Çağımızın en büyük belası haline gelen akıllı telefonlar çocuklarımızı, gençlerimizi ve yaşlılarımızı tam anlamıyla esir almış durumda. Sabahın köründe okula giden çocukların elinde, işe giden iş adamlarının ve kadınların elinde, araba kullanan kadın ve erkeklerin elinde ve en kötüsü de parka spor yapmaya gelen insanların elinde.

Uyumadan önce, uyanır uyanmaz, tuvaletteyken, araba kullanırken, caddede, sokakta velhasıl hayatın her alanında insanlar cep telefonlarını pusula gibi kullanıyorlar.

Ben de cep telefonun kullanıyorum ama kararında kullanıyorum.

Her saniye, her dakika telefon ekranına bakarak yürümüyorum.

Kaldırımda yürürken gözlerinin cep telefonundan ayıramadığı için bana çarpan kızlara ve erkeklere “Evladım Allah aşkına şu telefonlarınıza evinizde bakın, Holding’mi yönetiyorsunuz da bu telefonları pusula gibi kullanıyorsunuz?” diyorum. “Amca kusura bakma” diyerek, telefonlara bakmaya devam edip, özürlüler gibi yürüyorlar.

Hele, parkta cep telefonlarıyla konuşarak robot gibi yürüyen insanları elinden cep telefonlarını alasım geliyor. İnsanın hayat enerjisini alıyor bu garip insanlar.

ÜLKEMİZ AKILLI TELEFON BAĞIMILILIĞINDA DÜNYADA AÇIK ARA ÖNDEYMİŞ. Uluslararası danışmanlık şirketi Deloitte’un yayınladığı raporda Türkiye’deki kullanıcılar günde ortalama 71 kez, yani yaklaşık her 15 dakikada bir cep telefonu ekranına bakıyorlarmış. Aynı şirket tarafından 2011 yılından bu yana yapılan “Global Mobil Kullanıcı Araştırması”nın 2015 sonuç raporlarına göre, Türkiye’den 18-50 yaş arası 1000 kişinin katılımıyla ortaya çıkan sonuçlarda Türkiye akıllı telefon bağımlılığı en yüksek ülke olarak dikkat çekiyormuş.

Türkiye’deki bu oran; Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin neredeyse iki katına denk geliyormuş. Akıllı telefon bağımlısı olarak nitelendirilen kesim, Türkiye’de mobil kullanıcıların yüzde 22’sini oluşturuyormuş. Yani her 5 kişiden biri telefon bağımlısı.

Hep yanı başımızdalar, onlarsız yapamıyor, onlar olmayınca sanki hayat damarlarımızdan biri kesilmiş gibi çılgına dönüyorlarmış.

Anne ve babalar evlerde çocuklarına, öğretmenler okullarda öğrencilerine, işverenler iş yerlerinde çalışanlarına, toplum önderleri kahvelerde ve çevrelerindeki vatandaşlara akıllı cep telefonlarının akıllı kullanımını öğretsinler lutfen.

ÇORUM’LU YAZAR BAHRİ GÜVEN’İN “SELAM OLSUN KELEBEKLERE” KİTABI

Geçen hafta emekli öğretmen Bahri Güven hocam on birinci kitabı “Kelebeklere Selam Olsun” adlı anı romanını göndermiş. Bahri hocamın bütün kitaplarını okudum.

“Selam Olsun Kelebeklere” adlı kitabını da üç günde okudum. Küçük yaşta evlatlık verilen ve hayatı Gümüşhacıköy, Samsun, Bafra, İzmir ve Osmancık arasında geçen bahtı kara Hüseyin Çetin’in hazin öyküsü beni çok etkiledi. Okumanızı tavsiye ederim.

BAADDİN FIKRALARI

1-“Ey aşk! Sen bir şarkı olsan radyoda yakalasam seni, kesin ezana denk gelirsin.

2-Bir insanın gözlerine bakarak her şeyi anlayabilirsiniz. Gözleri kapalıysa, uyuyordur.

3-Dünyada Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar bu masalı güzel anlatan ve Türkler kadar da bu masala inanan ikinci bir millet yoktur.

4-Doyumsuz mutluluk yoktur, kusurlu mutluluk vardır. Mutluluklar hep kusurludur.

5-Türk kızları mı, Rus kızları mı deseler, hiç düşünmeden Türk kızları derim. Çünkü, düşünürsem Rus kızları derim.

6-Oğlum şu kızları üzmeyin lan, size kızıp “bütün erkeklerin Allah belasını versin” diyorlar. Durduk yere ben de beddua alıyorum.

7-Hacıya “İnternet çağında yaşıyoruz, her şeyi internetten alıyoruz” dedim. İnternetten bir abdest al da, yatsıyı beraber kılalım” dedi.

8-Geçen gün kayboldum, yolu Suriye’liler tarif etti, sağolsunlar dışlamıyorlar bizi!

9-Her Japon’un “yaşlanırken genç kalma sanat”ı denilen bir İkiga’ isi vardır. Her sabah yataktan kalkmaları için o gün yapmaları gereken bir iş yaratırlar.

10-Beyin bir donanımdır, herkeste vardır. Akıl bir yazılımdır, herkeste yoktur.

11-Bugün internet gitti, iki saat evdekilerle konuşup, dertleştik, hepsi de iyi insanlarmış.

12-Tevrat’ın ilk emri yaşat, İncil’in ilk emri sev, Kuran’ın ilk emri oku. Yahudi yaşatmadı, Hristiyan sevmedi ve Müslüman okumadı…

6 Kasım 2019