Çorum yazın dünyasına eğitimci-yazar Muzaffer Gündoğar tarafından yazılmış, bir kitap daha katıldı...  
Yazarın daha öncesinde de edebiyatın değişik alanlarında yapıtları bulunmakta…
Anı- Roman kitabı olarak yazılan, “Yüreklerde Buz Tutan Kış Sarıkamış”  Besmat Matbaacılık tarafından basılmış.   
Kendi içinde değişik başlıklarla dört bölümden oluşan 318 sayfalık kitap, 2018 basımı olup, editörlüğü sevgili Ayşe Uncu tarafından yapılmış.
Yazar, kitabını Yemen, Çanakkale, Sarıkamış sonrasında da Kurtuluş savasına katılarak, köyüne sağ dönebilen dedesi Arif Hikmet’in anılarından yola çıkarak kitaplaştırmış…
Yoğun emek ve araştırma gerektiren çalışma; geçmişten günümüze ve geleceğe bir izdüşüm olacak özgün bir yapıt olmuş.
1914 yılında gelişmiş ülkeler Dünya’yı paylaşım savaşına girerken, ülkemiz seferberlik emri ile 18- 60 yaş arasındaki erkekleri silah altına alır…
Arif Çavuş ve arkadaşları da Enver Paşa Komutasındaki Sarıkamış Harekâtı için yola çıkar.
Uzun yol boyunca asker, açlık, paramparça giysiler, ayaklarda çarık bile yokken, hava eksilerde, dondurucu kar ve fırtına ile mücadele etmek zorunda kalmıştır…
Açlık, soğuk ve hastalık “tifüs” kurdun, kuşun köpeklerin parçaladığı erler,  tek bir kurşun atamadan donarak ölenler ve sakat kalanlar, delirenler…
Yer yer şiirlerle de bezenen kitap, okurun duygu boyutunu daha da yükseltmektedir!
Sarıkamış, Sarıkamış!
Yüreklerde tam karakış…
Kötünün kötüsü durum,
Anlatırken donuyorum!
Yolu bırak yokmuş cınga,
Tırmanmışlar düşe kalka.
Sarıkamış Sarıkamış;
Yüreğimde buz tutan kış!
Ordu bu harekâtta yenilmiş, binlerce asker yaşamını yitirmiştir!
Yazarın dedesi Arif Çavuş sağ kalanlar içinde olup, Ruslara tutsak düşenler arasındadır…

*

Acılar bitmemiştir!
Kitapta anlatılan, tutsakların Sibirya çöllerinde yaşadığı ölümü aratacak, aylar yıllar dayanılır gibi değil!
Tarihler 1917’yi gösterirken, Rusya yeni bir rejimin eşiğinde, “Ekim Devrimi” kapıdadır…
Arif Çavuş ve diğer tutsaklar ani bir kararla “Kazan” Kentine getirilir…
Sibirya steplerinden sonra geldikleri yer cennet gibidir. Rejim değişikliği tüm havayı yumuşatmış, özgürlüğün yolu görünmüştü!
Artık etrafta serbestçe gezinmelerine bile izin veriliyordu…
Bir gün, Arif Çavuş’un söğüt dallarıyla yaptığı sepetler, güzeller güzeli Rus kızı Şura’nın dikkatini çeker…
Olanlar olmuş bu ateş çemberi içinde; tutsak Arif Çavuş ile Rus Kızı Şura arasında önlenemez bir duygu doğmuştur…
Durum; her türlü olumsuzluğa karşın, ‘yaşam varsa aşk ve sevgi de vardır tezini doğrular haldedir!’
Şura,  Rus kızlarının şaşırtıcı serbest hallerini, çekici güzelliklerini taşıyordu!
Ayrılacaklarını bile bile buluşmalar başlamıştı…
Kitaba konu olan yazarın dedesi Arif Çavuş’un dört yıl süren tutsaklığı 1918’de sona erer.
O, Çorum/Çıkrık köyünden Balkan Savasından, Kurtuluş Savaşına kadar katılmış 128 kişiden geriye dönebilen 13 gaziden biridir!  

*

Yazar Muzaffer Gündoğar;  dedesinin anılarından yola çıkarak, tarihin derinliklerinde yaşanmış sayısız acı, ölüm, açlık, tutsaklık, hastalık vb… duyguları okurun yüreğinde yaşatmıştır.
Arif Çavuş’un tutsaklık günleriyle de; özgürlük, vatan, millet, dil, kültür vb değerlerin tartışılmaz önemi akış içinde anlaşılmakta!
Kitapta tüm bu umutsuzluklar içinde doğan aşksa, okuru bambaşka duygulara savurmakta…

*

Sarayın damadı Enver Paşa, Sarıkamış Harekâtının hezimetini bir süre sansürlemiş gerçeğin üzerini örtmüş, “Turan” hayallerine binlerce genci heba etmiştir!
Savaşlar toplumların omuzlarına yüzyıllar sürecek acılar bırakır…  
Sarıkamış Harekâtı sonrası hemen Çanakkale Savaşı başlamıştır.
Büyük acı ve yenilgiyle biten Sarıkamış Harekâtı: “Geçilemeyen Çanakkale Savaşı’nın” önsözüdür!
Çanakkale ise;  destanlar yazılan “Kurtuluş Savaşı’nın” önsözüdür!
Yazar Muzaffer Gündoğar’ın, emeğine duygu ve düşüncelerine sağlık, nice kitaplı üretimli yıllar diliyorum...
Yaşamını kaybeden tüm şehitlere saygıyla!