Dün anneler günüydü. Hem acıyı yaşatan hem mutluluğu yaşatan bir gün...
ABD'li bir öğretmen olan Anna Jarvis'in kaybettiği annesi için, 1908 yılında başlattığı bir anma günüdür anneler günü. 8 Mayıs 1914 yılından itibaren Amerika'da ve bugün bütün dünyada kutlanmaktadır.
Türkiye'de ise, 5 Mayıs 1955'ten bu yana kutlanmaktadır. Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazar gününde olduğu gibi dün de kutlanmış, anneler bir kez daha anılmıştır bütün yurtta.
Kutlanmıştır, anılmıştır ama, anne olmak zordur bu ülkede. Yani zordur bu ülkede anne olmak ya da Anadolu diliyle ana olmak.
Evet, zordur dedik ama böyle duygu yüklü bir günde, bu zorluğu büyük acılarla yaşamış annelerden birilerini yine de bir analım dedik.
***
Bir Ayşe ana vardı, Karaman'ın Ermenek ilçesinden Ayşe Gökçe.
"Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı" diyerek Türkiye'yi ağlatan Ayşe Gökçe.
Karaman'da kömür ocağındaki felakette, su altında kalan 18 işçiden biri olan oğlu Tezcan için böyle demişti Ayşe Gökçe.
28 Ekim Salı günü, 350 metre derinlikte 50 metre yükselen suyun altında mahsur kalan 18 işçiden biriydi Ayşe ananın oğlu.
Ve o günden beri evinin penceresinde bekler olmuştu, oğlu Tezcan gelecek diye...
Ama 23 gün sonra cenazesi gelmişti Tezcan'ın.
***
Ve Cumartesi Anneleri...
27 Mayıs 1995'ten bu yana her Cumartesi Galatasaray Meydanında oturan anneler...
Müdahale nedeniyle oturma eylemine, 1999'dan 2009'a kadar ara veren ve 13 Mayıs 2017 Cumartesi günü 633'üncü kez bir araya gelen anneler...
Yani 12 Eylül darbesinin karanlıklarında yok edilenlerin acısını yaşayan anneler...
Ve gözaltında kaybolan oğlunu, kızını, eşini, kardeşini ve de faili meçhul cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerini arayan anneler...
İşte Berfo ana da bunlardan biriydi. Kars Göle'den.
12 Eylül darbesinin yok ettiklerinin acısını yaşayanların simgesi olmuştu.
Oğlu Cemil'in dirisini istemişti. Dirisi yoksa ölüsünü, ölüsü yoksa birkaç kemiğini istemişti; mezarı başında bir dua etmek için,..
21 Şubat 2013 günü 105 yaşında öldü Berfo ana.
Öldüğü güne kadar tam 33 yıl kapısını açık tutmuştu.   12 Eylül 1980 darbesinde gözaltına alınan ve bir daha haber alınmayan oğlu Cemil gelir diye...
***
Ve de Cuma anneleri... Yani şehit anneleri...
Oğullarını, davul-zurna ile askere gönderen ve bir gün şehit olarak cenazesini teslim alan anneler...
Ve her Cuma günü mezar başında dua okuyan...
Ve oğlunu seviyormuş gibi mezar taşını okşayan...
Ve sanki bir gün gelecekmiş gibi umutla yaşayan anneler...
***
Ve Kader Erten’in annesi... Van'ın Çatak ilçesinden...
12 yaşında evlenen, 13 yaşında anne olan...
14 yaşında vurulmuş olarak ölüsü bulunan...
Yani kız olmadan gelin olan, çocuk olmadan anne olan; yani 12 yaşında beyaz gelinlik, 14 yaşında beyaz kefen giyen Kader'in annesi...
***
Yani zordur anne olmak.
Kadına şiddetin, tacizin ve cinayetin simgesi olan Mersinli üniversite öğrencisi Özgecan'ın annesi olmak zordur.
Üç yıl önce Soma'da kömür ocağında, yanarak can veren 301 madencinin annesi olmak zordur.
Evet, bu ülkede anne olmak zordur...
Ve de zordur Güneydoğulu bir anne olmak...
Bir oğlu dağda, bir oğlu askerde olan; dağdakine de askerdekine de ağıt yakan bir Güneydoğulu anne olmak zordur. Çünkü dayanamaz bu yürek... Çünkü ayırt etmez bu yürek...
Çünkü bu ana yüreği...
***
Yani zordur bu ülkede anne olmak...
"Ana olmak meğer / kor ateşlerde üşümesi / kara kışlarda buz kesmesiymiş" der Koca şair Can Yücel.
Ve "Hiç varmayacağı kapıları çalması / hiç ederek ömrünü, adamasıymış" diye devam eder koca şair.
Ve de "Meğer ölümüne bir kara sevdaymış ana olmak" diye noktalar koca şair.
Tüm annelerin "anneler günü" kutlu olsun.