23 Eylül Cumartesi akşamı Bodrum Kalesi’nde Bodrum Belediyesi Türk Musikisi Derneği Klasik Türk Müziği Korosu’nun konserine gittim.

Muhayyer Faslı ve merhum Bestekâr Cevdet Çağla eserlerinden oluşan konseri Bilge Sumer sundu, Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı öğretim üyesi şef Halil İbrahim Yüksel yönetti.

Merhum Belediye Başkanımız Turhan Kılıçcıoğlu zamanında Çorum Sanayi Sitesi’ni inşa eden mühendis, müzisyen ve modern seyyah sevgili dostum Haluk Karakapıcı’dan namını çok duyduğum Halil İbrahim Yüksel’i kısaca tanıyalım.

1971 yılında Kayseri’de doğan Halil İbrahim bey, ilk, orta ve lise tahsilinden sonra 1995 yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Mûsıkîsi Konservatuarı Temel Bilimler Bölümü’nden mezun olmuş. 1996 yılında mezun olduğu Konservatuvar Ses Eğitimi Bölümü’nde öğretim elemanı olarak göreve başlamış.

Halen Ege Üniversitesi Klasik Türk Müziği Korosu ve Konservatuvar Klasik Türk Müziği Koroları Genel Sanat Yönetmenliği görevlerini sürdürmektedir.

Bu topluluklarla İzmir’de ve yurt içinde ki birçok üniversitede 200’ü aşkın konser programı hazırlayıp, yönetmiştir. Ayrıca, mesaisini sürdürdüğü Tanbur ve Lavta sazlarıyla yurtiçi ve Almanya, Finlandiya, Litvanya, Fransa, Estonya ve İtalya’da festivaller, Sanat Günleri ve özel davetlerde bireysel performanslar sergilemiş, ikili ve üçlü gruplarla enstrümantal konserler sergilemiştir.

Şef Halil İbrahim Yüksel’in yönettiği Fethiye, Turgutlu, Ege Üniversitesi Korosu elemanlarının da yer aldığı Bodrum Belediyesi korosunun konserini çok beğendim.
1993 yılında kurulan ve bu yıl 49’uncu konserini hazırlayan Bodrum Belediyesi Korosunun ücretsiz ve halka açık konserini Bodrum halkı ve tatilini Bodrum’da geçiren müzikseverler büyük bir beğeniyle dinlediler.

Bugüne kadar İstanbul’da çeşitli korolarda koristlik yaptım ve yüzlerce konsere gittim.

İlk defa Bodrum Belediye korosu konserinde bütün şarkıları korodan dinledik.

Hiçbir sanatçı solo şarkı söylemedi.

İkinci olarak, Ege Üniversitesi Konservatuvarı sanatçılarından oluşan saz ekibinin, sazlarının doğal tınısıyla (kulakları tırmalayan elektronik sesler yoktu) şarkılara eşlik etmesi ilâhi bir musiki atmosferi oluşturdu.

Rast peşreviyle başlayan konserin ilk şarkısı Abdülkâdir Meragi’nin meşhur Rast eseri Amed Nesim-i Suh-u dem, son şarkısı ise Ayten Alpman’ın meşhur “Bir başkadır benim memleketim” adlı bis şarkısıydı.

Konserde, çeşitli makamlarda koronun seslendirdiği 34 şarkıyı bütün müzikseverler nefeslerini tutarak dinlediler.

Özellikle, meşhur Muğla türküsü “Kerimoğlu Zeybeğini”, zeybek kıyafetiyle ve kıvrak figürleriyle oynayan Efe büyük alkış aldı.

Yıllar önce, İstanbul’da mensubu olduğum Fikret Karahan Sevgi Musiki Topluluğunun bir konserinde, Bodrum korosu elemanlarından sanatçı Dilruba Karakapıcı ve Hakkı Karakapıcı kardeşler Kerimoğlu Zeybeğini oynayarak müzikseverler tarafından ayakta alkışlanmışlardı.

Konseri Avukat Arif Damar ve Noter Hüseyin Kadayıfçı’da eşleriyle beraber izlediler.

Konser sonunda, şef İbrahim Halil Yüksel’in konseri izleyen Erol Sayan, Zekai Tunca, Şakir Öner Günhan ve Güzin Değişmez’i sahneye alarak çiçek vermesi çok hoştu.

Yıllar önce Osmancık’lı Mimar Selim Çatal ile Üsküdar Musiki Derneğinde ziyaretine gittiğimiz değerli bestekâr Amir Ateş hocamız, musikiyi, Yahya Kemal Beyatlı üstadın,

“Musiki denilen nutk-u ilâhi / Engin bir denizdir namütenâhi” sözleriyle ifade ettiğini söylemişti. Ben de, ruhlarımızı yücelterek bizleri uhrevi bir âleme sürükleyen musikiyi aşağıdaki dörtlüğümde şöyle yorumlamıştım.

Yolu sevdadan geçen müzikle handan olur,

Aşkla, meşkle mestolur bülbüle canan olur,

Bezm-i meyde teselli arayan gönüllere,

Nağmeler şifa verir, dertlere derman olur…

(Mehmet Özata)