Yeri “boş kalacak” yeni bir kaybımız daha var şimdi.

Değerli dost Selim Kazak’ı bugün sonsuzluğa uğurlayacağız.

Ayırıcı özelliklere sahip bir insandı Selim Kazak.

Çok zeki, yetenekli, becerikli, esprili…

Organizasyon gücü yüksek…

Bu üstün özelliklerini, gereği gibi ve tam da isabetli biçimde değerlendiremediğinden söz edilebilir belki.

Ama, kendisini çocuklara adadığı, toplumun eğitimi konusunda alabildiğine titiz olduğu, çağdaş sosyal ve kültürel yaşam uğruna hiçbir özveriden kaçınmadığı da, kendisini yakından izleyen herkesin üzerinde birleşeceği hususlar.

Neredeyse 20 yıl oldu; Çorum Yetiştirme Yurdu çocuklarını, Özel İdare kaynaklarından destek sağlayarak Türkiye Çocukevleri Vakfı’nın Konyaaltı’ndaki kampına göndermiştik. Aynı tarihe denk gelen Antalya tatilimiz sırasında biz de, bu kampı izleme olanağı bulmuştuk.

İlk kez denizi gören çocuklara, onların ilk yüzme çırpınışlarına tanıklık etmiştik.

İstanbul’dan kız yetiştirme yurdu öğrencilerinin de gelişiyle, ilk kez bir kızla arkadaşlık etme heyecanlarını gözlerimizle görüp, o sevgi kıpırtılarını yüreğimizin derinliklerinde duyumsamıştık.

Ve o duygusallığın sonucu olarak, yıllarca kampanyalar düzenleyerek Çorumlu çocuklara Antalya’da tatil olanağı sağlamayı, gelecek kuşakların yetiştirilmesi adına önemli bir görev ve sorumluluk olarak üzerimize almıştık.

TRT’nin tek tabanca olduğu veya büyük ağırlık taşıdığı dönemlerde, TV ekranlarının değişmez yüzlerinden biriydi Selim Kazak…Çocuklara yönelik eğitici programlarıyla, “evlilik okulu” gibi etkinlikleriyle sosyal yaşama yön veren insanlardandı.

Denilebilir ki, Selim Kazak kadar sahici bir “sosyal hizmet uzmanı”nı zor tanımıştı Türkiye.

Çorum dışındaki Çorumluların dayanışması konusundaki büyük çabalarının da en yakın tanıklarından biriyiz. Çünkü, Bursa’da ve İstanbul’da birçok Çorumlular yemeğini birlikte organize ettik.

Hiç bitmeyen bir moral gücüne sahipti, enerjik ve üretkendi.

Hareketliliği belirli bir dozu aşınca, karşısındaki insanların tedirgin oldukları, “ne oluyoruz” diye bir şaşkınlık ve kaygı içine sürüklendikleri fark edilirdi zaman zaman.

Hızı yorardı kimilerini.

“Üstün özelliklerini belki de en doğru biçimde değerlendiremedi” duygusunu yaratan da buydu büyük olasılıkla.

Anlık projelerin başarısı uğruna, uzun vadeli güven kazanımını feda etme aceleciliği…

Özel bir insandı Selim Kazak kısacası.

Sıcak bir dost, sevecen bir eğitimci, katıksız bir Çorumsever…

Arkasında bıraktığı boşluğun farkındayız.

O’nu özleyeceğimizi biliyoruz.

Bugün, Ulumezar’da babasının yanına defnederken, bir parçamızı da gömeceğiz sanki.

Işıklar içinde yatsın.