YOKSULLUK ÜZERİNE
Şu son günlerde, çevremin ana konusu yoksulluk oldu. Huyum kurusun, yoksulluğu bildiğim halde, bir sözlük açmaya karar verdim. İşe de, yoksul, yoksulluk, yoksullaşmak sözcüklerinden başladım.
Yoksul: Bal gibi bir Türkçe sözcük. Bir yerde de sıfattır. Anlamı ise; “Geçim sıkıntısı çeken kimse ya da kişi”dir. Eşanlamlısı ise fakir’dir.
Yoksulluk: Yoksul olma durumunun ta kendisidir. Geçim sorunu olan, sıkıntıya düşen bireyin düştüğü haldir.
Yoksullaşmak: Yoksul duruma gelmektir. İnsanın kendisi de, çevresindekiler de o kişinin yoksullaşmasına neden olabilirler.
Geçim: Bir kişinin ya da ailesinin yaşamını insan gibi sürdürmek ve sağlamak için gece gündüz çalışmasıdır. Daha açıkçası yaşamının üst düzeye çıkarılmasıdır.
Fakir: (Kalın okunur) Yoksul, fukara, zavallı yerine de geçer.
Sıkıntı: Dış bir etki sonucu insanın içinde biriken, oluşan bunalımdır.
Bu altı sözcüğün anlamlarına bir göz atınca, geçim sözcüğü baş köşeye oturuverdi. Bizleri de, derin derin düşündürdü! Geçim sıkıntısı çekmemenin yollarını aramamıza neden oldu. Yoksulluğun giderilmesi, bireye, ülkeyi yönetenlere, yazar ve çizerlere düşen bir görev oldu.
Her birey, kendisini iyi tanır7sa, bilirse, okumasıyla, bir meslek seçmesiyle işe başlamak zorundadır. Mesleğinde, ülkenin menfaatlerini kendi çıkarlarından üstün tutabilirse, çalıştığı iş alanına sıradan bir kişi yerine en yetenekli, en becerili kişiliğe erişebilirse, o işyerinde aranılan insan olur, o iş yeri kapansa bile işsiz kalmaz, hayatını çevresindekilerden daha iyi koşullarda yaşar. Demek oluyor ki, yoksul duruma düşmemenin anahtarı ahlaklı, dürüst, çalışmak, o iş yerinde sıradan insan olmamaktır.
Kişiler, ülkeyi yönetenler, ellerine ve dillerine de sahip olabilirlerse o toplumun sırtını yere getirecekler yetişemez. Öyle ise, çevremizde yoksulluk varsa, bunun üstesinden gelmek bizlere, sizlere, onlara da düşer!
İmsak | 06:21 | ||
Güneş | 07:48 | ||
Öğle | 12:58 | ||
İkindi | 15:33 | ||
Akşam | 17:57 | ||
Yatsı | 19:19 |