Öyle çabuk geçiyor ki zaman; hızına yetişemiyorsunuz.

Yarım asrı devirince (hele bir de benim gibi üççeyrek asrı devirmeye yaklaşınca) her şey dün gibi gelmeye başlıyor insana.

Geçmişte yaşadığınız her şeye, “daha dün gibi” demeye başlıyorsunuz.

Yapışıp kalıyor dilinize “daha dün gibi” sözcükleri.

Geçmişinizle ilgili ne anlatırsanız anlatın; “daha dün gibi” diye başlıyorsunuz söze.

* * *

Bugün dört yaşına giren Torunum Efe Görgün’ün doğumu da “daha dün gibi” benim için.

Oysa dört koca yıl geçmiş aradan.

Ama her şey dün gibi…

Doğumu, peltek peltek konuşmaya başlaması, emeklemesi, yürümesi, kreşe başlaması… dün gibi. Evet, dün gibi…

Daha dün gibi her şey…

Birkaç gün önce, “Dede biliyor musun, ‘önümüzde ki Perşembe’ benim doğum günüm…” dedi.

Önümüzdeki Perşembe!?...

!!??...

Dört yaşına yeni basan bir çocuğun ‘önümüzdeki Perşembe’ sözcüklerini kullanması karşısında dondum kaldım.

Sınamak istedim.

“Hani?” dedim; “önünde bir şey yok…”

Güldü.

Alaycı bir ifadeyle, “Daha Perşembe günü gelmedi ki Dede. ‘Perşembe günlerini karıştırma diye’ öyle dedim…” dedi.

!!??...

Lafa bakar mısınız; ‘Perşembe günlerini karıştırma, diye’…

Ne diyeceğimi, düştüğüm rezil durumdan nasıl kurtulacağımı bilemediğim için, “Dedem, yaş gününde ne alayım sana?” dedim.

Bir süre düşündü, karşı soruya geçti.

-Dede benim kaç ağacım oldu?

-Yirmi

- Ağaç dikelim Dede, ağaç dikelim o zaman… Çok ağacım olsun istiyorum…

!!??...

Bir yumru oturdu boğazıma, ağlamamak için zor tuttum kendimi.

Koca koca sözüm ona diplomalı adamların (turizm alanı açıyoruz diye) orman yaktığı/yaktırdığı bir dönemde; dört yaşındaki bir çocuk, ağaç istedi benden, “ağaç dikelim” dedi.

* * *

Geleceğin açık olsun Dede’m…

Bizler görebilecek miyiz o günleri bilmem ama sen hukukun üstünlüğünün egemen olduğu günlerde ve yıllarda büyü…

Bir su gibi saf, duru ve temiz yüreğin, hep öyle kalsın…

Bu yaştaki yurt sevgin, Atatürk sevgin, çevre sevgin, sonsuza değin sürsün.

Yolların hep iyi insanlarla kesişsin.

Hep sağlıklı, huzurlu, mutlu yaşa ve başarılı ol.

Ne dileğin varsa, hepsi gerçekleşsin Dede’sinin canı…

Gülen yüzün hiç solmasın…

Güzel kahkahaların çınlatsın her bir yeri.

Tanrı ömrümden alsın, ömrüne eklesin

Doğum günün kutlu olsun Efe’m…

Doğum günün kutlu olsun…

Dede İsmail Haboğlu, torunu Efe ile harmandalı oynarken…