Bir insanın, İNSAN GİBİ İNSAN olabilmesi için, öncelikle iyi bir anne babaya, iyi öğretmenlere ve de iyi bir çevreye sahip olması gerekir.

İnsan kimliğini almak ve kazanmak kolay bir şey değildir.

* İyi bir çevre, iyi bir ortam ister.

* Dürüstlük, doğruluk ister.

* Vicdan ister.

* İçtenlik ister.

* Temiz bir yürek ister.

* Doyum ister.

* Yardımseverlik ister.

* Alçakgönüllülük ister.

* Hoşgörü ister.

* Vefa ister.

* Kendini (haddini)bilmek ister.

* Ve iyi bir EĞİTİM ister.

* Hepsinden önemlisi İYİ BİR İNSAN OLMAYI, kendisi için “İYİ İNSAN” DEDİRTMEYİ, İLİKLERİNE KADAR ARZULAMAK İSTER.

… …

Kolay değildir, bu özellikleri kazanmak ve de kazandırmak.

İnsan gibi insan olmak da; insan gibi insan yetiştirmek de kolay değildir…

İnsan gibi insan yetiştirmek de;

* Öncelikle iyi niyet ister.

* Dürüstlük ister.

* Beceri ister.

* Sabır ister.

* Ve EĞİTİM ister.

* * *

Toplum olarak yaşadığımız sıkıntıların temelinde bu etmenler yatıyor işte…

İnsan gibi insanlar yetiştiremiyoruz; çünkü bu konuda eğitimli değiliz.

İnsan gibi insanlar yetiştirmeyi beceremediğimiz için de hem kendimiz acılar yaşıyor, hem çevremize acılar yaşatıyoruz.

Ülke olarak hep YANLIŞ EĞİTİMİN sıkıntılarını yaşıyoruz.

Düğme baştan yanlış iliklenmeye başladı; öyle de gidiyor.

Eğitimsiz bir toplumuz.

Annelerimiz, babalarımız, öğretmenlerimiz ve bizi yönetenler eğitimsiz.

Böyle geldi, böyle de gidiyor.

Dürüstlük değil, uyanıklık, alavere dalavere egemen oldu ülkemize…

Arsızlar, hırsızlar, uğursuzlar egemen oldu.

Her zihniyet kendi çıkarı doğrultusunda hakkı, hukuku, adaleti belirler oldu.

Dürüstlük, enayilik sayılır oldu.

İnsanlarımız(!) kişisel çıkarları için; hasbelkader gücü ele geçirmiş, gücün(!) yanında olur oldu. Ayak üzerinde kırk yalan söyleyen yalancıya, “doğru” der, onun yanında yer alır, çıkarı gereği onu savunur, onu destekler oldu.

Sözün özü, bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.

* * *

Ancak iyi bir gidişat değil, bu gidişat…

Silkinip, kendimize gelmek, bir yerden işe başlamak / başlatmak zorundayız.

Bunun için de öncelikle dürüst olmak zorundayız.

İnsan gibi insanlar olmak zorundayız.

İnsan gibi insanlar yetiştirmek zorundayız.

Çocuklarımıza dini ve ibadeti öğretmeden önce “ahlaklı olmayı, dürüst insan olmayı” öğretmek zorundayız.

Öğretmedik de ne oldu?

Namaz kılan HIRSIZ(lar) yetişti(rdik).
Oruç tutan SAPIK(lar) yetişti(rdik)
Hacca giden, hacı olan ama İNSANLARIN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKA BAKA YALAN SÖYLEYEN HIRSIZ SİYASETÇİLER(!), HIRSIZ YÖNETİCİLER(!), HIRSIZ İŞ ADAMLARI yetişti(rdik).
Kurban kesen TEFECİ(ler) yetişti(rdik).
Şehadet getiren TERÖRİST(ler) yetişti(rdik).

… …

İşte o nedenle de her konuda yerlerde sürünüyoruz…

!!??...

“Bu saatten sonra kolay değil öyle dürüst bir nesil yetiştirmek…” dediğinizi duyar gibiyim.

Kolay efendim, kolay…

Önümüzde bir Japonya örneği var.

Sizleri bunaltmamak açısından, yazımı daha uzatıp, sizlere Japonları anlatmayacağım.

Siz, şöyle bir araştırın Japonları; Japon halkını, Japon siyasetçilerini ve de yöneticilerini… Hakkında dedikodu çıkan bir Japon siyasetçisi, o dedikodunun ardından ne yapıyor?

Kendisinin hiçbir günahı olmadığı halde görev alanı içinde olan tatsız bir olaydan sonra bir Japon yöneticisi ne yapıyor?

Başarısız addedilen bir Japon Öğretmen ne yapıyor?

Adı bir skandala bulaşan Japon işadamı ne yapıyor?

… …

Hele bir araştırın; pek çok şeyin bilincine ve ayırdına varacaksınız.