Soru: Başarılı erkek kimdir? Cevap: Karısının harcadığından fazla kazanabilen erkektir.
Soru: Başarılı Kadın kimdir? Cevap: Böyle bir erkek bulabilendir.
*
Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal İnönü’ye hitaben
"Ölürüm yoluna" diye haykırır. Erdal bey cevap verir: “Dur, ölme. Bir oy, bir oydur.”
*
Fatih, hocası Akşemseddin’e sorar:
-İnsan açlığa ne kadar dayanabilir?
Akşemsettin cevap verir:
-Ölünceye kadar.
*
Eski Roma’da valilerinden biri, Kayser Tiberius’a vergilerin artırılmasını teklif edince, şu cevabı almış:
-İyi bir çoban, koyunlarının yününü kırpar ama derisini yüzmez.
*
Kenân Rıfâi’ye sormuşlar:
-Mademki neticede kaderin dediği oluyor. O halde niçin çalışıyoruz?
Kenan Rıfâi, “Çalışmak da kaderin icabı olduğu için evladım!” demiş.
*
Arap kanalında maç izliyorum. Spikerin her sözüne babaannem "amin" diyor.
*
İskoçya’lı üçüncü mevkii biletle birinci mevkiye oturmuştu. Gelen kontrolörü çeşitli bahanelerle savmaya kalkışınca, memur adamın bavulunu koridora çıkarıp sürüklemeye başladı. Bunun üzerine İskoçya’lı telaşla, arkasından bağırdı.
-Hey oğlumu nereye götürüyorsun?
*
Hava yollarında yemek servis zamanı. Hostes en öndeki adama kibarca gülümseyerek sordu:
-Yemek ister misiniz efendim?
Kendini lokantada zanneden yolcu servis masasına baktı:
-Seçeneklerim neler?
Hostes yine kibarca gülümseyerek seçenekleri sundu:
-Evet veya hayır.
*
Çocuk: “Baba biz nasıl olduk ?”
Baba: “Maymundan evrimleştik yavrum.”
Çocuk ikna olmaz: “Anne biz nasıl olduk ?”
Anne : “Adem’le Havva’dan”
Çocuk: “Ama babam maymundan geldiğimizi söylüyor ?”
Anne: “O babanın sülalesi, bizi ilgilendirmez yavrum..”
*
Japonya’da hırsız yakalayan robot yapmışlar. Amerika’da 5 dakikada 180 hırsız yakalamış. İtalya’da 5 dakikada 80 hırsız yakalamış. Fransa’da 5 dakikada 30 hırsız yakalamış. Türkiye’de 5 dakikada robotu çalmışlar…
*
Elin oğlu, gülü tango yaparken ağzında tutuyor, biz kasap vitrinindeki koyunun kıçına takıyoruz. Siz de hâlâ bizden romantizm bekliyorsunuz…
*
16. yüzyılda “Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” diyen Fuzuli gibi, Sivas Kangal’lı Ruhsatî de 19.yüzyılda hayatı ve yaşananları şöyle hicvediyor.
Bir vakte erdi ki bizim günümüz, / Yiğit belli değil, mert belli değil,
Herkes yarasına derman arıyor, / Devâ belli değil, dert belli değil…
Çarh bozulmuş dünya ıslah olmuyor, / Ehl-i fukaranın yüzü gülmüyor,
Ruhsatî de dediğini bilmiyor, / Yazı belli değil, hat belli değil…(Ruhsatî)
3 Eylül 2014