6 Nisan tarihli yazımda “Peki, coronavirüs sonrası dünyada ve de ülkemizde, gerçek bir demokrasiye gidiş için bir ‘milat’ olabilir mi?” diye sormuştum.

Ve de “…şaşkına dönmüş Batı karşısında, mazlum ülkelerde bir uyanış, aralarında bir dayanışma oluşabilirse elbette demokrasi için bir “milat” olabilir ve de olacaktır. Aksi durumda bu felaket, emperyalizm için yeni bir ‘fırsat’ yaratacaktır” diye bağlamıştım.

* * *

Evet, yeni bir dünya anlayışının ayak sesleridir diyebiliriz.

Çünkü tüm dünyayı eve hapseden bir salgın karşısında:

-Sağlık ve eğitimin, bir devletin en önemli asli görevi olduğu ve de paranın hizmetine sunulamayacağı yaşanarak görülmüştür.

-Bir salgının bütün dünyayı tehdit ettiği, bütün dünyayı sarstığı, bütün toplumların birbirine muhtaç olduğu yine yaşanarak görülmüştür.

Ve aynı virüs salgını gibi:

-Bölgesel savaşların da tüm dünyayı sarstığı ve de sarsabileceği görülebilmiştir.

-Uygulanan emperyal politikaların da tüm dünyanın kimyasını bozduğu ve de bozabileceği hissedilmiştir.

-Mazlum bir ülkedeki bir savaşın da tüm ülkeleri tehdit edebileceği, dünyanın kimyasını bozabileceği herhalde görülür olmuştur.

* * *

Bu nedenlerle “Bir musibet, bin nasihatten iyidir” sözünden yola çıkarak yine de bir sormak gerekti; küresel güçler ders almış mıdır, bir görmek gerekti.

Bugün bir virüs salgınında şaşkına dönen Batı...

Bugün bir virüs salgınında kimyası sarsılan Batı…

Ve de Ortadoğu’yu ve İslam dünyasını silah tekellerinin tüketim pazarı yapan Batı…

-Aynı bir virüs gibi ne zaman ve de nereden geleceği belli olmayan İsrail füzeleri altında, 70 yıldır yaşam mücadelesi veren Filistin Halkı’nın acısını, şimdi okuyabildi mi?

-Üretip, besleyip, büyütüp ve de silahlandırdığı örgütlerle tüm Ortadoğu’yu kana bularken, yıllarca bomba altında yaşayan insanların dramını şimdi anlayabildi mi?

-Bugün bir maskeye bile muhtaç duruma düşerken, bombalar altında yaşamak zorunda kalan anaların, babaların, çocukların çığlıklarını şimdi duyabildi mi?

-Ülkesinden kaçmak zorunda kalan ve de kalacak bir yer, sığınacak bir yurt arayan insanların dramını şimdi görebildi mi?

bugüne kadar gözleri var görmez olmuşlardı, kulakları var duymaz olmuşlardı. Çünkü kapitalist-emperyalist sistemin mantığı bu idi. Kimyası bu idi. Ama artık görmek gerekti. Ama artık duymak gerekti.

Çünkü virüsün mesajı budur. Bu mesaj okunmalı ve de okunabilmelidir.

* * *

Öyle ki, bugün salgının simgesi olan maske bile, bu ülkelerde maske savaşına dönüşür oldu.

İşte gazetelere yansıyanlardan alıntılar:

-İsveç merkezli bir sağlık şirketinin, İtalya ve İspanya için Çin’den ithal ettiği maskelere Fransa el koydu.

-ABD, Almanya’nın Çin’den satın aldığı maskelere Bangkok Havaalanı’nda el koydu.

Ve bu durum ABD Başkanı Trump tarafından itiraf edildi.

-Almanya, Çin’den satın alınan İsviçre ve İtalya’ya gidecek maskelere el koydu.

-Fransa’nın Çin’den ithal ettiği maskelere, ABD 3 kat fazla para vererek el koydu. Hem de maskeleri taşıyacak olan uçak, Şangay Havaalanı’ndan tam kalkmak üzereyken…

Ve bunlar NATO üyesi… Yani askeri ortak… Ve de ABD politikalarının fiili ortağı...

Ve bugün:

Dünya piyasasına yayılmış Çin ürünlerine, kanserojen madde var diye savaş açan ABD ve tüm Batı, Çin’den gelecek maskeye, Çin’de geliştirilecek aşıya umut bağlar oldu.

* * *

İşte coronavirüs salgınıyla;

-Tüm bu kepazelikler ortaya çıkarılır, bir sorgulamanın ve de sorgulatmanın önü açılır olacaktır.

-Sağlık, dünyanın hiçbir ülkesinde uzun yıllar, belki de tüm tarih boyunca, hayati bir sektör olarak düşünülmemişti, ama artık düşünülür olacaktır.

-Salgın karşısında Birleşmiş Milletler (BM) Örgütü’nün hiçbir fonksiyonu olmamıştı, ama BM’ye üye 193 devletin yapılanışı, işleyişi artık sorgulanır ve de yargılanır olacaktır.

Ve de bu sorgulama ve yargılama, giderek derinleşir olacaktır.