TÜYAP (Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.) tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle düzenlenen 32. Uluslararası İstanbul kitap fuarı 2 Kasım’da Beylikdüzü’nde açıldı.

 

10 Kasım’a kadar devam edecek İstanbul Kitap Fuarına yaklaşık 690 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılacakmış. 

 

Ana temanın, “Tarih: Geçmişteki Gelecek” olarak belirlendiği kitap fuarının bu yılki onur konuğu tarihçi ve akademisyen Prof. Dr. Taner Timur, konuk ülkesiyse  Çin Halk Cumhuriyeti’ymiş.

 

Yaşadığım Göztepe’ye 65 kilometre uzaktaki fuara bu sene gitmeyi düşünmüyorum. 

 

İstediğim her kitaba ve bilgiye internetten ulaşabiliyorum.

 

Google ve diğer arama motorları muhteşem bir internet mucizesi…

 

Ne ararsan yazıyorsun, 15-20 saniyede yüzlerce seçenekle karşına çıkıyor.

 

Örneğin, şimdi Google’a Çorum yazdım, 15 saniyede 15.500.000 sonuç bulundu.

 

Her gün, Çorum Haber, Osmancık Haber ve günlük gazeteleri internetten okuyorum.

 

Bugüne kadar yazdığım yaklaşık 850-900 adet dörtlük ve rubaimi bilgisayarımda Word dosyasında saklıyorum. Facebook’ta da dostlarımla paylaşıyorum.  

 

1994’te “Bir Çığlık Osmancık’tan” adıyla 1000 adet şiir kitabı bastırdım, pazarlamakta güçlük çektim. Bu yüzden, biraz da ekonomik nedenlerden dolayı dörtlük ve rubailerimi yayınlayamıyorum.

 

Ne acıdır ki, toplumumuz şiire, rubaiye ve kitaba itibar etmiyor.

 

Yılda yaklaşık 25-30 kitap okuyorum. Okudukça da, ne kadar çok şey bilmediğimin farkına vararak, daha çok okumak istiyorum.

 

Geçen ay,: Zülfü Livaneli’nin Serenad, Timuçin Fındık’ın “Geçmişten Geleceğe Başarı Öyküleri” ve Michael H. Hart’ın “Dünya tarihine yön veren en etkin 100” adlı kitaplarını okudum.

 

Timuçin Fındık’ın, “Geçmişten Geleceğe Başarı Öyküleri” adlı kitabından bir alıntı.

 

Öğretmen sınıfta öğrencilerine, günümüz dünyasının yedi harikasının neler olduğunu sorar. Öğrenciler pek çok tartışmadan sonra şu sıralamada karar kılarlar.

 

Günümüz dünyasının yedi harikası ;

 

1-Mısır’daki Piramitler,

 

2-Hindistan’daki Taç Mahal,

 

3- Panama Kanalı,

 

4- ABD’deki Empire State Binası,

 

5- Çin Seddi,

 

6- St. Peter Bazilikası,


7- ABD’deki Büyük Kanyon

 

Öğretmen kağıtları toplarken sessizce duran kız öğrencisinin hazırladığı listeyi ister.

 

Öğrenci kızararak, “hocam, dünya harikası o kadar çok şey var ki, bir türlü karar veremiyorum” diyerek listesini okumaya başlar.

 

Dünyanın yedi harikası,

 

1-Görmek, 2- Duymak, 3- Dokunmak, 4- Tatmak, 5-Hissetmek, 6- Gülmek,
7- Ve sevmek…

 

Şair Ataol Behramoğlu, “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var” diyerek ne güzel söylemiş… (Bütün şiir çok uzun olduğu için hepsini yazamadım)

 

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar,

 

Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın.

 

Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu…

 

Fakat, ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın…

 

Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına,

 

Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı..

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

 

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına

 

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır…


Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana….

 

6 Kasım 2013