Köşe****
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ
Başbakan Erdoğan’ın annesinin cenaze törenindeki gözyaşları o kadar doğal, o kadar sahiciydi ki, TV ekranlarından izleyen herkesi duygulandırdı.
Anne sevgisi ve anneyi kaybetmenin acısı, zaten böyle bir
şeydi.
Acıların en gerçeği, en katıksızıydı.
ÇORUM HABER de, insanlarımızın duygusallığına içtenlikle
katıldı, haberi “Türkiye duygulandı” başlığıyla verdi.
Liderlerin “insan yüzü” hep sevilir zaten.
Atatürk’ün de en sevilen fotoğrafları, çatık kaşlı, sert
bakışlı olanları değil, gülümsediği, insanlarla konuştuğu, çocuklarla oynadığı,
yerine göre çocuklaştığı ya da acıyla yüzünü buruşturduğu fotoğraflarıdır.
Halkımız, tuttuğu veya muhalifi olduğu lideri, işte böyle
“insan yüzü”yle görmek istiyor.
Rakibine bulduğu her fırsatta laf sokan, esip gürleyen,
gözlerinden şimşekler saçan “hırçın” lideri değil, görüşlerini ikna edici bir
üslupla anlatmaya çalışan, en ciddi konuların arasında bile yeri gelince
gülümsemeyi bilen, yine yeri gelince kendisini karşısındakinin yerine
koyabilen, yani empati yapabilen, hoşgörülü, anlayışlı lideri arzuluyor…
Gülünce çocuklar gibi içten, dolu dolu gülen…Acılar
karşısında sahici gözyaşlarıyla insanları, “o da bizlerden biri” sıcaklığı ve
samimiyetiyle saran…Kendisini kasmayan…
Muhalifi-muvafığı böyle sevdi Erdoğan’ı annesinin
cenazesinde.
O’nunla üzüldü, acısına kalpten ortak oldu milyonlar.
Başınız sağolsun Sayın Başbakan.
Annesini yürekten seven, hayırlı bir evlât, ince-duygusal
bir insan olduğunuzu, bu vesileyle bir kez daha herkese gösterdiniz.
Politikalarınızı benimsemeyenler de, belki ilk kez bu
“insan” yüzünüzle sevdiler sizi.
Allah acılardan korusun da, iyiliklerle, güzelliklerle,
mutluluklarla bu insan yüzünüzü daha sık görelim isteriz.
Şarkıdaki gibi; “Hep böyle kalın Sayın Başbakan”…
* * *
Abant toplantısı nedeniyle cenaze törenine katılamayan CHP
lideri Kılıçdaroğlu’nun, kurmaylarıyla birlikte Başbakan’a Kısıklı’daki evinde
taziye ziyaretinde bulunması da, politik gerilimi yumuşatan güzel bir jest
oldu.
Demokrasi, herkesin aynı görüşte birleşmesi değil ki…Karşıt
görüşlerin medeni bir ortamda tartışılması, halkın beğenisine sunulması ve
halkın iradesi doğrultusunda da uygulama alanına konulması…
Halk, liderlerin her konuda anlaşmasını değil, birbirini
anlamasını bekliyor. Ulusal çıkarlar uğruna asgari müştereklerde buluşmasını
istiyor.
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki bu insani ilişkinin de
daimi olmasını diliyoruz.
Gerilimsiz, güzel günlere…
* * *
Çorum şantiyeye döndü.
Ana caddeler, ara sokaklar her yer inşaat…
Belediye’nin altyapı çalışmaları elbette takdir ediliyor.
Çorumlular, yağmursuyu şebekesi başta olmak üzere altyapı
tesisleri yenileniyor diye, sıkıntılara aylardır sabırla katlanıyor.
Ama, insafla düşünecek olursak, işler biraz ağır yürümüyor
mu?
Ankara’da Melih Gökçek’in hızını bilenler, “Bir yerine
birkaç ekiple, onlarca iş makinasıyla girilip bu işler şimdiye kadar
bitirilemez miydi? Kazılan yerler kış gelmeden kapatılamaz mıydı, asfaltı
yapılamaz mıydı?” diye serzenişte bulunmaktan kendilerini alamıyorlar.
Gerçekten de, sonbahar yağmurları başladı, cadde ve sokaklar
köstebek yuvası gibi.
Başkan Külcü, son derece cesur davranıyor; altyapı için ne
festival dinliyor, ne de görüntü bozukluğundan çekiniyor.
Bir de “hız ayarı” konusunda müteahhit veya taşeron
firmalara gereken talimatı verse…
ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ