Yaklaşık M.Ö. 300’lü yıllarda, yani bundan 2300 sene evvel Tralleis (Aydın ilinde) antik kentinde yaşayan Seiklio, hanımı Euterpe ölünce onun için bir ağıt besteliyor.

Ağıtın sözleri ile beraber notalarını da mezar taşına yazdırıyor.

Bunun, dünyada mezar taşına yazılan ilk nota olduğu tahmin ediliyor.
1883 yılında bulunan bu mezar taşı Aydın’dan Kopenhag müzesine götürülüyor. Halen o müzede sergilenmekte. O dönemde mezarı ziyarete gelenler taş üzerine yazılmış notayı okuyup belki ağıtı seslendiriyorlardı.
Bu melodiyi yabancılar çok güzel seslendirmişler. İnşa’Allah, gün gelir bizler de Anadolu halk sazlarıyla bu gizemli aşk öyküsünün seslendirmesini yaparız.

Aşağıdaki adreste seslendirilmiş hali sunulmaktadır.

Google’da bu adresi yazarsanız, bu ilginç ve çok gizemli şarkıyı dinleyebilirsiniz.

http://youtu.be/gPgqdUP5aI0

Çok hoşuma gittiği için defalarca dinlediğim bu hazin öykünün antik şarkısını sevgili dostum Haluk Karakapıcı yollamış. Mühendis Haluk Karakapıcı ve Biyolog eşi Zerrin Açanal Karakapıcı 21. yüzyılın modern seyyahları olarak bütün dünyayı dolaşmışlar. “Facebook’ta, “Gezgince” adlı sitelerinde gezi anılarını sevenleriyle paylaşıyorlar.

Dünyayı dolaşmaya yetecek paranız ve zamanınız yoksa izlemenizi tavsiye ederim.

2300 SENE SONRA BODRUM KALESİNDE

AKYARLAR TÜRK MÜZİĞİ TOPLULUĞU KONSERİ

11 Eylül Pazartesi akşamı saat 20,30’da Bodrum Kalesinde TRT sanatçısı Nesrin Körükçü yönetiminde Akyarlar Türk Müziği Topluluğunun konserine gittim.

Bodrum Aspat kalesi Kalekent’te yazlığı olan Çorum lisesinden sınıf arkadaşım Avukat Arif Damar’ın davetiyle gittiğim konserde Arif Damar ve hemşehrimiz Mualla Tetik korist olarak yer aldılar.

Konseri Nesrin hanımın eşi TRT ses sanatçısı Çetin Körükçü sundu.

Neyzen Yusuf Paşa’nın segah peşreviyle başlayan konserde, koro ve solistler Segah, Hüzzam, Nihavent, Kürdili Hicazkâr, Uşşak, Rast, Muhayyer Kürdi ve Hüseyni makamında şarkılar söylediler.

Koronun söylediği ve salondaki bütün müzikseverlerin coşku ile eşlik ettiği sözleri Sabahattin Ali’ye, bestesi Zülfü Livaneli’ye ait “Leylim Ley” şarkısı çok güzeldi.

Döndüm daldan kopan kuru yaprağa, leylim ley,
Seher yeli dağıt beni kır beni, leylim ley,
Götür tozlarını burdan uzağa, leylim ley,
Yarin çıplak ayağına sür beni, leylim ley…

Sunucu ve konuk sanatçı Çetin Körükçü’nün okuduğu, sözleri İlham Behlül Pektaş’a bestesi Avni Anıl’a ait şu güzel Hüzzam şarkı beni bir başka âleme sürükledi.

Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun, gelmiyorsun,

Çünkü, seni çok sevdiğimi biliyorsun, gelmiyorsun,

Mevsimler gelip geçiyor sen gülüyorsun, gelmiyorsun,

Çünkü, seni çok sevdiğimi biliyorsun, gelmiyorsun…

Solist Serap Ersan, sözleri Ümit Yaşar Oğuzcan’a, bestesi Münir Nurettin Selçuk’a ait Kürdili Hicazkâr şarkıyı çok güzel yorumladı. 24 defa intihara teşebbüs eden Ümit Yaşar Oğuzcan’ın oğlu Vedat’ın 6 Haziran 1973 yılında Galata kulesinden atlayarak intihar edince, cebinden şu sözler yazılı notun çıktığı söylenir. “Baba işte böyle intihar edilir.” Ümit Yaşar’ın oğlu Vedat’ın intiharı üzerine yazdığı bu şiir beni hep ağlatır.

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,

Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,

Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı,

Beni sensiz bıraktın, beni bensiz bıraktın…

Doğuş Grubunun yaptığı fakat aydınlatmayı unuttuğu konser salonunda karanlıktan kimse kimseyi göremedi. Ellerimize tutuşturulan konser broşürlerini de okuyamadık.

Karanlıkta bir ara İskilip’li Noter Hüseyin Kadayıfçı ve eşi gözüme çarptı.

Konser sonunda koro ve bütün müzikseverler hep beraber İzmir Marşını okuduk.

13 Eylül 2017/ Yalıkavak