Aynı gecenin sabahında uyanıyoruz…

Aynı havayı soluyor,

Aynı güneş ile ısınıyoruz…

Tenlerimiz,

Esmer,

Sarışın,

Kumral,

Beyaz…

Biz hep birlikte aynı zamanın içinde yaşamaya devam ediyoruz.

Akademisyenlerin, politikacıların, kendisini filozof sananların bu birlikte yaşadığımız gök kubbenin içindeki konuşmaları zehir saçıyor.

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesinin “üniversiteler fuhuş yuvasıdır” sözleri insanları kin ve düşmanlığa itecek kadar tahrik edicidir.

Kendisinin de içinde bulunduğu kurumlar için de utanç vericidir.

AKP hükümeti, “İfade özgürlüğü” var derken bunu kastediyordu demek ki…

Eğitim kurumu ve orada okuyan gençlerimiz için yapılan bu konuşma,

Değerlerimize, hocalarımıza yapılan “talihsiz bir konuşma” değildir,

Bir “dil sürçmesi” diyerek atlatılacak bir söz de değildir

Bilerek, isteyerek söylenmiştir.

Ne olacak ki,

Filmin sonu hep aynı

Soruşturma başlar,

Görevden alınır,

Daha iyi bir yere getirilir,

Belki de seçimlerde aday olur.

Sonra da unutturulur

Biz bu filmleri 20 yıldır izliyoruz.

Kötü adam kazanır, iyi adam kör kalır

Ama bizim yazmadığımız bu senaryonun, figüranları da bizler olmayacağız.

Türk filmlerinin kötü karakterli oyunculardan,

Rahmetli Erol Taş,

Turgut Özatay,

Bilal İnci’nin bile bir sevimliliği vardı

Sizde o da yok.

Aynı marangozun elinden çıkmış gibi birbirinize o kadar benziyorsunuz ki…

Ama ben sizinle aynı havayı solumak istemiyorum!

Nefes almak istiyorum! Nefes!

Havamı kirletmeyin!

Her Gününüz Güzel Olsun.