6-Ey inananlar, Allah’ın affına ve mağfiretine, bağışlamasına sığının. Genişliği gök ile yer arası kadar olan cennetine koşun. Allah cenneti müttekiler, Allah sevgisi, Allah saygısı ve Allah korkusu ile yaşayanlar için hazırlamıştır. (Ali İmran 133, Hadid 21)

7-Ulu Allah kendisine şirk-eş koşanları asla bağışlamaz. Amma şirkin dışındaki tüm günahları dilerse bağışlar. Çünkü şirk, affı olmayan bir günah, cezası ebedi cehennem olan bir suçtur. (Şirkten dönenler müstesna) (Nisa 48)

Bu ve benzeri ayetler Allah’ın sonsuz bağışını sergileyen belgelerdir ki, bunlar Allah’ımızın rahmetini anlatmada sadece denizden bir damla gibidir. Aklımızın erdiği kadar söylemek gerekirse, Allah’ın kularına azabı bir ise, affı ve rahmeti binlercedir, sayısızdır, sonsuzdur.

“Sebegat rahmeti ala gadabi” Benim rahmetim gadabımı geçmiştir” Hadisi kutsi.

8-Ya Muhammed SAV. kullarıma şunu kesin olarak bildir. Mutlak ben, sonsuz gafur ve rahimim. Rahmetim ve bağışlamam çoktur. (Hıcır 49. Ayet) “Dikkat! Allah mutlak çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.” (Şura, 5. Ayet) Bir müjde de R.SAV.den onun şefkatinden arz edelim:

R.SAV. buyururlar ki;

Allahü teala hazretleri rahmetini yüz parçaya böldü. 99’unu kendi zatına bıraktı. Yüzde birini yeryüzündeki tüm canlılara taksim etti. Tüm canlılar ulu Allah’ın rahmeti olan ve yüzde bir rahmetten kendilerine düşen merhametle yavrularını severler. Tüm sevgilerin, merhametin, acımanın kaynağı Allah’ın rahmetinin yüzde birinden kendi hisselerine düşen merhamettir. Tavuk civcivini onunla sever, buyurdular.

Ayrıca, savaşa kucağında yavrusu ile katılan ve harbin sonunda Müslümanlara esir düşen bir kadının kucağından yavrusunu alıyorlar. Kadın saçlarını yolarcasına feryadı figan ediyorken, R.SAV. duruma derhal müdahale ederek kadının çocuğunu bulup kadına verince, esir kadın kucağına aldığı çocuğunu bağrına basıyor. Bu durumu gözyaşları ile gören Hz. Muhammed SAV. yukarıdaki arz ettiğim Allah’ın rahmeti ile ilgili hadisi şerifi irat buyuruyor ve “Ey insanlar, ey ümmeti ashabım. Şu kadının evladına olan şefkat ve merhametine bakınız. Bu kadın bu yavrusunu hiç ateşe atar mı? Asla atmaz. Yüce Allah bu kadının yavrusuna olan merhametinden yüzbinlerce daha çok merhametlidir. Kul yavrusunu ateşe atmaz da, ulu Allah kullarını hiç ateşte yakar mı? (Ancak kullar kendi kendilerini inkarları nedeni ile cehenneme atarlar) buyurdular. Aynı hadisin başka bir varyantında ise, R.SAV. Allah cc. hazretleri rahmetini yüze böldü, 99’unu kendine bıraktı. Geriye kalan yüzde birini tekrar yüze böldü. Yüzde birinin yüzde 99’unu bana ihsan etti. Yüzde birinden geriye kalanını da yeryüzündeki tüm canlılara taksim etti. Tavuk civcivinin otların içinde yanacağını görünce onu kurtarmak için kendini ateşe atması kendisine verilen on binde birin milyarlarca canlıya taksiminden kendi hissesine düşen o merhametle sever, acır, buyurdular.

R.SAV. efendimiz şefkat, merhamet ve şefaatleri ile ilgili olarak şöyle buyurdular:

“Rabbim bana mahşerde hamd sancağım altında secdeye kapanıp insanlığın mahkemesinin başlaması ve ümmetime şefaat etmem için yetki verilmesi hususunda secdede gözyaşları dökeceğim. Rabbim bana umumi şefaat yetkisi verecek, iman ehli hiç bir ümmetim cehennemde kalmayacak, onlara şefaat edeceğim. Hepsi cennete pak olarak gireceklerdir. Yüce rabbim, ‘razı mısın ya Muhammed SAV.’ buyuracak, ben de; ‘razıyım rabbim’ diyeceğim. Şefaatimin en yücesi, ümmetimin asi ve günahkarları için olacaktır” buyurdular. (Kaynak: Aliyyül Kari Hz.nin eseri Aliyülkari)

Şimdi; akı ve mantığı ile düşünebilen her insan yüce Allah’ın engin rahmeti, sevgili peygamberimiz, şefkat peygamberimizin şefaati uzmaları karşısında şeytanın dışında iman etmeyen bu rahmet deryasından yararlanmayan olabilir mi?

*

“Allah’ın rahmeti kainatı kuşatmıştır.” Evet, bu mutlaktır. Ulu Allah’ın sonsuz rahmeti canlıları ilgilendiren tüm konuları, insanların da dünya ve ahiretlerini ilgilendirir. Tümünü kapsar mahiyettedir. Kur’an’ın okunması, anlaşılması ve Kur’an’la amel edilmesi ile ilgili rabbil aleminin engin rahmetini gösteren son bir belgeyi arz ediyorum. Kur’an mutlak Allah kelamı, 1500 senedir na bir harf eksik ve ne de bir nokta fazladan ilave edilmemiş, kıyamete kadar Allah’ın korumasında olan (Hıcır Suresi, 9. Ayet) “Kur’an’ı biz indirdik onu biz koruyacağız” emri ile korunan ilahi bir kitaptır. Bir benzerinin de ortaya konması mümkün değildir. (Bakara 22-23, Nisa 82. Ayetler)

(SÜRECEK)