Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, “Çorum’un 100 yılını etkileyecek” projelerden söz ediyor.

Bu sütunlarda sıkça dile getirdiğimiz gibi, Çorum, sanayileşme adına da, kentleşme adına da altın yılları ne yazık ki iyi değerlendiremedi.

Kendi ölçeğindeki pek çok kente göre elbette, her iki açısından da iyi durumda. Bizim kastımız da zaten, Çorum’un “olması gereken” düzeyin gerisinde kaldığı yönündeki kanaatimizin altını çizmek.

Şuradan çok iyiyiz, buradan çok öndeyiz gibi avuntularla kendimizi kandırmak değil.

Külcü’nün “gelecek yüz yıla damgasını vuracak” diye tanımladığı projeler arasında biz, meydan ve park projelerini özellikle önemsiyor, destekliyor ve takdir ediyoruz.

Bunun içinde eski parkların düzenlenmesi de var, yeni park projeleri de…

Ama bunlardan çok daha önemlisi, kentin merkezine, dokunulması güç eski dokuya kazandırılmakta olan, kazandırılacak olan park ve meydanlar…

İşte Kültür Sitesi yıkıldı, park düzenlemesine geçiliyor.

Eski Adliye binasının yıkımına sembolik olarak da olsa başlandı, Valiliğin önünde geniş bir park oluşturulacak.

Sırada, Sağlık Müdürlüğü, Özel İdare ve Tekel binalarının yıkımıyla kente kazandırılacak 20 dönümlük meydan veya park var.

Hatırlanacağı üzere, bu tasarı, dönemin Çorum Valisi Nurullah Çakır’ın “hayali” olarak gazeteniz ÇORUM HABER tarafından kamuoyunun gündemine taşınmıştı.

Çorum’un geleceği açısından öylesine doğru, akılcı ve yaşamsal bir projeydi ki, kısa sürede herkes tarafından benimsendi. Sorumluluk mevkiindeki herkes üzerine düşeni yaptı. Özelleştirme İdaresi’nin portföyündeki Tekel binasının, Başbakan Erdoğan’ın imzasını beklediği, yani artık son aşamaya geldiği söyleniyor.

Demek ki, ÇORUM HABER’in gündeme taşıdığı sırada gerçekten “hayal” gibi gelen kentin en önemli noktasındaki bu büyük meydan için geriye sayım başlamış durumda.

Başkan Külcü, Çorum’un 100 yılını etkileyecek projelerden söz edince, biz de “işte biri bu” diye altını kalın biçimde çizmeyi görev bildik.

Dünyanın ve ülkemizin büyük kentlerinde, yüzlerce hektarlık devasa parklar, meydanlar var. Örneğin Londra’daki Hyde Park, 146 hektar.

Bu açıdan bakınca, 20 dönümlük meydan küçük gibi görünebilir.

Ama, önce konumuna bakmak gerekir.

Bu alan, kentin kenarında, dışında bir yer değil, tam da göbeğinde…

Onbinlerce Çorumlu’nun her gün yaşayacağı, yararlanacağı, kazanılması öyle kolay da olmayan bir yer.

Ve bize göre, Çorum’a yapılabilecek en büyük hizmetlerin başında geliyor.

Onun için, inanarak, yüz yılı etkileyecek projelerden biri olduğuna “kefaletimizi” vurguluyoruz.

Eskiler hatırlar; Çorum’un bir “İtfaiye Meydanı” vardı. Şimdiki Şehir İşhanı’nın ve Turgut Özal İşmerkezi’nin bulunduğu alan…

Havai fişekler buradan fırlatılır, fener alayları buradan başlatılır, “düşman” maketleri burada yakılırdı.

Hürriyet Meydanı daha sonra açıldı.

1960’larda, hiç kuşkusuz, dükkan ve büro ihtiyacı daha fazla önem taşıdığı için, Belediye ve Özel İdare’nin ortaklığıyla ön tarafına Şehir İşhanı, arka tarafına da sinema binası yapıldı. Gerçi sinema binası daha hizmete açılamadan çöktü ve sonradan Belediye Tanzim Satış Mağazası’na dönüştürüldü.

İtfaiye de eski garajların karşısına, Cengiztopel Caddesi yanına taşındı.

Şimdi düşünüyoruz da, keşke İtfaiye Meydanı, o zamandan bugüne meydan olarak muhafaza edilebilseydi.

Ama belirttiğimiz gibi, zamanın bakış açıları ve kentsel ihtiyaçların dayatmaları farklı olabiliyor.

Tansa binası yıkıldığı zaman da biz, buranın geçici bir park düzenlemesiyle zamana bırakılmasını, yani Turgut Özal İşmerkezi’nin yapılmamasını savunmuştuk.

Eski dokuda, avuç içi kadar yer bulsak, park, bahçe, meydan yapmamız gerektiğine inanıyorduk çünkü.

Bugün de o inançtayız.

Torunlarımıza bırakabileceğimiz en büyük servetlerin ve güzelliklerin bunlar olacağını düşünüyoruz.

Sayın Külcü’yü de bu inançta görmekten ise büyük memnuniyet duyuyoruz.

Umudumuzun ve temennimizin adını da koyduk:

Park zengini Çorum.

Mehmet YOLYAPAR