32 gencin ölümüne, o kadar yaralıya sebep olan Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün işlediği melanet hepimizin yüreğini kor gibi yaktı.
Ölenlere rahmet, ülkemizin bütün insanlarına başsağlığı dilediğim gibi kaybı olan ailelere de başsağlığı ve sabır diliyorum.
Katilin isminin özelliği beni düşündürdü. 40 yıl düşünsem, yeni doğmuş çocuğa “şeyh” ismi verileceği aklıma gelmez. Bu ismi verirken ailenin “şeyh”likten beklentisinin ne olduğunu bilmiyoruz. Çok iddialı isimler çocuklarda olumsuz, manyaklığa varan etki yapabiliyor. Ben bunu aklıma geldikçe sözlü veya yazılı olarak ortaya koyarım, bilimsel veya konunun ehli insanların böyle tespiti var mı? Bilmiyorum. Rastladığım bazı örnekler bende bu fikri uyandırdı. O yüzden yeri geldikçe; “çocuklara fazla iddialı isimleri koymak doğru değil” derim.
Yeni öğrendiğim bazı bilgiler zaten kimyamı bozmuştu, bu olay onları unutturacak hale getirdi.
İşin vahameti; canlı bombanın işin özü olmayıp, maşa oluşundan kaynaklanıyor.
Konu, ilgili veya ilgisizler tarafından yoğunlukla irdeleniyor. Onların içinde bizim bilmediğimiz özel bilgilere sahip olanlar var. Onlara başarı dileyip gelelim yazmaya hazırlandığım, benim için yeni bilgilere:
Her gün batışı konusunda gündemimizde olan Yunanistan’ın kişi başına yıllık gelirinin 30 bin dolar, yani bizimkinin iki buçuk katından fazla olduğunu, hayretle öğrenmiş bulunuyorum.
Bu nasıl oluyor? Onlar 30 bin dolar gelirle nasıl ve ne bakımdan batıyorlar. Biz 12 bin dolarla üstelik Suriye’den gelmiş 2 milyon insana da bakarak nasıl batmıyoruz? Yoksa batacağız da önümüzdeki yıllarda mı olacak? Bunların cevaplarını; ekonomistlerimiz teknik terimlerle işi süslemeden, sade şekilde anlatsalar da rahatlasak.
İkinci bilgimiz mesleklerin değişimine üniversitelerimizin ve eğitim sistemimizin ayak uyduramayışı. İyi bir aşçı şefin aylık gelirinin 10 bin dolar oluşu konuşuluyor.
Bilgisayarla ilgili uzmanlık çok kazançlı görülürken, aşırı yoğunluk yüzünden işsizliğin oluşmaya başlamış olduğu basına yansıyor. Buna rağmen bu alanda eğitim veren üniversiteler en yüksek puanla öğrenci toplamayı sürdürüyor. Yüksek puanı gören öğrenci de önceki yıllarda olduğu gibi iyi gelirli bir meslek seçtiğini sanıyor. Mezuniyet sonrası işsizlik riski olabilir.
Bu konuda bir yazarımız “fakültelerimiz ziraat cahili mühendis ürete dursun, piyasamız ‘hayli yüksek’ ücret ödemeye hazır olduğu nitelikli bahçıvan bulamıyor” diye yazıyor. “ Dert bir olsa da fındık içi ile beslesek” diye bir söz vardır.
Koalisyon zorunluluğumuz olmasa; hükümetimizi en mükemmel şekilde kursak, terörü sıfırlamış olabilsek, ortalık süt liman olsa bile çözüm bekleyen çok ince işlerimiz var.
Durum ciddi, “Gözünün üstünde kaşı var.” vs. gibi uğraşlarla vakit geçirme lüksümüz yok. Bu zorlukları birlikte yenme gerekliliğini de son canlı bomba olayı belirgin hale getirdi…
En güzel günler sizlerin olsun.