Yıllardır bir kuşak sınıflandırılması yapılmakta… X kuşağı, Y kuşağı, Z kuşağı…

Fransızca karşılığı jenerasyon, Arapça karşılığı nesil olan bir sözcük.

Doğum tarihlerine göre; 1965-1980 arasına X kuşağı, 1980-2000 arasına Y kuşağı, 2000-2020 arasına Z kuşağı denildi. Z kuşağını 1995’ten başlatanlar da oldu. 2020’den sonrakilere ne denilecek bilemiyoruz.

Elbette bunların öncesi de vardı. 1925-1945 arası doğumlulara Geleneksel Kuşak, 1945-1965 arası doğumlulara da Bebek Patlaması (Baby Boomers) denildi.

Ama özellikle Z kuşağı gündem oldu. Ve de siyasetin dilinde 2023 seçimlerine yönelik olarak Z kuşağı dolanır oldu.

***

Peki, bugün yazılı ve görsel medyada çokça dillendirilen ve hem iktidarın hem de muhalefetin büyük umut beslediği Z kuşağı için neler denildi?

İşte Z kuşağı için söylenenler:

“Teknolojinin kucağında doğan ve teknoloji ile içi içe olan bir nesil” denildi.

-Analitik ve hızlı düşünme becerilerinin yüksek olduğu söylenen...

-Ancak bütün özellikleri, bireysellikten öteye geçmeyen...

-Takım çalışmalarına yatkın olmayan...

Ama “kendilerine olan özgüvenleri yüksek bir nesil” denildi.

-Özgür ve bağımsız olmaya önem veren...

-Psikolojik ve zihinsel açıdan hızlı gelişim gösteren…

-Sosyal statüye ve eğitime önem veren…

Ve de “bilgiye ve değişime açık bir nesil” denildi.

-Lükse ve teknolojiye önem veren...

-Ne istedikleri konusunda kendilerinden emin olan...

Ve “iletişim kurmak için sosyal mecraları tercih eden bir nesil” denildi.

***

Peki, kimdir bu kuşak?

-Türkiye’de AKP iktidarı dönemine rastlayan bir kuşak…

-Bir diğer partinin yönetimini yaşamamış bir kuşak…

-İnternette sanal bir dünyada dolaşan bir kuşak…

-Ve bugün hem iktidarın hem de muhalefetin peşine düştüğü bir kuşak…

Yani Türkiye için 2023 seçimlerinde oy kullanacak 7 milyon genç bir kuşaktır.

-Dijital dönüşümün ve sanal dünyanın nimetlerinden kıyasıya yararlanan…

-İnsanlığın şimdiye kadar hiç tatmadığı ölçüde bilgiye erişim olanaklarına sahip ve de sınır tanımayan...

-Sosyal medya ve dijital iletişim sayesinde çok çabuk organize olabilen, katılımcı, toplumsal duyarlılığı yüksek…

Yani hem ülkemiz hem de insanlık için yepyeni, taptaze umut ışığı bir kuşaktır.

***

Evet, evet ama…

Sistem, her yeni kuşaktan çekinir ve de kontrol altına almak ister. Bu, her yeni kuşağın döneminde böyle olmuştur.

Çünkü ekonomik ve siyasal bunalım dönemlerinde yeni kuşakların hareketliliği, sistem için endişe yaratır ve de yaratmıştır.

Nitekim bugün dünya büyük bir bunalım yaşamaktadır. Tüm ülkeler için hem ekonomik hem de siyasal kriz kapıdadır, hatta bir ölçüde yaşanmaktadır.

Buna karşılık, toplumsal muhalefetin sesi de tüm dünyada yükselmektedir.

İşte bu nedenle sistemin sahipleri, özellikle toplumsal muhalefetin dinamik gücü olabilir endişesiyle Z kuşağı için:

-Önceki kuşaklarla bağlarının zayıflatılması…

-Toplumsal sorunlarla ilgisinin kesilmesi…

-Sosyalist bakışlardan uzaklaşması, sınıfsal bir kavgadan uzak durması…

Ve de içinde bulunduğumuz 4.sanayi devrimi döneminde, özellikle tüketici olarak yetişen ya da yetiştirilen bir kuşak olması istenmektedir.

Daha da özet olarak, toplumsal sorunlardan uzaklaştırılmış ve sisteme biat etmiş bir kuşak olması istenmektedir.

Evet, toplumların bir umut ışığı gibi görmek istediği bu kuşak için, sistemin sahiplerince biçilen kimlik işte budur.

Herhalde bu kuşak yani Z kuşağı, bir tüketici tutsağı olması için kendine biçilen bu kimliği görür olacaktır ve de görür olmalıdır.