ASLANLAR KENDİ TARİHÇİLERİNE SAHİP OLANA KADAR, AVCILIK ÖYKÜLERİ HEP AVCILARI YÜCELTECEKTİR (AFRİKA ATASÖZÜ)

Şubat ayında Erdoğan Aydın’ın “Öteki Tarih” ve Ahmet Yılmaz’ın “Rafine Yıllar” adlı kitaplarını okudum. Her iki kitabı da çok beğendiğim için sizlere tanıtmak istedim.

ÖTEKİ TARİH (ERDOĞAN AYDIN-LİTERATÜR YAYINLARI)

Yaklaşık dokuz sene Serik, Antalya Çağlayan ve Antalya liselerinde Tarih öğretmenliği ve idarecilik yaptım. Liselerde okuttuğumuz Emin Oktay’ın tarih kitaplarında olayların sebep-sonuç ilişkisi ve ekonomik nedenler anlatılmadan hep hamaset edebiyatı yapılıyordu.

Halen eğitim sistemi içinde öğretilen tarih bilgisi ve resmi tarih yazımlarında atalarımızın zaferleri ve büyüklükleriyle övünme anlatılır. Üretici güçler, hak mücadeleleri ve halkların yaşadıkları baskı ve sorunlar bu tarihlerde yer almaz.

Bu tarihlerde halka biçilen sorumluluk, yalnızca kulluk ve tebaalıktır. Bu cendereye girmeyenler “iç düşmanlar” olarak damgalanırlar. Böylece tarih bilinci, ezen, ezilen, sömüren, sömürülen ilişkisinden tümüyle arındırılıp, geçmişi övüp yücelten, sürekli kazanılan zaferlerden söz edilen bir masal edebiyatına dönüşür.

Örneğin, bizim okuttuğumuz tarih kitaplarında Osman Gazi’nin dedesi Caber kalesinde yatan Süleyman Şah olduğunu yazar.

Oysa o zamanlar bile Osman Gazi’nin dedesinin Gündüz Alp olduğu biliniyordu..

Tarih kitaplarında küpeli resmiyle görülen Yavuz Sultan Selim’in aslında Safevi hükümdarı Şah İsmail olduğu anlaşılmıştır.

Serik lisesinde bir tarih dersinde Çaldıran savaşını anlatan Halil Esen adlı bir öğrencim Yavuz için “zalim bir padişahtı” deyince “Hayrola Halil, kitapta böyle bir şey yok” dediğimde, “hocam halkından kırk bin insanı öldüren padişahı müsaade edin de eleştireyim” dedi. “gülerek elbette eleştirebilirsin Halil” dedim.

Serik’li Tahtacı Yörüklerden olan Halil kitabındaki Yavuz resminin üstüne kırmızı kalemle çarpı koyarak “bu kadar zalim olmanın gereği yoktu” diye yazmıştı.

Geçen hafta telefonla görüştüğüm sevgili Halil önce beni hatırlayamadı. Bu olayı anlatınca

“Hocam, bu olay nedeniyle bana kızmamıştınız, siz çok güzel bir insandınız” dedi.

RAFİNE YILLAR (AHMET MERT YILMAZ-EPSİLON YAYINEVİ)

Türkiye’de en çok merak edilen ama en az bilinen akaryakıt sektörünü anlatıyor Ahmet Yılmaz “Rafine Yıllar” adlı kitabında. Çok beğendiğim Rafine Yılları bir haftada okudum.

Ahmet Yılmaz eğitimi ve petrol sektöründeki kırk yıla yakın çalışma hayatını Londra ve İstanbul’da geçirdi. Türkiye’de Mobil Oil, BP, Akpet, Lukoil, Petrol Ofisi, Zülfikar Holding

(Türkiye Petrolleri) şirketlerinde bölge müdürü, pazarlama müdürü, direktör gibi muhtelif üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundu. Evli ve iki kız babası olup İstanbul’da yaşıyor.

Ahmet Yılmaz’la Mobil Oil Türk A.Ş. Mersin Çukurova Bölge Müdürlüğünde çalıştığım yıllarda tanıştım.(1982) Mersin satış mümessilliği yaptıktan sonra Bölge Müdürümüz oldu. Kimya mühendisi olan Ahmet Yılmaz, lisan bilen, çok akıllı, donanımlı ve yüklendiği her işi dikkatle takip eden ve mutlaka başarıyla sonuçlandıran bir karaktere sahipti.

Ahmet Yılmaz Rafine Yıllar’da, sadece kırk yılda sayısı beş yüz civarına yakın dağıtım şirketleriyle ve on üç bin istasyonla Türkiye’de değişimin hiç eksik olmadığı bir ailenin hikâyesini anlatıyor.

Ahmet Yılmaz kitabında, kırk yıl boyunca bir yandan devlet yetkilileriyle, bir yandan uluslararası şirketlerin merkezleriyle, bir yandan da her gün yüz binlerce aracı kullanan insanlarla muhatap olan akaryakıt bayileriyle yaşananları anlatarak, sektörün anatomisini ortaya çıkarıyor.

Rafine Yıllar, hem uğruna çok şeyin göze alındığı bir ürünün perde arkasını hem de gelecekte bizi ve bütün insanlığı bekleyen günlerin ufuk turunu sunuyor.

Kimi hüzünlü, kimi mizahi anılar ustalıklı anlatımla birleşince katran karası petrolün hikâyesine insan olmanın erdemli renkleri de ekleniyor.

BAADDİN FIKRALARI

1-Oscar töreninin açılış konuşmasını yapan Chris Rock, salonda bulunan dünyanın en zengin adamı Amazon’un sahibi Jeff Bezos’u göstererek şöyle demiş, “ Öyle bir adam ki çek kestiği zaman banka karşılıksız çıkıyor.”

Arkasından da ikinci espriyi patlatmış, “Öyle zengin bir adam ki, karısından boşandığı halde yine dünyanın en zengin adamı olarak kalıyor.”

2-Tarihini bilmeyen toplumların coğrafyasını başkaları belirler.

3-Adam bir arkadaşının cenaze töreninde, “Ey cemaati müslimin beni nasıl bilirsiniz, ölünce duyamam, bari şimdiden söyleyin?” demiş.

4-Tokat’ta bir hamamda gece olunca hamam sahibi hamamı kapatacaktır. İçeriye bağırır, “İçerde yunan var mı?” İçerden biri seslenir, yok abi, ben Kayseri’liyim! der.

5-Erkeklerin en lezzetli yeri başlarının etidir. Milyonlarca kadın yanılıyor olamaz.

4 Mart 2020