HASAN BAŞARANHINCAL (YILDIZ HASAN)

1980’li yılların ortasında kamyon tonajları çok düşüktü. Man kamyonları en fazla 18 ton yaklaşık 6000 kiremit yükleyebiliyordu. Ford kamyonlar 5000 kiremit yüklüyordu. Uzak bölgelere kiremit sevkiyatı bu araçlarla yapılıyordu. Sonra tonajı yüksek kırk ayak diye tanımlanan kamyonlar çıktı. Şimdi ise onlar da düşük kaldı. Tırlar taşıma işlerini yapıyor. Mazota gelen zamlar sürekli nakliye fiyatlarını artırıyor.

O yıllarda Trakya Bölgesi’nde önemli bir pazar yakalamıştık. Trakya Bölgesi 1980’li yıllarda Çorum toprak sanayiini Yıldız Kiremit’le tanıdı. Bu konuda mütevazı olmaya gerek yok, gerçeğin objektif görünümü buydu. Yıldız Kiremit’in iki fabrikasından biri neredeyse bütünüyle Trakya bölgesi için üretim yapıyordu. Diğer fabrika ise tam kapasite Anadolu için çalışıyordu. Diğer firmalar hemen hemen, tamamına yakını çok sonradan bu bölgede bir Çorum pazarı oluşmuş diyerek Yıldız’ın açtığı çığırdan girdiler.

Rahmetli Hasan Baba’nın bu konuda direktiflerinin, ilişkilerinin, bizleri yönlendirmesinin büyük katkıları vardır. Aslında biz Trakya Bölgesine aradan girdik. Cumhuriyetin kuruluşu ile özdeş, Eskişehir kiremitleri bölgeye tamamen hakimdi. Kütahya Kiremitleri ise kısmen. Bunun dışında Tekirdağ’da üretilen Marmara Kiremit vardı. Ahmet Hamoğlu’nun Volkan Kiremit’i ve Edirne Kiremit ise çok daha sonra devreye girdi. Bir yanda Eskişehir’in devleri ile diğer yandan Tekirdağ’da nakliyesi çok düşük, yerli kiremitle pazar mücadelesinde buldu, Yıldız Kiremit kendisini.

Yıldız Kiremit bu iki gücün arasından pazara, adeta bir kama gibi saplandı. Şaşkınlık yaratıyordu Eskişehir Toprak Sanayii firmaları “Biz güçlüyüz, toprağımızda demir oksit var, kiremite doğal, vişne çürüğü rengini veriyor. Türkiye’nin ilk kiremit üreten firmalarıyız, kurumsallaşmışız, pazarlama ağlarımız var. Bayilik sistemlerimiz harıl harıl çalışıyor. Dinamik bir yapımız var. Nasıl oluyor da bu Yıldız Kiremit pazara yapıştı çıkmıyor?” derken, yerli kiremit üreten firmalar ise, burunlarının dibine Yıldız Kiremit’in mal vermesinin, 800 kilometreden gelip, pazara adeta bir kama gibi saplanmasının şaşkınlığını yaşıyorlardı.

Pazarda hatır için yer kapılmaz. Maddi ve objektif temelleri vardır. Bunun fiyat, kalite ve pazarlama boyutu vardır. Yıldız Toprak Sanayii o zaman bir yandan fiyat, bir yandan kalite, bir yandan kiremite kırmızı renk verme, bir yandan nakliye konuları ile hummalı bir çalışma yürütüyordu. İşte tam da bu dönemde Yıldız Toprak Sanayii’nin bölgede pazarlama çalışmalarını yürüttüğümü onurla söylemeliyim. Fakat arkamda Hasan Baba, rahmetli Yıldız Hasan gibi beni gerek düşünsel, gerekse güç olarak destekleyen, herkese güven veren bir patronumuz vardı. Tüm bayiler onu tanırdı, konuştuğu herkese güven verirdi. Bayinin büyüğü küçüğü demez, herkesin halini hatırını sorar, şikayetleri dinler, sorunların çözümü için yakından ilgilenirdi. Satış işini tamamen bana bırakırdı. Benden piyasadaki sorunları dinler, bayilerin şikayetlerini alır, çözüm için tek tek ilgilenirdi. Bayilere iltifat olsun diye, yeme, içme, yatma dahil yemek verilir, eğlence gibi aileleri ile birlikte sosyal etkinlikler düzenlenirdi. Hatta belli satış kapasitesini aşanlara, teşvik için, yurt dışı tur etkinlikleri bile yapılırdı.

Elbette bu madalyonun bir yüzü idi. Üretim ve pazarlama bir ekip işidir. Üretimden sorumlu İsmet Abi’yi (İsmet Başaranhıncal’ı) anmadan geçemeyiz. Ne zaman Çorum’a gelsem o hep işinin başında, iş kıyafetlidir. Tanımazsanız, diğer işçilerden ayıramazsınız. Zaten tanımayanlar, kamyoncular filan ona patronu sorar, o da, Hasan Baba gibi son derece mütevazı, hiç öyle “patron benim, buralar benden sorulur” filan havasında değildir. Sorunu öğrenir çare üretir. İşi görülen kişi diğer çalışanlardan öğrenir ki, sorunu çözen kişi oranın patronu. Şu an işi üstlenen, ailenin gençlerinin de aynı mütevazı çizgide yürüdüklerini görüyoruz. Oysa biraz araştırdığımızda, dedeleri rahmetli Kadir Başaranhıncal da bu kurumda aynı niteliklere sahipmiş. İş ahlakı adeta genetik gibi, babadan oğula geçiyor. Bir halk türküsündeki;

“Haydan olur huydan olur

Arap atlar taydan olur

Bu güzellik soydan olur” dizelerini anımsatıyor.

İsmet Abi, hesap kitap konusunda, üretim ve kalite konusunda, kareyi tamamlayan en önemli etkendir. Kareyi tamamlayan diyorum, kare dört kenarın eşit ve düzgün olması demektir. Bir taraf düzgün olmazsa ona kare değil, geometride yamuk denir.

Evet, Hasan Baba’nın oluşturduğu düzgün karenin etrafında böyle bir ekip vardır. Özellikle şirketin başlangıç dönemlerinde, Hasan Baba bu ekipte lokomotif görevi üslenmiştir. Sonraki uzunca bir dönemde ise lokomotif görevini, İsmet Abi’nin yürüttüğünü bilmek gerekiyor.

Rahmetli Hasan Baba ekseninde sürdürdüğümüz yazı dizimizde, kamuoyuna bir soru yöneltmek istiyorum. Kabuğunu çatlatan bu tip kuruluşlar kamuoyunda Anadolu Aslanları olarak anılıyor. Yıldız Toprak Sanayii 1990’lı yıllarda Tekirdağ Kumbağ’da bir toprak sanayii tesisi kurma hesabı ile ön araştırmaları yaptı, bu gün kurulan iki fabrikadan birinde üretim durdu. Dahası Kumbağ’da 12 tuğla fabrikasından 4 ü üretim yapıyor. 8 fabrika yıkıldı. Son aldığım bilgilere göre, üretim iki fabrikaya düşecekmiş. Soruyorum; Üretimden kopmuş bir ekonomi nereye kadar?

SÜRECEK