27 Ağustos 1927 günü,

Resmi kaynaklardan sızan şu haber duyuldu:

“Hacı Sami ismindeki şaki,

Şimdiye kadar yaptığı kanlı vakalara doyamamış ve yanına yine kendi gibi olan kardeşini alıp birkaç da hunhar toplayarak,

Yunanistan’dan Anadolu’ya geçmiş.

Kuşadası ve Milas civarında bir takım haine maksatlarla dâhile doğru ilerlerken,

Mardan dağlarında jandarmalar tarafından açılan ateş neticesinde kardeşi ile meyyiten ve beraberindeki üç avanesi de mecburen yakalanmıştır.

İlk tahkikatten alınan neticeye göre:

Hacı Sami çetesinin Türk vatanına,

Ancak bütün Türkleri,

Bütün Türkiye’yi rencide edecek pek alçakça bir maksatla,

Yani yeni Türkiye’yi teceddüd ve itilaya sevk eden Büyük Gazi’nin muhterem şahsına ihanette bulunmak fikri leime ile girmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Herkese;

“Geçmiş olsun”,

Dedirten bu haber,

Sinirleri gerdirip isyan ettirici olduğu kadar da sevindirici idi.

Demek ki hâlâ büyük kurtarıcıya göz diken melunlar varmış diye,

Bunlara lanetler ederek teessüslere kapılanlar,

Bir taraftan da;

Daha memlekete ayak basar basmaz,

Köklerinden kazınmış olmasından dolayı sevinç içinde idiler.

Öte yandan hükümet de derhal harekete geçmiş;

Zaten epeydir Yunanistan’daki menfur faaliyetlerinden şüphe edilerek birkaç defa dikkat nazarları çekildiği halde,

Nihayet bu şekilde bir teşebbüse geçmek cüretinde bulunan bu melunlara,

Bir nevi yataklık ettiği anlaşılan Atina hükümeti nezdinde lüzumlu teşebbüslerde bulunarak,

Atina Elçimiz Cevat Bey’i de alelacele Ankara’ya çağırmıştı.

Gelir gelmez hariciye vekâleti ile temas ederek,

Yunanistan hükümeti nezdinde yapılan teşebbüsler,

İzahat veren ve yeni talimat alan Cevat Bey,

Umumi efkârı aydınlatmak için de şöyle demişti:

-Hükümet bu işe layık olduğu ciddiyetle vaziyet etmiştir.

Gereken teşebbüslerde bulunmakta devam edileceği tabidir…….

(Kandemir. Atatürk’e İzmir Suaikastinden Ayrı 11 Suikast. S: 49-50. 1955. İstanbul)

23.06.2022 - Antalya.