Ne zaman hüzünden teselli çıkarmaya kalkışsam, Bâkî’nin o unutulmaz dizeleri gelir aklıma:

Âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal,

Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş.

*

Hz.Dâvud, peygamberliğinin yanı sıra sesinin güzelliği ile de bilinirmiş. O yüzden, asırlar öncesinden günümüze adı bâkî kalmış.

16. Yüzyılın, Kanuni Sultan Süleyman devrinin büyük şairi Bâkî de, bu dizeleriyle, “Bu âleme Hz.Dâvud gibi bir ses bırak, çünkü bu dünyada kalıcı olan güzel bir sestir” demiş.

Öldükten sonra da yaşamanın yolu, geride faydalı bir eser bırakmış olmaktan geçiyor.

Mutasavvıf Hadimî de,

“Kâmil odur ki koya dünyada bir eser

Eseri olmayanın yerinde yeller eser” demiş.

*

Yaşar Kemal dememiş miydi?

“O iyi insanlar, o güzel atlara binip gittiler.”

Bir güzel insan daha çekip gitti bu dünyadan; bir hoş sadâ bırakarak…

Ateş Amiklioğlu’nu İncek’in köy mezarlığına değil kalplerimize gömüp geldik.

Öz ağabeyim gibi severdim kendisini. O da beni “öz kardeşi” gibi sevdiğini söylerdi.

*

Yaşamı başarılarla dolu bir insan…Maliye Bakanlığı’nda çok genç yaşta genel müdür oluyor, daha sonra Emekli Sandığı gibi Türkiye’nin en büyük kurumlarından birinin başına geçiyor ve grafiğini sürekli yükseltiyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarlığı, Çorum Milletvekilliği ve en son Bakanlık…

Bir başka ilden, seçilebileceği bir sıradan yeniden aday gösterildiği halde, “ithal aday” konumunu içine sindiremediği için adaylıktan çekiliyor.

Aydın Doğan’ın çok sevdiği bir dostu olarak, son anına kadar Doğan Holding’in Ankara Koordinatörlüğü görevini sürdürüyor.

*

Üstlendiği her görevde kalıcı izler bırakarak noktaladı yaşamını Ateş Abi.

Ama, bürokratlığı, siyaset adamlığı, devlet adamlığı ile sınırlı da değildi O’nun üstün vasıfları…Asıl, öyle güçlü bir sosyal kişiliği vardı ki…Cumhuriyet değerlerine bağlı “liberal demokrat” çizgisinden hiç ödün vermeden, herkesle, her kesimle barışık olmayı, barışık kalmayı başarabilmişti yıllar yılı…

O kadar geniş bir dost yelpazesi vardı ki, şaşar kalırdım.

*

Ve “kültür adamlığı”…

Müzikli eğlence mekânlarında sahneye çıkan ünlü sanatçıların, “Aaaa…Ateş Bey siz de mi buradasınız?” diye koşup geldiklerine, büyük bir muhabbetle, coşkuyla kendisine sarıldıklarına çok tanık olmuştum.

Bir muzipliğini anlatmadan da geçemeyeceğim:

Bursa’da bir Çorumlular Gecesi…Ben gidememiştim, bizim gazeteyi sevgili kardeşim Yusuf Ziya Leblebici temsil ediyordu.

Ateş Abi, dönemin Çorum Belediye Başkanı Prof.Dr. Arif Ersoy’la yan yana oturuyorlar.

O günlerin tanınmış sanatçılarından Semra Türel, sahneye çıkar çıkmaz Ateş Abi’yi görüyor ve koşarak gelip sarılıyor, az önce anlattığım şekilde. Ve çoğunlukla bu protokol masasının önünde söylüyor şarkılarını…

Ateş Abi bir ara kulağına, “Yanımdaki Arif Hoca’yı yanağından öpsene!” diyor.

Sarışın güzel sanatçı Semra Türel, bir boş anını yakalıyor ve Arif Hoca’nın yanağına bir buse konduruyor. Tabii salon kahkahadan kırılıyor, bu şaka karşısında…

Ama, Arif Hoca bu, espriyi kaçırır mı?

Ateş Abi’ye dönüp, “Siyaseten bir bedeli olur, ama değer!” diyor.

*

Sanat dünyası neden bu kadar yakından tanıyordu Ateş Abi’yi?

Sanata, sanatçıya olağanüstü sahip çıkmıştı da ondan…

Kendisi de sanatçı ruhluydu zaten. Her alanda olduğu gibi sanatta da zevk düzeyi yüksekti. Yaşamayı seven kişiliğinin ayrılmaz bir parçasıydı sanat…

O zamanlar, turizmi geliştirme adına turizm yatırımlarına öncülük etmek, devletin önemli sorumluluklarındandı. Ankara’da Büyük Ankara ve Stad Oteli, İstanbul’da Tarabya Oteli, İzmir’de Büyük Efes Oteli gibi Türkiye’nin çok önemli otelleri Emekli Sandığı’nın malıydı.

Ateş Abi de, Emekli Sandığı Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak bu otelleri sanata, sanatçılara açtı. Bu otellerde Türk Sanat Müziği sanatçılarına sahne, ressam ve heykeltıraşlara salon verdi. Kokteyl masraflarını da üstlenmek kaydıyla…

Bugünün sanatçıları bilemeyebilir, ama o dönemin sanatçılarının Ateş Abi’ye nasıl minnettar olduklarını kaç kez bizzat gözlemledim.

*

Eşim Hülya’nın kızlık soyadı Kerman…Kerman’larla Kalelioğulları aynı kökten geliyor.

Soyadı kanunu çıktığı zaman, zadegân unvanlarının alınamayacağı söylenmiş. Ailenin büyüklerinden ve Çorum’un eski Belediye Başkanlarından Dr. Pertev Kalelioğlu da, Farsça’da kale anlamına gelen Kerman’ı seçmiş. Sonra bir sakınca olmadığı anlaşılınca sülalenin bir kısmı Kalelioğlu soyadını almış, bir kısmı Kerman’da kalmış. (Üstadım Aydın Kalelioğlu Ağabeyim anlatmıştı)

Dolayısıyla, eş durumundan akraba da oluyoruz Ateş Abi’yle.

Ama, hiçbir bağ, aramızdaki abi-kardeş duygusundan daha güçlü olamazdı.

*

Abim Yaşar Yolyapar’ı 30 Ağustos’ta kaybetmiştim.

Ateş Amiklioğlu Abimi de 2 ay sonra, 31 Ekim’de kaybettim.

Ama biliyorum ki değerler kaybolmaz.

O büyük bir değerdi.

Çorum’un yetiştirdiği büyük bir değer.

Çok özleyeceğim.

Asla unutmayacağım.

Yüce Allah rahmetini esirgemesin, sevgili Seher yengeme, sevgili Ebru ve Anıl’a, diğer yakınlarına ve benim gibi tüm sevenlerine sabır versin.

(Soldan sağa) Ressam Şahika Çağlar, Fikrettin Çıplak Hoca, Dr. Tuncay Kerman, eşi Emekli Danıştay Daire Başkanı Ceyda Kerman, Maliye Bakanlığı’ndan emekli, Amiklioğlu’nun kuzeni Akın Kalelioğlu, Mehmet Yolyapar, Ahmet Boyabatlı, önceki Çorum valileri; emekli Danıştay Üyesi Hüseyin Poroy, emekli Anayasa Mahkemesi Üyesi Mustafa Yıldırım, 20. Dönem Çorum Milletvekili Ali Haydar Şahin, Yargıtay 20. Ceza Dairesi Başkanı İlmettin Köklü, Hattuşa Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı M.Ali Doğan.

(Soldan sağa) Oğul Anıl Amiklioğlu, eşi Mana Amiklioğlu, Emekli Din Görevlisi, ÇORUM HABER köşe yazarı Fikrettin Çıplak, torun Ateş Batuhan Süyen, Seher Amiklioğlu ve kızları Ebru Amiklioğlu.

Seher Amiklioğlu, eşinin Türk Bayrağı’na sarılı tabutuna kapanıp ağlarken, yanında Çorum’dan dostları Perihan Yıldırım ve Heyfa Köklü vardı.

Merhum Amiklioğlu, defin işlemlerini Çorum’dan yakın dostu Fikrettin Çıplak’ın yerine getirmesini vasiyet etmişti. Fikret Hoca da görevini yaptı.

Mehmet Yolyapar, “öz ağabey” olarak nitelediği Ateş Amiklioğlu’nun tabutu başında…

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanındaki Ahmet Akseki Camii’nde cenaze namazı… Seher Amiklioğlu, yanında Naci Ağbal, Agah Kakas ve Salim Uslu ile…Diğer tarafta Recep Kömürcü ve Alper Taşdelen…

Anıl Amiklioğlu, yanında Ziya Kalelioğlu…

Dayı oğlu Akın Kalelioğlu ve torun Ateş Batuhan Süyen…

Cenaze namazından…Sol başta Altındağ Belediye Başkanı, hemşehrimiz Asım Balcı ve Fikrettin Çıplak Hoca…

Bir namazlık saltanatın olacak, taht misali o musalla taşında…

İncek Mezarlığı’nda cenazenin kabre indirilişine Sağlık eski Bakan Yardımcısı Agah Kafkas da yardım etti.

Birkaç kürek toprak, son görev…Ve M. Ali Doğan…

Definle ilgili dini vecibeleri, merhumun vasiyeti üzerine Çorum’dan giden Fikrettin Çıplak Hoca yerine getirdi.