Yani "adalet" yürüyüşü...

15 Haziran 2017 Perşembe günü başlamıştı, bugün 14'üncü günü oldu.

-Hedefimiz, Ankara'dan İstanbul'a denildi.

-Amacımız, yok edilen adaletin aranması ve de iktidara uyarı denildi.

Ama başka yürüyüşler de olmuştu bu ülkede. Hem de ülke çapında ses getiren yürüyüşler... İşte bu günün sıcaklığında onlara bir kez daha bakalım dedik.

Ve de böyle bir günde, Cumhuriyet tarihinde bir ilk olan Çorum belediye işçilerinin çıplak ayakla Çorum'dan Ankara'ya, Ankara'dan İstanbul'a yürüyüşünü, 03 Ağustos 2015 tarihli yazımdan alıntıyla bir kez daha analım dedik.

***

Yıl 1966, iktidarda Adalet Partisi hükümeti vardır. Başbakan Süleyman Demirel'dir.

Çorum Belediye Başkanı ise Kemal Demirer ya da Keçi Kemal ya da namı diğer Johnson Kemal'dir. Şöhretini, ABD Başkam Johnson'a özel mektup yazıp beton karıştırma makinesi istemesinden almıştır.

Belediye Başkanı Kemal Demirer 72 temizlik işçisini işten çıkarır. İşçilerin tüm girişimleri sonuçsuz kalır.

Çaresiz kalan işçilerden 54'ü, 27 Temmuz'da Çorum'dan yalınayak yola çıkarlar...

-3 Ağustos'ta Ankara'da Anıtkabir'e varırlar.

-5 Ağustos'ta Danıştay'da davayı kazanırlar. 8 Ağustos'ta işbaşı yaparlar.

-Ama 10 Ağustos'ta Jonson Kemal bu kararı uygulamaz.

Onlar için çare, yine yalınayak yollara düşmektir.

Ve 15 Ağustos'ta Ankara'dan yalınayak İstanbul'a yürürler...

Ve de Çorum'dan Ankara'ya, Ankara'dan İstanbul'a toplam 34 günde 716 kilometre yol yürüyerek İstanbul'da Taksim Atatürk Anıtı'na ulaşırlar...

"İşe alınmadığımız takdirde ölüm yürüyüşümüzü İsveç'e kadar uzatacağız" açıklamasını yaparlar...

Sonunda işçiler kazanır. İşçiler işe geri alınır.

***

Çorum Belediye işçilerinin bu yürüyüşüne sendikalar, öğrenci-gençlik hareketi ve kamuoyu sahip çıkar.

Eylem, uluslararası işçi sendikaları tarafından da desteklenir.

Yollarda katılanlar olur. İşçilerle birlikte İstanbul'a kadar yürüyenler olur.

O dönemin güçlü gençlik örgütü olan Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) destekler; Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) tüm sendikalara destekleme çağrısı yapar.

Ve oluşturulan "Türkiye İşçi, Gençlik, Öğretmenler Dayanışma Konseyi (TİGÖK)" işçileri Hendek'te karşılar. Birlikte Taksim Meydanı Atatürk Anıtı'na gelinir.

Çorum Belediye Başkanı Johnson Kemal protesto edilir.

***

İşte, Çorum Belediye işçilerinin tarih yazan yürüyüşü bu idi.

Yalınayak yürümüşlerdi Çorum'dan Ankara'ya... Yalınayak yürümüşlerdi Ankara'dan İstanbul'a...

Ve çıplak ayaklı bu yürüyüş, işçi hareketinde bir ilk ve de yeni bir hak arama yöntemi olmuştu.

Ardından tüm Türkiye işçilerine yansımıştı bu yürüyüş...

-1966'da Pancar Motor'da çalışan işçiler yürümüştü İstanbul'dan Ankara'ya.

-1967'de Manisa'dan 90 temizlik işçisi, 1968'de Samsun Tekel işçileri yürümüştü Ankara'ya. .

-1977'de sinema emekçileri yürümüştü İstanbul Taksim'den Ankara'ya.

-Ve 1979'da Mersin'den Soda Sanayii'nde çalışan 857 işçi yürümüştü Ankara'ya.

***

12 Eylül darbesiyle ülke bir korku imparatorluğuna dönüşmüştü. Baskılar, yasaklar, uzun süre yolcusuz bırakmıştı Ankara yollarını.

Ama 1991'de tarihin en büyük işçi yürüyüşü yapılmıştı. Zonguldak'tan 100 bin Maden işçisi yürümüştü Ankara'ya doğru. Ama yolları kesilmişti; Cumhuriyet tarihinin en büyük madenci yürüyüşü, 112 km sonra polis ve askeri barikatlarla durdurulmuştu.

Ve 1992'de İzmir Belediye işçileri, 1993'te İzmir Kağıthane işçileri yürümüştü Ankara'ya.

1994'te işten atılan Adana belediye işçileri, aileleriyle birlikte yürümüştü Ankara'ya.

2000'de Türk-İş üyesi işçiler yürümüştü, özelleştirmelere karşı.

Ve öğrenciler yürümüştü, öğretmenler yürümüştü, mahkûm yakınları yürümüştü, kayıp aileleri yürümüştü.

Türbanlı öğrenciler yürümüştü, eğitim hakkı için. TAYAD'lılar yürümüştü mahkûm hakları için.

Elbette ki bu yürüyüşler bir başkaldırı değildi. Ama zor da olsa galiba bu yol kalmıştı.

Ve de "Ankara Ankara / Senden hesap sormak ister / Her bahtı kara" denmişti.

Galiba bugün de adalet aramak için kalan seçenek, Ankara'dan İstanbul'a yürümek olsa gerek.