Ülke olarak zor zamanlar yaşıyoruz. Belalı coğrafyada, belalı komşularımız yetmezmiş gibi içimizde hainlerle mücadele ediyoruz.
Asap bozucu bu şartlar altında sağlıklı yaşamak kolay değil.
İster istemez moraliniz bozuluyor, yaşananlardan soyutlanamıyorsunuz.
En çok keyif aldığım futbol maçlarını bile seyretmek içimden gelmiyor.
Türkiye, “Yabancı Futbolcu!” ligleri başlayalı üç hafta oldu.
Bazı kulüp başkanlarının baskısıyla liglerde yabancı futbolcu sınırlaması kaldırılınca Türkiye yabancı futbolcu cennetine döndü.
Maçlarda oynayan yabancı futbolcular yüzünden Türk oyuncuları görmek olası değil.
Golleri atanlar yabancı, asist yapanlar yabancı, sahada şov yapan yabancı..
Oldu olacak, liglerin adını da “Türkiye Yabancı Futbolcular Ligi” diye değiştirelim.
Türkiye Futbol Federasyonu ve Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim nasıl böyle bir karara imza atarlar hiç anlamıyorum. Yabancı kuralı yüzünden oynayamayan, kendini geliştiremeyen Türk çocuklarının gelecekleri karartıldı..
Maalesef, hayatın her alanında tembel bir millet olduğumuz için az sayıda sınırlı yetenekleri olan gençlerimiz de bu koşullarda kaybolup gidiyor.
Koskoca 80 milyonluk Türkiye olarak bir Arda’yı ortaya çıkarabildik. Adını sanını duymadığımız Afrika ülkelerinden binlerce futbolcu Avrupa’da top koşturuyor.
Altı yabancı kuralından en çok şikayet eden Fenerbahçe’nin durumu da ortada.
Bu yüzden futbol maçlarını seyretmek içimden gelmiyor.
İLGİNÇ BİR ÖYKÜ
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Mail farklı bir yerde farklı bir bayana gider. Tam bu sırada kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi, yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür..
Kime : Sevgili karıma , Konu : Yeni ulaştım. Tarih: 16 Mayıs 2004
Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım, senin de kayıtların hazır. Her şey yarın senin buraya geleceğin düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum.
Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin. Not : Burası çok sıcak…

Sıra haftanın şarkısına geldi. Udi Hasan’ın Isfahan şarkısını çok severim.
Sen de mi hâlâ esir-i zülf-i yâr olmaktasın. (zülf=saç)
Uslan ey dil uslan artık ihtiyâr olmaktasın.
Bilmiyorsun kendini zâr-ü nizâr olmaktasın. (zar-ü nizar=Ağlamak, inlemek)
Uslan ey dil uslan artık ihtiyâr olmaktasın…
Sözleri Hüseyin Rıfat Işıl’a, bestesi Şerif İçli’ye ait Saba şarkı da çok güzeldir.
Düş ben gibi bir aşka sadâkat ne imiş gör,
Vuslat demi beklerken o firkât ne imiş gör,(Vuslat=kavuşmak, Firkat=Ayrılık)
Yok yok güzelim düşme sakın öyle belâya,
Gel kalbime gir orda felâket ne imiş gör…
Fehmi Tokay’ın Rast makamında şarkının sözleri de çok anlamlı ve çok güzeldir.
Sâgarda değil sâkî-i zîbâda gözüm yok. (Sagar=kadeh,saki=içki sunan,Ziba=kız)
Gülşen ne demek? Kubbe-i Mina'da gözüm yok;
Bir hâlet-i diğerle gönül hastadır amma,
Mecnun bile olsam yine Leylâ'da gözüm yok.
14/9/2016