ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ

Seçim öncesi “anket” manipülasyonları arttı.
İktidar partisine yakın kamuoyu araştırma kuruluşları, AKP’yi % 45-55 bandında gösterirken, CHP’yi ısrarla % 22-25’lerde, MHP’yi ise % 10 barajı civarında tutma çabası içinde görünüyorlar. 
Buna karşılık, birkaç günden beri internet ortamında bir haber dolaşıyor. Güya, bir Rus araştırma kuruluşu, 50.048 kişi üzerinde yaptığı anket sonucu CHP’nin 12 Haziran seçiminden birinci parti çıkacağını belirlemiş. CHP % 34.78 oy alırken, AKP % 32.14’te kalıyormuş. MHP’nin oy oranı ise % 18.79 imiş. 
ÇORUM HABER, günler önce eline geçen bu anket sonucunu ciddi bulmadığı için yayınlamamıştı.
Ama bazı yayın organlarının “ihtiyatlı bir dil” kullanarak da olsa anketi haber yaptıkları görüldü. 
İktidar partisi lehine de olsa, aleyhine de olsa, spekülasyonlarla kafaları karıştırmanın bir anlamı yok. 
Liderler zaten, mitinglerde kullandıkları “incitici” dille yeteri kadar ortamı geriyorlar, kafa karışıklığına sebep oluyorlar. 
İncir çekirdeğini doldurmayacak meselelerle yandaşlarını tahrik etmekte bir sakınca görmüyorlar.
Üstüne üstlük, çirkin kasetler havada uçuşuyor. 
Bel altı vuruşlar en ağır ve adi biçimde devam ediyor. 
Böyle bir ortamda, -hadi “uydurma” demeyelim- zorlama anketlerle ortalığı bulandırmanın da bir alemi yok bizce. 
Ortalama akıl, AKP’nin % 40, CHP’nin % 30 çizgisinin, MHP’nin ise % 10 barajının birkaç puan üzerinde olduğu tahmininde buluşturuyor insanları. 
İktidara yaranma anketlerine ve muhalefete moral aşılama amaçlı (Rus anketi gibi) akla ziyan anketlere fazla itibar etmemek en doğrusu.
Tabii, bu bir seçimdir ve her seçim sürprizlere açıktır. 
Bu anlamda da ihtiyatı elden bırakmamak gerekiyor. 
*
Kasetler, Ülkücüleri hınçlandırmış görünüyor. 
MHP’ye oy vermemek için kendince gerekçeleri olanların bile, bu alçakça tezgâh karşısında duyarlılık gösterdiklerine tanık olunuyor.
Tam da bu anda, İstanbul’da AKP’li belediyelerin aile danışmanlığını yapan Sibel Üresin, “çok eşliliğin” yasallaştırılması önerisi gündeme bomba gibi düştü. 
Belden aşağı konuşmayı seven toplumumuz, bu tartışmaya balıklama atladı. 
Destek verenler, karşı çıkanlar…
Ucu kaset mağdurlarına da dokunuyor ve “özel hayat” kavramının ötesinde bir “masumiyet” duygusu da yaratıyor. 
Öyle ya, çok eşliliği hoş göreceksek…

ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ