar arabalarını battaniyelere, kilimlere ve yorganlara sarıp sarmalamışlardı. Çok şükür dolu yağmadı.

Ben de bu sabah spora çıkarken yanıma şemsiyemi aldım. Parka varmadan yağmur başladı. Çok kimse “ahmak ıslatan yaz yağmurudur” diyerek yürüyüşe devam ettiler. Sonradan sağanak halinde yağmaya başlayan yağmur sonrası parkta kimse kalmadı.

Ben de yağmurlu havadan etkilenip, rahmetli Necdet Tokatlıoğlu’nun çok sevdiğim Muhayyer Kürdi şarkısını söyleyerek yağmurda yürümeye devam ettim.

Artık yeşerecek bir dalım yok, / Yağmurlar yağsa da hoş, yağmasa da,

Üç günlük ömrümü bir günde yitirdim / Yarınlar gelse de hoş, gelmese de,

Paydos, mutluluğa paydos artık, / Kaderim gülse de hoş, gülmese de,

Üç günlük ömrümü bir günde yitirdim / Yarınlar gelse de hoş gelmese de…

27 Haziran 2018