Cahit Külebi, Anadolu’yu ve Anadolu insanının kaderciliğini şöyle anlatıyor.

Biz Artvin’dik, Erzurum’duk, Çemişkezek’tik,

Biz bu çorak topraklardık, ne od, ne ocak…

Yıllarca buğday yerine yıldız ektik, / Bulut devşirdik kucak kucak,

Belliydi her savaşta yenilecektik,  / Şimdi söyler de, ağlarım ancak…

Ben de Anadolu insanının tembelliğini körükleyen kaderciliğini hiç sevmiyorum.

Bir felsefe konferansında üç saat kaderi anlatan bir profesör, “Arkadaşlar kadere katkıda bulunmak isteyen karşı kaderci var mı?” diye sorunca, ben de söz alarak kaderle ilgili şu dörtlüğümü okumuştum.

Hayatı geç kavradım olanı kader sandım,

Olmayanla savaştım tekâmülde zorlandım,

Kader alında değil akılda şifrelenmiş,

Ömrüm hazana erdi yaşadıkça anladım…(Mehmet Özata)

Profesör, “Benim üç saatte anlattığım kaderi, Mehmet beyin akıla bağlayarak özetlemesi bana da çok ilginç geldi.” diyerek, bana teşekkür etti.

Allah fındık verir, ama kırmaya karışmazmış. Hayatın ve yaşamın reçetesi yoktur. Hayat, yüzde 10, başımıza gelen olaylar, yüzde 90’da olaylara karşı verdiğimiz tepkilerden oluşur.

HAYAT BİLGESİ (MÜMİN SEKMAN- ALFA YAYINLARI)

Mümin Sekman’ın Hayat Bilgesi adlı kitabını mutlaka okumanızı öneririm. 

Mümin Sekman,”Kılavuzunu yanımıza almadan geldiğimiz şu hayatta çoğumuz stratejiyi savaş bittikten sonra öğreniyoruz! Bu yüzden hayat oyununda sık sık bildiklerimiz yaşadıklarımıza yetmiyor. Haritasız arazide, ters dönmüş kaplumbağa misali debelenip duruyoruz. Böyle durumlarda belki de en akılcı çözüm dünya sınıfının en çalışkan çocuklarının sınav kağıtlarına bir göz atmak” diyor. 

Hayat Bilgesi, başkalarının hayatlarından ve hatalarından öğrenme kitabıdır. Büyüklerin acılı ve zevkli hayat deneyimlerinden damıtılmış dersler içeriyor.

Bir tür hayat bilgisi bankası, ihtiyaç duyduğunuzda fikir çekebilmeniz için.

BAŞARI BİLİMİ (MÜMİN SEKMAN) ALFA YAYINLARI

Dünyada her gün 2500 yeni bilimsel araştırma yayımlanıyor. Çoğumuzun %1’den

bile haberi olmuyor. Bu kitapta başarı bilimi, mutluluk bilimi, irade bilimi, motivasyon bilimi, beyin ve karar alma bilimi gibi bir çok konuda çözüm odaklı yeni ve yararlı araştırmalar özetlenmiş.

Ben Mümin Sekman’ın üç kitabını da ilgiyle ve severek okudum. Çocukluğumun ve gençliğimin cehaleti yüzünden hayatta gelmek istediğim yerlere gelemedim.

Maalesef, bu yaştan (73) sonra sürekli okuyarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

Ömer Hayyam, yaşadığı 12. yüzyılda okumayan yazmayan Doğu’yu şöyle anlatıyor.

Bir taş bulamazsın ki Doğu ovalarında,

Küfretmesin bana da, benim zamanıma da,

Yüz adım yürü bak, bir dertli insan görürsün,

Bunalmış, otura kalmış yolun kenarında…(Ömer Hayyam)

Aradan 900 sene geçmiş. Ben de 21. yüzyılda doğunun tembelliğini şu dörtlüğümle dile getirmiştim.

Ha babam yaşıyoruz dostlar, ha babam,

Görüntü güzel amma arka plan sıradan,

Okuma yok, yazma yok, tekâmül hakgetire,

Geldiğimiz gibi gidiyoruz dünyadan…(Mehmet Özata)

Pakistan’lı filozof Muhammet İkbal’in (1877-1938) şu ünlü sözü Batı ile Doğu’nun yaşam felsefesini çok güzel özetliyor.

BATI DÜNYAYI GÖRDÜ, TANRI’YI UNUTTU.

DOĞU TANRI’YI GÖRDÜ, DÜNYAYI UNUTTU… Fazla söze gerek var mı?