BİR “PERİ”NİN ANIMSATTIKLARI

Mehmet YOLYAPAR

06.12.2020 - 23:04 Yayınlanma

3405 Gösterim

Eğitim konusu açıldığında, şunu çok sık ifade ediyorum:

“Biz millet olarak harika eğitim-öğretim modelleri üretiyoruz. Köy enstitüleri gibi, bizim kuşağın yaşadığı, kız ve erkek sanat okulları, öğretmen ve imam hatip okulları, üniversiteye hazırlayan klasik liseler şeklindeki branşlaşma gibi, ilk öğretime açıldığındaki Anadolu liseleri, fen liseleri gibi…

Ama, bakıyoruz ki mükemmeli yakalamışız, ‘Hay Allah! Bu da iyi çıktı!’ deyip hemen öldürüyoruz.

Şimdi ise, ne yazık ki ‘en kötü’yü yaşıyoruz.”

Bizim dönemimizde “lise” öğrenimi gerçekten çok üst seviyede idi.

Zaten tek bir lise vardı: Çorum Lisesi…Ve o lisenin öylesine donanımlı, öğretme aşkıyla dolu öğretmen gibi öğretmenleri vardı ki…

Bunlardan, “efsane matematik öğretmeni” merhum İrfan Berker, torununun tüm Türkiye’yi mutlu eden sportif başarısıyla bir kez daha Çorum’un, Çorumluların gündemine geldi, aramızdan ayrılışının üzerinden çeyrek asır geçtikten sonra…

Tüm öğrencilerinin korktuğu, çekindiği, çok disiplinli ve ciddi bir öğretmen ve idareciydi İrfan Berker.

Gazeteciliğe başlamamdan sonra çok daha yakın olduk kendisiyle. Özellikle de 1980’li yıllarda, ÇORUM HABER’i çıkarmaya başlamamdan sonra…

Ankara’dan geldiğinde bir çay içimi uğrar, sohbet ederdik.

Dürüstlüğün ve görev aşkının, cumhuriyet değerlerine bağlılığın simgesi olarak daha yakından tanıdım kendisini, saygım, bağlılığım çok daha arttı.

Ve Ankara’nın entrika mahfillerinde öyle üzdüler ki hocamı, hassas ruhu incindi, kırıldı…Sanırım, biraz da bu nedenle, erkenden ayrıldı aramızdan.

Ölümünün 1. yıldönümünde, oğlu Mustafa ile birlikte kabri başında bir anma töreni düzenledik. Ulaşabildiğim sınıf arkadaşlarımın da katılmalarını sağladım.

Saygılarımızı, şükran duygularımızı bir kez daha ifade ettik kendisine, içten dualarımızla rahmet diledik.

1960’lı yılların başı…Gazipaşa İlkokulu’ndan sonra Çorum Lisesi Orta Kısmı’na başladım. Başka ortaokul yoktu çünkü. Sonra Çorum Lisesi…Bütün bu yıllar boyunca, İrfan Berker hocamı daima saygıyla, hayranlıkla -hadi itiraf edeyim, biraz da korkuyla- izleyegeldim. Matematik öğretmenliğinin yanı sıra Müdür Başyardımcısı idi. 1974’te Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu’na müfettiş olarak atandı. Tabii ailece Ankara’ya yerleşti. Kariyeri, hep yükselerek devam etti: Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı, Başkanı…1980’de Ticaret Turizm Eğitimi Genel Müdürü, Talim Terbiye Kurulu üyeliği, Başkan Yardımcılığı, Başkanlığı…

Ve 1995 yılında hayata veda…

Oğlu Mustafa Berker de, “efsane öğretmen” babaya yakışır efsane bir hekim, bir cerrah şimdi.

Prof.Dr. Mustafa Berker, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Beyin Cerrahi Bölüm Başkanı.

Eşi, Prof.Dr. Dilek Berker, Ankara Şehir Hastanesi Endokrinoloji Bölümünde.

Büyük Kızı Beril Berker 26 yaşında, mimar, aynı zamanda Cimnastik Milli Takım Yardımcı Antrenörü.

Ve küçük kızı Peri Berker, 17 yaşında, Maya Koleji son sınıf öğrencisi. Tam 14 yıldır jimnastik yapıyor. Bu kapkaranlık günlerde, 4 arkadaşı ile birlikte, tüm Türkiye’ye ulusal gurur ve moral yaşatan “altın kız”…

Adıyla uyumlu “peri kızı”…

Ukrayna’da düzenlenen Avrupa Ritmik Cimnastik Şampiyonası’nda Türk Milli Takımı’nın “3 çember 2 labut” aletinde Avrupa Şampiyonu olarak altın madalya aldığını, Türk bayrağını göndere çektirdiğini ve İstiklal Marşımızı dinlettiğini haber aldığımda, öyle mutlu oldum ki, o harika gösterinin videosunu hemen sosyal medyada paylaştım.

Ata sporumuz güreşte, halterde, diğer bazı branşlarda madalyalara alışıktık, ama atletizm, cimnastik gibi branşlarda fazlaca başarımız yoktu. Hele de, görsel olarak estetik zenginlik sunan “ritmik cimnastik”te.

Bize bu gururu yaşatan 5 genç kızımızdan birinin “Çorumlu”, hem de çok sevdiğim bir öğretmenimin torunu olduğunu ise sonradan öğrendim. Bu sevincimi tüm Çorumlu hemşehrilerimle de paylaşmak istedim.

Tabii, Peri kızımız, bana da, tanıyan tüm Çorumlulara da İrfan dedesini anımsattı.

Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Peri’ye, takım arkadaşları, kaptan Duygu, Azra, Nil ve Eda’ya, sevgili babası Mustafa ve annesi Dilek Berker’e, ablası Beril Berker’e, kendisinin yetişmesinde emeği geçen herkese, bize yaşattıkları bu gurur için teşekkür ediyorum.

Bu pırıl pırıl kızlarımızdan, tüm gençlerimizden daha nice büyük başarılar beklediğimizi de ifade etmek istiyorum.

Motivasyonumuz, moral kaynağımız sizler olacaksınız.

Haydi gençler!