Başlığı okuyunca bazılarımızın aklına hemen “hangi TV kanalını izlediğine bağlı” diye bir düşüncenin geldiğini biliyorum. Gerçekten de bazı kanallar işi o derece ileri götürdü ki, insan “acaba ben başka bir ülkede mi yaşıyorum?” diye kendisinden şüphe duymaya başlıyor.

Ekonomiden pek anlamam ama kabaca baktığımda şu kadarını görebiliyorum. Ülkelerin zenginlik düzeyinin belirlendiği en güvenilir ölçek, yıl içinde üretilen toplam ulusal gelirin yaşayan insan sayısına bölünmesiyle bulunan rakamdır. Bu rakam yıldan yıla artıyorsa o ülke gelişip zenginleşiyor, azalıyorsa da fakirleşiyor demektir.

Şimdi de bu ölçeği ülkemize uygulayalım. 2013 yılı “Gayri Safi Milli Hasıla-(GSMH)” da toplam üretim gelirimiz 957.8 milyar dolar ve kişi başına düşen rakam da 12.614 dolarmış. Peki sonra ne olmuş, şimdi de ona bakalım. 2019 da bu rakamlar 761.4 milyar dolara ve kişi başı 9.127 dolara, 2020 de ise 719.5 milyar dolara ve 8.599 dolara düşmüş. Yani kısaca 2013 yılından bu tarafa hepimizin cebindeki para yıllık bazda 4.015 er dolar (Doları 8.400 TL kabul edersek 8400X4015=33.726 TL) azalmış. O zaman bunun adı nasıl gelişme ve zenginleşme oluyor, lütfen biri bunu bana anlatsın. (Rakamlar Dünya Bankası ve devletin resmi kurumu TÜİK’ten alınmıştır.)

BAZI ÜLKELERİN KİŞİ BAŞINA DÜŞEN 

MİLLİ GELİRLERİ

ÜLKE ADI

2013

2019

2020

Romanya

   9.548

  12.920

  12.800

Çin

   7.051

  10.262

  10.480

Bulgaristan

   7.655

    9.828

    9.920

Polonya

 13.696

  15.693

  15.650

Türkiye

 12.614

    9.127

    8.599

Diyeceksiniz ki pandemi nedeniyle üretim düştü de o nedenle azalma oldu. Doğrudur, tabloda da görüldüğü gibi pandemi döneminde pek çok ülkenin milli gelirinde azalma olmuştur ama bu yalnızca hastalığın başladığı 2020 yılı ile hastalık olmayan bir önceki yıl 2019 arasındaki karşılaştırma için geçerlidir. Oysa bizde son yedi yıldır sürekli bir azalma söz konusudur. Yani bugün gelinen durum yalnızca pandemiyle açıklanamaz.

Peki, o zaman bu azalmanın gerçek nedeni ne olabilir? Bu sorunun yanıtını bulmak için ülkemizin bir yıldaki toplam değer üretimine bakmamız gerek. 2013’te 957,8 milyar dolarlık bir üretim kapasitesine ulaşmışken, bu rakam 2019’da 761,4 milyar dolara, 2020’de ise 719,5 milyar dolara düşmüş. Yani her yıl bir öncekine göre daha az değer üretmişiz. Eee, nüfusumuz da yıldan yıla artmaya devam edince pastadan düşen pay da doğal olarak azalmış.

Şimdi de çözüme odaklanalım. Aslında her şey ortada. Sorunun nedeni üretim düşüklüğü ise, çözümü de üretim artışıdır diyebiliriz. Ama bu da tek başına çözüm olmaz. Çünkü artan üretimi para verip alacak maddi güce sahip bir toplumun da var olması gerekir ki, üretileni tüketelim.

Peki, şu anda böyle bir toplum var mı; yani, toplumun maddi gücü ne durumda? Bunu ben bilemem; elinizi cebinize soktuğunuzda bu sorunun yanıtını da kendiliğinden bulmuş olursunuz.

DÜŞÜNEN SÖZLER:

İnsan mı paraya bağlı, para mı insana bağlı? Bu, insana bağlı. Özdemir Asaf

Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk. Victor Hugo

Yaptıklarınızın sonucunu görmeniz her zaman mümkün olmayabilir, fakat hiç bir şey yapmazsanız hiç sonuç da göremezsiniz. Gandhi

Sorunlar onları yaratanların mantığı ile çözümlenemez. Einstein

Bugünün centilmeni bol parası bulunduğu için, paralı her budalanın yaptığını yapar, üretmeden tüketir. Bernard Shaw

Bir ulus ne kadar derin bir iktisadî bunalım içinde ise, ziynet ve süs eşyası ile o kadar savurgandır. A. Lous