Sonuçta Obama, "soykırım" yerine "büyük felaket" dedi; Türkiye yöneticileri büyük bir nefes aldı! Yani 2015 yılı da atlatılmış oldu! Darısı 2016 yılının Nisan ayına...
Ama bu kez de Avusturya çıktı piyasaya, Almanya ve Fransa Cumhurbaşkanları çıktı piyasaya.
Avusturya Parlamentosu soykırımı kabul etti. Hem de "Ermeni, Süryani, Pontus Rum soykırımı" olarak.
Almanya Cumhurbaşkanı, soykırımı kabul eden konuşmasında "Fark gözetmeksizin, kadınlar ve erkekler, çocuklar ve yaşlılar zorla götürüldü, ölüm yürüyüşüne gönderildi. Korumasız ve gıdasız bozkırlarda ve çöllerde bırakıldı. Diri diri yakıldı. Ölünceye dek kovalandı, öldürüldü ve vuruldu" dedi. Yani öyle bir ifade olmuş ki, yenilir yutulur değil...
Ve Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Erivan'daki konuşmasında "Ermeni soykırımının kurbanlarının anısı karşısında eğiliyorum" diyerek "1915'i soykırım olarak tanımak bir barış adımıdır" sözüyle Türkiye'ye bir gönderme yaptı.
Yani Türkiye'nin işi giderek zorlaşmakta diyebiliriz.
***
Ve 24 Nisan 2015...
Her yıl olduğu gibi Ermenistan'da soykırım anma törenleri yapıldı. Ama aynı gün Türkiye'de de törenler yapıldı. Yani "Çanakkale Zaferi" kutlama törenleri...
Her nedense, bugüne kadar 18 Mart'ta kutlanan "Çanakkale Zaferi" kutlama törenleri, 2015 yılında 24 Nisan'a alındı.
Çanakkale Zaferi, bir yönüyle Türk tarihinin kaderini değiştiren, belki de Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olan bir kişiliğin yaratıcısı olmuştu.
Elbette 23 Nisan'ın coşkusu ile "Çanakkale Zaferi"ni kutlamak, hem de uluslararası bir anlam yükleyerek kutlamak bu ülke için bir övünç kaynağı idi.
Ancak:
-Bu kutlama, seçim öncesi "Çanakkale Zaferi"ni ve Çanakkale şehitlerini istismar etmek değilse...
-Çanakkale'de yaşanan onur ile Ermeni iddialarını gölgeleyebilirim gibi yanlış bir siyasi bakış değilse...
***
Sanırım bu kutlamada en dikkat çeken görüntü, İngiltere'nin temsil edilmesi ve İngiltere Prensinin bir konuşma yapması idi.
Çünkü her yıl Çanakkale'ye gelen Anzaklar'ın bu topraklarda can veren dedelerini, işte o Prensin dedeleri getirmişti; İngiliz amaçları için savaşmaya...
O günkü nüfusları 4,5 milyon olan Avustralya ile 1 milyon nüfuslu Yeni Zelanda İngiliz sömürgesi idi.
Oluşturulan askeri birliğe de "Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu" ya da kısaca "ANZAK" denilmişti.
Ve her yıl oralardan gelen Anzak torunları, dedelerimiz buraya neden getirildi, kimin için savaştı ve kimin için can verdi diye sorgularken; biz Türk askeri Kore'ye neden gitti, neden savaştı, kimin için can verdi diye soramadık, sorgulayamadık.
***
Çanakkale'deki törenlere 16 Devlet Başkanı ve İngiltere Prensi, 5 Başbakan, 20 Bakan, 33 Uluslararası Kuruluş Başkanları, Büyükelçiler ve ülke temsilcileri olmak üzere 75 yabancı konuk katıldı.
Görkemli bir kutlama oldu.
Ama yine de şunu ifade etmek gerekir ki:
Aynı tarihi geçmişi yaşamış ve asırlarca yanyana yaşayacak bir komşuda geçmişin bir acısı yaşanırken, her yıl 18 Mart'ta kutlanan Çanakkale Zaferi kutlamalarını aynı güne denk getirmek pek de hoş olmamıştır.
Ve her yıl Türkiye üzerinde bir kâbus olan bu sorunu, uluslararası siyasetin elinden alıp iki ülkenin kendi arasında çözmesi gereken bir dönemde, barışa giden bir yol olmamıştır.
Yani soykırım iddialarına rağmen büyük devlet politikasına uygun düşmemiştir.