46 yıllık Çorumspor göz göre
göre amatör lige düştü. Elde bir Belediyespor kaldı. Ama onun da ligde kalıp
kalmayacağı belli değil. Böyle giderse Belediyespor’un işi çok zor.
Ligden düşmesi kesinleşen
Çorumspor, grubun güçlü takımlarından İstanbulspor’u hem de yenik durumdan 2-1
mağlup ederek çok anlamlı bir galibiyet aldı. Kendilerini kutluyorum. Tüm
zorluklar karşısında dağılmadan nasıl takım olunuyormuş bolluk içerisinde
yüzenlere gösterdiler. Belki yeteri kadar puan toplayamadılar ve bunun
neticesinde amatör lige düşmeleri kesinleşti. Ama her maçta en azından mücadele
ediyorlar. Belki de ortaya koydukları mücadele ile kendilerine sahip çıkmayan
Çorum’a inat seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Şu bir gerçek ki, ligden düşen
sadece Çorumspor değildir. Çorum, şehir olarak küme düşmüştür ve bu da Çorum
için kara bir lekedir. Kim ne derse desin, Çorumspor birilerinin kaprisi
uğuruna bilinçli bir şekilde amatör kümeye düşürülmüştür! Gözünüz aydın!
Gelelim Çorum Belediyespor’a.
Sezon başındaki düşüncelerimle ikinci yarıdaki düşüncelerim arasında dağlar
kadar fark var. Bu farkı da yaratan yine yönetim ve futbolculardır. Tabi teknik
heyeti de unutmayalım. 3-4 hafta öncesine kadar Çorum Belediyespor’un küme
düşme ihtimalinin olmadığını savunuyordum. Ama gelinen noktada görüyorum ki, bu
gidişat hiç de iyi değil. Zaten yönetimin genel kurulda görevi bırakmamasının
altında yatan nedenlerin başında takımın düşme bölgesinden bir türlü
uzaklaşamamış olması yatmaktadır. Bir maceraya atılma riskini göze almadan
doğru bir kararla göreve devam ettiler.
Bunun yanında yanlışlar da yok
değil. Kimse ne alınsın, ne gücensin. Belediyespor dört dörtlük yönetilen bir
kulüp değil. Belki mali açıdan belli bir disiplin sağlandı ama profesyonel
yönetim anlamında ciddi eksiklerinin olduğu kesin.
Halit Hoca beni gerçekten
şaşırtmaya devam ediyor. Hele kazanmak zorunda oldukları son iki maçta sahaya
santrforsuz çıkmanın hiçbir izahı yok. Hem kazanmaya oynayacaksınız ki bunun
için gol atmanız gerek, hem de sahaya santrforsuz çıkacaksınız, akıl alır gibi
değil. Ama doğrusu beni şaşırttılar. Çünkü Belediyespor’un bu şartlarda ve
ikinci yarıdaki performansı karşısında Mardinspor’u bile yenemeyeceğini
düşünüyordum. Zor da olsa kazanıp beni şaşırttılar. Bence tek şansları, Elazığ
Belediyespor’un kendilerinden daha kötü olması.
Hayrettin Gümüşdağ sezon
başındaki değerlendirmesinde, Belediyespor’un 3.ligin en zor grubuna düştüğünü
söylemişti. Ama bugün görüyoruz ki, en kolay grup Belediyespor’un olduğu grup.
Ama maalesef grubu zorlaştıran Belediyespor’un kendisinden başkası değil. Eğer
Çorumspor, Belediyespor’un grubunda olmuş olsaydı ligde kalma şansı olabilirdi
diye düşünüyorum.
Son genel kurulda, kulübün
İskilipli işadamı Mehmet Mustafa Avşar’ın kuracağı Çorumspor 2013 A.Ş.’ye devri konusunda yönetime
yetki verilmesi kamuoyunda yeterince doğru anlaşılamadı. Henüz düşünce
aşamasındaki projeye şimdiden çamur atmaya başlandı. Yapmayın, ayıptır,
günahtır! Kaldı ki, Mehmet Mustafa Avşar’ın anlattıklarının hayata geçmesi hepimizin
yıllardır hayalini kurduğumuz şeyler değil mi? Biraz sabredip beklemenin kime
ne zararı var. Ama daha önce de dedim ya, burası Çorum, gariplikler ülkesi… Her
şeyi bilen aslında hiçbir şey bilmeyenlerin çoğunlukta olduğu memleket...
Nedense, eleştirmekte, çamur atmakta üstümüze yok. Bu yüzden de il olarak
bugüne kadar hep kötü şeylerle anılmışız…
Derler ki, her memleketten,
günahkârları cehennem çukurlarında toplamışlar. Her çukurun başına da bir
zebaniyi nöbetçi dikmişler. Sadece Çorumluların olduğu çukurun başında nöbetçi
yokmuş. Sormuşlar, “Neden bu çukurun başında nöbetçi yok?” diye. Cevap vermiş
zebanilerin başındaki görevli. “Bu çukurda Çorumlular var. Buradan kimse
kaçamaz. Kaçmaya kalkanı da zaten paçasından çekip geri indirirler çukura. Bu
yüzden bekçi koymadık”.