Milli bayramlar...
Dini bayramlar...
Ve bu bayramları, ülkenin sağcısı-solcusu, Alevisi-Sünnisi, dindarı-ateisti, Kemalisti, sosyalisti, yani herkes kutlar; tebrik gönderir, mesaj çeker, telefon eder.
***
Peki, nedir bu bayramların amacı?
Yalnız geleneksel bir günü mü anmaktır? Ya da dini ve milli bir günü mü kutlamaktır?
Elbette bu kutlamaların bir amacı vardır ve de elbette bir amacı olmalıdır.
Milli bayramlar, milli bir günü anmanın-kutlamanın yanında, o toplumdaki milli heyecanı canlı tutmak, o heyecanı yükseltmek ve yeni nesile bu heyecanı aktarmaktır.
Dini bayramlar, toplumdaki maneviyatı canlı tutmak, öfke ve nefreti yok etmek, yardımlaşma ve dayanışma duygusunu geliştirmektir.
Ve de daha genel bir amaç, toplumsal barışı ve toplumsal hoşgörüyü sağlayan duygusal bir ortamı yaratmaktır.
***
Peki, bayramlar bu amacına ulaşabilmiş midir?
Hayır...
Bugüne kadar ulaşamadı ve de ulaşamayacak gibidir.
Çünkü:
-Farklı kimliklerde aidiyet duygusunun giderek zayıfladığı ve de zayıflatıldığı...
-Sokak kültürünün, siyasetin dokusunu oluşturur olduğu ve de toplumun ruhuna işler olduğu...
-Özellikle dini bayramların ve tüm özel günlerin bir tüketim gününe dönüştüğü ve de dönüştürüldüğü...
Ve de bu ülkenin kutsadığı ortak değerlerin, özellikle de dinin siyasete alet edildiği ülkemizde, bu bayramlar amacına ulaşamamıştır ve ulaşamayacak gibidir.
***
Aslında tüm bayramlar, ülkeler için önemli dönüm noktalarıdır.
İşte asıl sorun, bu bayramların felsefesi ve topluma vermek istedikleridir.
Bir toplumda dayanışmanın, yardımlaşmanın, milli heyecanın harcını oluşturan en önemli bileşenlerden biri 'toplumsal güven'dir.
İşte bu duygu ülkemizde adeta yok olmuş gibidir.
Prof. Dr. Yılmaz Esmer, 58 ülkede 'güven' duygusu üzerine "Dünya Değerler Araştırması" adıyla bir araştırma yapmıştır.
Hollanda, İsveç, Almanya ilk sıralarda yer alırken Türkiye 44'üncü sırada yer alabilmiştir.
CAF(Charities Aid Foundation), İngiltere merkezli ve ülkelerde yardım ve dayanışma konusunda araştırma yapan bir kurumdur.
2012 yılında yapılan araştırma raporunda 146 ülke içinde 137'nci sırada olan Türkiye, 2015 yılı araştırma sonuçlarına göre 135 ülke içinde 128'inci sırada olmuştur.
Ve Avustralya merkezli "Ekonomi ve Barış Enstitüsü"nün, "Huzurlu Ülkeler Araştırması"nda Türkiye, 162 ülke arasında 135'nci olabilmiştir.
Yani ülkemizde güven, yardım ve dayanışma duygusu kalmamıştır diyebiliriz.
***
Ve bugün, bir başka yönden bakarsak:
Görünüşte iktidar ve muhalefet ya da genel olarak siyaset, "Kurban Bayramı" nedeniyle 4 gün ateşkes imzalar olmuştur.
Ama bayramdan sonraki ilk gün kılıçlar çıkacak kınından, kalemler girecektir kınına.
Bugüne kadar söylenen ağır sözlerin daha ağırları söylenecektir. Bugüne kadar yapılan hakaretlerin daha ağırı yapılacaktır.
Ve her siyaset karşısındakini yine hain, yine bozguncu ilan edecektir. Ne yazık ki, bu hep böyle olmuştur ve de yine böyle olacaktır.
***
İşte bu durum, toplumun siyasete güvenini yok etmiştir.
AKP, Cumhuriyeti tahrip eder olarak görülmüş; CHP, MHP ve HDP hiçbir şey üretmeyen ve de üretemeyen bir siyasal kimlik olarak görülmüştür.
Sonuçta toplum yarılmış, etnik ve inanç kimliklerine teslim edilir olmuştur.
Yani ne milli bayramlar ne de dini bayramlar, bu siyasete ve bu topluma vermesi gereken duygu selini vermemiştir ya da verememiştir.
Ve de üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir olgu olmuştur.