Ağustos ayı, Türk tarihinde “zaferler ayı” olarak biliniyor.

Tarihi akışına göre şöyle bir sıralamaya çalışırsak:

26 Ağustos 1071, Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ın, Bizans İmparatoru Romen Diyojen’e karşı kazandığı, Türklere Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi…

11 Ağustos 1473, Fatih Sultan Mehmet’in Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan’a karşı kazandığı Otlukbeli Zaferi…

23 Ağustos 1514, Osmanlı Padişahı 1. Selim’in Safevi Hükümdarı Şah İsmail’e karşı kazandığı Çaldıran Zaferi…

24 Ağustos 1516, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Hükümdarı Gansu Gavri’ye karşı kazandığı Mercidabık Zaferi…

29 Ağustos 1521, Osmanlı Padişahı 1. Süleyman’ın Belgrad’ı fethi…

29 Ağustos 1526, Macaristan topraklarının büyük bölümünün Osmanlı’nın hakimiyetine girmesiyle sonuçlanan Mohaç Zaferi…

1 Ağustos 1571, Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması’nın, Venedik’in başı çektiği müttefik donanmasını barış istemek zorunda bırakarak Kıbrıs’ı alması.

5 Ağustos 1919, Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum Kongresi’nde, “Vatan bir bütündür, parçalanamaz” kararını tüm dünyaya ilan etmesi.

10 Ağustos 1920, vatan topraklarının parçalanmasını öngören Sevr Antlaşması’nın imzalanması ve 19 Ağustos 1920’de bu antlaşmayı imzalayanların TBMM tarafından “vatan haini” ilan edilmeleri.

23 Ağustos 1921, Yunan ordularının Ankara’ya doğru yürüyüşünü durduran Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılması.

Ve 26 Ağustos 1922’de başlayıp 30 Ağustos’ta sonuçlanan; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolu açan Büyük Zafer…

*

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, güney sınırlarımızı terörist unsurlardan temizlemeyi amaçlayan harekâtı kastederek, “Ağustos’ta zaferler halkasına bir yenisini daha ekleyeceğiz” sözünü, bu onurlu tarihsel sürece dayanarak söylüyor.

*

Hemen belirtmeliyiz ki, Yüce Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesi daima yol göstericimiz olmuştur.

Atatürk ilkelerini benimsemiş hiçbir kimse, vatanın birliği ve bütünlüğü tehlikeye düşmedikçe, silaha sarılmayı asla düşünmez, hoş görmez ve tasvip etmez.

Ama, Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünü tehdit eden her komploya, provokasyona karşı da, ilk Atatürkçüler göğsünü siper eder.

*

Tarihimizdeki tüm zaferler değerlidir, anlamlıdır, onur vericidir kuşkusuz, ama 30 Ağustos’un “son Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna zemin hazırlaması açısından” çok daha büyük bir önemi vardır.

Onun için. 30 Ağustos 2019 Cuma günü kutlayacağımız Büyük Zafer’in 97. yıldönümü, adına yaraşır büyüklük ve ihtişamla yaşanılmalı ve yaşatılmalıdır.

Demokrasiye, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, laiklik ve çağdaşlık ilkelerine bağlı, vatanını-milletini seven herkesin 30 Ağustos’u anlamlı kılmak üzere elinden gelen çabayı göstermesi gerektiğine inanıyoruz.